iga-2023-2
Airkule
Unifree-2019
HAVACILIK HABERLERİ RÖPORTAJ TÜRKİYE'DEN DÜNYADAN VİDEOLAR SEYAHAT ROTASI
Pegasus-2024
   
  Osman Gazi Baykal [email protected]   
SES, GÜRÜLTÜ VE SESSİZLİK-3
7 Mart 2022 Pazartesi

3) SESSİZLİK:

“Hiçbir şey sessizlikten daha gürültülü olamaz.”

                                                      Umberto Eco

Sessiz, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre sesi olmayan, sesi çıkmayan, ses veya gürültü çıkarmadan yapılan anlamındadır. Yazar ve psikolog Gündüz Vassaf’a göre sessizlik, “duyularla algılanan şeylerin tümü, doruk noktasıdır.”

Sessizlik bir fikirden çok fazlası: Bir duygu. En ilginci ise kendimizin yarattığı sessizlik… Sessizlik kendi içinde zenginleştiricidir; bu özel bir niteliktir.

Kendimiz için sessizliği öğrenebildiğimiz zaman başkaları için de önemini anlayabiliriz. Özellikle kamusal alanda herkesin uzamının kendimizinki kadar önemli olduğunu fark etmek, sessizlik ya da gürültü için temel faktördür.

Dünyadaki en sessiz yer, ABD’nin Minnesota’daki Orfield laboratuvarlarının içinde bulunan, yankı özelliğinden arındırılmış, çok özel yalıtımlı bir odadır. Öylesine sessiz ki, ölçülebilen arka plan sesi negatif desibeldir: Yani -9.4dB. Odanın içinde en fazla kalabilenin rekoru 45 dakikayla sınırlıdır. Yine odadaki sessizlikte sesin kendisi denek olmaktadır. Odadaki diğer bir özellik ise “yönde şaşırtıcı deneyimleme” olup içeride oturmayı zorunlu kılmışlardır. Nedeni ise dengeyi bulmak veya manevra yapmayı sağlayan algısal ipuçlarından önemli birinin sessizlikte yok olmasıdır. Bu uzamsal oryantasyon bozukluğu birden sağır olanlara tuhaf gelmemektedir. Sessiz odada "ben neredeyim" sorusu, kişinin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi cevapsız durduğu belirtilmiştir. Harvard Üniversitesindeki yankısız ve ses geçirmez sessiz odaya giren bir müzisyen, odada biri yüksek diğeri düşük perdede iki farklı ses duymuştur. Görevli mühendise bu durumu sorunca yüksek sesin çalışan kendi sinir sistemi, düşük olanın ise bedeninde dolaşan kan akışının olduğunu öğrenmişti.

Modern yaşamımızda sessizliğin ne olduğunu adeta unutmuş gibiyiz. Günümüzde sessiz kalabilmek zor; sessiz kalmamak insana bir tür güven ve huzur verirken iç sesimizi duymamızı da engellemektedir.

Sessizlik, insanların olduğu her yerde artık kaybolmaya yüz tutmuş bir değerdir. Günümüzde sessizlik aşırı pahalı bir özelliktir. Sırtına çantasını yükleyip dağlara çıkanlar bir kaza geçirdiğinde, kurtarma yardımına gelen araçlarla bölgenin hemen gürültüyle bozulabileceği kadar kırılgan, nazik bir özelliktir.

Sessizlik, ses yalıtımı en gürültülü ve kalabalık koşullarda yaşayan ve ona en fazla ihtiyaç duyanlardan çok, zenginlerin ulaşabildiği özel meta haline gelmiştir. Buna ulaşamayanlar için tam sessizlik, bilinçaltlarında alarm zillerinin çalmasına neden olur. Çünkü onlar için sessizlik, yanlışlık, hata yapma, geç kalma vb. olumsuzlukları çağrıştırmaktadır.

