ÜNAL BAŞUSTA YAZIYOR…
2006 yılının Eylül ayında yepyeni bir Embraer Legacy Corporate jet ile Gol Havayolları’nın 17 günlük 737-800 uçağı, gündüz vakti açık havada Amazon ormanları üzerinde çarpışmıştı. 737’deki 154 kişi hayatını kaybederken, Corporate Jet’teki 7 kişi kurtulmuştu, Brezilya otoriteleri kurtulan uçağın pilotlarını tutuklamış ve iki ay sonra onların mahkeme celbi durumunda geleceklerini taahhüt etmeleri sonunda serbest bırakmıştı. Şu anda onlar ve olayla ilgili hava trafik kontrolörlerinin mahkemeleri devam etmekte. Kaza sonrası yapılan araştırmalar neticesinde, Amazon üzerinde radar görüşünün ve radyo iletişiminin yetersiz olduğu kadar, kontrolörlerin de işlerinin ehli olmadığı anlaşılmıştı. Hava Kuvvetleri tarafından kontrol edilen Brezilya hava trafiği ve radarları hem teknolojik, hem de personel yetersizliği nedeniyle, yıllardır ülke hava trafiğini aksattığı gibi Amazon üzerindeki bu kazaya da neden olmuştu. Bu son kazalar sistemdeki bozukluğun artık gizlenemeyecek boyutlarda açığa çıktığını ve düzeltmelerin acilen yapılması gerektiğini ortaya koydu.
Kazadan sonra hükümetin, yerli ve yabancı basının yarattığı yoğun baskılar Brezilya'daki hava trafik kontrolörlerin çeşitli şekillerde reaksiyon göstermesine neden oldu. Bunun neticesi olarak uçak seferlerinde iptaller, gecikmeler, radar arızaları ve hava trafik sorunları nedeniyle trafik ve sefer programları altüst oldu.
Brezilya’daki havacılığın tam bir keşmekeş içine girmesi üzerine Milletlerarası Hava Trafik Kontrolörler Cemiyeti, Brezilya’da uçuş güvenliğinin, uçağa binenler için büyük bir tehlike arz ettiğini rapor ederken, Brezilya Başbakanı Silva ise ülke havacılık standartlarının milletlerarası normlara uygun olduğunu ilan ediyordu.
Amerikan Ulaştırma Bakanlığı Güvenlik Teşkilatı "NTSB" geçen hafta yayınladığı raporda bu kazanın ana sebebi olarak her iki uçağı 37 bin feet’te karşılıklı uçuran Brezilya hava trafik kontrol sistemini gösterdi.
Bu kazanın oluşmasında hava trafikte çalışan yalnız bir kişinin değil de, o gün o uçakla ilgilenen hemen herkesin ihmalinin görülmesi, sistemin güvenli bir şekilde çalışmadığını gösteriyor.
Kazanın olmasında etken olan yan unsurlara gelince, transponderin çalışmadığının pilotlar tarafından farkına varılamaması ile Legacy’nin yer istasyonlarıyla etkin bir radio ve radar bağlantısı kuramaması gösterildi.
Bu rapor hemen aynı zamanda açıklanan 200 sayfalık Brezilya Hava Kuvvetleri’nin araştırma “CENİPA” raporuyla tamamen çakışmakta… Brezilya raporunda kazanın ana sebebi olarak Amerikalı pilotların hala bilinmeyen bir nedenle transponderi kapatmaları ve kokpit göstergeleri bunu gösterdiği halde, farkına varamamaları ve zamanında hava trafik sistemini arayarak pozisyon raporu vermedikleri yazılıyor.
Amerikalı pilotların avukatı Joel Weiss “CENİPA’nın hazırladığı rapor, kazanın hakiki ve görünen sebeplerini saklayarak NTSB raporu ile çakışmaktadır. Bu kazada, her ikisi de gayet iyi yetişmiş pilotları karşıdan gelen başka bir uçağın uçuş yoluna sokarak, düşmesine sebep olanlar, yalnız bu işi yapan kontrolörler değil, onların bağlı olduğu organizasyondur. Brezilya’nın ATC sistemi işini doğru yapamamıştır, onların hataları suçsuz bu iki insanın üzerine atılmamalıdır” dedi.
Brezilyalı federal hakim Murilo Mendes, Amerikalı pilotlar hakkında verilen iddianamelerden önemli birini kaldırdığını ilan etti. Buna göre pilotların ATC ile temas kurmasında hatalı olmadığına karar verildi. Hakim ayrıca hava kuvvetlerinin hazırladığı 300 sayfalık raporun mahkemede bir mana ifade etmeyeceğini belirtti. Raporun geçerli olması için onun mahkeme ile beraber hazırlanmış olmasının gerektiği belirtildi.
Şu anda sadece 4 hava trafik kontrolörü ve iki Amerikalı pilot suçlanarak mahkemeye gidecek. Hava kuvvetleri, kontrolörlerin askeri personel oldukları gerekçesiyle onların davalarının sivil mahkemelerde görülmesi için çalışıyor.
KAZA RAPORLARI:
http://ntsb.gov/Aviation/Brazil-CENIPA/Midair_Collision_Final_Report_1907_(English_version)%5B1%5D_Redacted.pdf
http://ntsb.gov/Aviation/Brazil-CENIPA/US_Detailed_Comments.pdf
NOT: Brezilya Hava Kuvvetleri’nin hazırladığı kaza raporu Isparta kazası raporuyla karşılaştırıldığında, detaylı araştırma ve profesyonellik bakımından bizimkine bir kaç kere fark attığı açıkça görülüyor. Fakat aralarında çok büyük bir benzerlik var. Her iki rapor da, esas suçlu olan organizasyonların sadık personeli tarafından hazırlanmış, kendi kusurlarını değil de başkalarının hatalarını hedef gösteriyorlar…
EDİTÖRÜN NOTU: Bu kazanın tüm detayları içeren öyküsünü, yazarımız ÜNAL BAŞUSTA’nın “Uzman Gözüyle” köşesinde “37 BİN FEET’DE ŞEYTAN İŞİ” başlıklı yazısında bulabilirsiniz…