Günümüzde ve büyük olasılıkla gelecekte de insanların yeni lüksü sessizlik olacaktır. Ne var ki reklamların ötesinde sessizliğe yatırım ihtimali şimdilik çok yüksek değildir. Ancak yavaş yavaş “Sessizlik” en gözde tüketim metalarına rakip fiyatlarla alınıp satılabilir “lüks” ticari özelliğe bürünmektedir. Bu lüksün ücreti gün geçtikçe tüketicilerin çoğunun alım gücünü aşacak şekilde artışını sürdürmektedir. Bu konuda uzmanlar “lüksün büyük bir kısmı sessizliğin sesiyle ilgili” olduğunu öne sürmektedirler.

Sessizliği belirtirken kamusal alanlarda ağzı kapatan iki el, dudaklara bastırılmış işaret parmağı resmi kullanılmaktadır. Benzer biçimde bir alkışı, toplumsal coşkuyu dindirmek için kalabalığa doğrultulan avuç içleri, bir yemekte dikkati toplamak, şamatayı susturmak üzere kadeh veya bardağa vurulan çatalın tıkırtısı, ya da bir yabancıdan “kibarca” sessiz olmasını rica ederken çıkartılan “şşşşt!” sesi, hep sessizlik için kullanılan evrensel işaretlerdir. İçlerinden şşşşt uyarısı hukuki bir düzen, dinsel veya bilimsel bir yapı, toplumsal ve kültürel düzen sessizliğinin protokolünde daha çok kullanılmaktadır…

Türkiye’de bir hemşirenin resmi olarak bilinen ama antik Yunanda tanrı Harpokrates’i bir parmağını dudaklarına götürmüş biçimde tasvir edilen sessizliğe davet, tarih boyunca yaygın olarak otorite tarafından buyrulmuştur. Bunun için de bir dizi eğitim gerekebilir; çünkü toplumsal yaşamda sessizlik kendiliğinden oluşamaz. Öncelikle eğitimde susmak en iyi dinlemeyi sağlarken, dikkat dağınıklığını belli ölçüde engelleyen ve odaklanabilmenin koşullarından biri olan özdenetimin göstergesi sayılmaktadır. Elbette sessizlik bazen otorite, baskı gibi olumsuzlukları da çağrıştırabilir; çünkü pek çok topluluğun bünyesinde sessizlik, iktidar araçlarının başında gelir.

Toplum yönetiminde “Sessizlik gücün en büyük silahıdır” önermesine karşıt olarak “Hiçbir şey otoriteyi sessizlik kadar güçlendirmez” veya “Yönetilenlerin sessizliği yöneticileri güçlendirir” fikirleri siyaset bilimi, sosyoloji, kamu yönetimi, hatta antropoloji disiplinlerinde hep tartışılagelmiştir.

Ünlü Türk filmlerinden 1996 yapımı “Eşkıya”nın kadın kahramanı Keje, sesinin duyulmasını, ona sahip olan erkeğe yasaklayarak sessizliğini ömür boyu süren protesto olarak kullanmıştı. ABD’li Performans sanatçısı Marina Abramovic, 2014 yılında New York’ta “The Artist is Present” isimli çalışmasını bir sergi salonunda (MoMA) gerçekleştirmişti. Salonda 736.5 saat tek bir söz etmeden otururken, 1545 ziyaretçinin doğrudan ve sadece gözlerine bakmıştı. Sanatçı sonraki açıklamasında, birkaç gün sonra sokaktan geçen araçları duyabildiğini, birkaç hafta sonra sokaktaki rögar kapağının üzerinden geçen araçların vurma seslerini ayırt edebildiğini anlatmıştı. Abramovic’e göre sessizliğin karşıtı çalışan beyindir; huzur bulmak istiyorsak düşünmeyi bırakmalıyız. Burada sessizlik dış dünyadan uzaklaşmak için bir araçtı.

Geleneksel Japon kültüründe sessizlik, konuşmanın önemli bir parçasıdır.

Müzikte sesin yokluğu, sessizlik sıklıkla kullanılır: Yani notalar arasında duraksamalar (ES) beyni uyandıran, kafanın içinde kıvılcımlar çıkartan ani sessizliklerdir. Bir müzik parçasında “ES”, bestenin bütünü içinde yer alırken, asla bir sessizlik molası olarak değerlendirilmez. Bu “ES” bestenin tanımlanmış bir parçası olan sessizliktir. Günümüz popüler müziğinin sıklıkla kullanılan bir tekniğinde “iniş” denilen bölümüne kadar, uzun süreli bir “çıkıştan” oluşan giriş kısmı oldukça sessizdir. Ardından bateri ve bas devreye girerek temanın önemli kısmını belirler. Tıpkı yaşam gibi: Önemli bir noktayı öne çıkartırken bunun öncesi ve sonrasında bir ara vermek çok etkili ve akıllıcadır. Film ve şarkılarda sessizlik dramatik bir ses efekti olup, sesin sadece karşıtlığı sessizlikle var olduğu konusunda besteci ve film yönetmenleri hem fikirdirler.

Sessizlik sırrın örtüsüdür. Sır ve yarattığı gizemi meraklı kişiye sordurur. Soru sormaya cesaret etmek, tek taraflı da olsa sessizliği ortadan kaldırır. Öte yandan sessizliğe korku ve merak ta neden olur. Sessizlik savunma eylemi olduğu kadar, iktidar kurma biçimi de olabilir.

20. yüzyılda önce tren, vapur, otobüs gibi kalabalık ulaşım araçlarında sessizlik ortamı kabul edilen davranış olarak görülürken, sonradan eklenen uçak yolculuğunda da takdir gören bir davranış biçimiydi. Aynı kabuller sinema-tiyatro gibi toplu gösterimler için geçerliydi. Ne ki TV seyretme kültürü (bencilliği) yaygınlaştıkça bu sessizlik yavaş yavaş terk edilir oldu… Radyo ve TV yayınlarında hiç sessizlik olmaz, araya gizlice girmesi (arıza hariç) imkânsızdır.

Günümüz “Z” kuşağına atfedilen özelliklerden biri de sessizliğin onlar için hiçbir şey oluşuydu. Biraz daha iyimserleri için sessizliğin, kişi üzüldüğünde sığınabileceği iyi bir şeydi, bunun dışında hiçbir değeri yoktu.

Kimileri için sessizlik sıkıntı doğurabilmektedir. Örneğin bazı edebiyatçılar, taşra sessizliğinin oluşturduğu sertliği öne çıkaran eserlerinin son aşamasında dehşeti vurgularlar. Bazıları da sessizlikle dram arasında bağ kurarak duyguların başında gelen kaygıyı ön plana çıkarırlar.

Günümüzde sessizliğin başta özgürlük olmak üzere birçok duygu durumunu aktarması ve gücünü yapmaktan değil yapmamaktan alması modernitenin farklı ve önemli olgularındandır.

Elbette savaşlarda saldırıdan önce siperde bekleyen askerlerin sessizliği nasıl karşıladıkları incelenirken, bunun arka planında kişiyi -kaçınılmaz olan- yaklaşan ölümle ilişkilendirilir. Benzer şekilde hastanelerde ölüm sessizliği olarak nitelenen şey, ancak yaşayanlar için anlam taşımaktadır. Bu yüzden mezarlıklar, ölümün sessizliğini tetikleyen bir duyguyu yaşattığı ayrı bir yerdir. Sessizlik, matem kültürlerinde önemli bir fonksiyondur: Yasın imgelerini sessizlik güçlendirir. Dini geleneklere göre farklı anlamlar alsa da sessizlik ruhani alandaki temel meseledir.

Sessizlik genellikle sesin yokluğu olarak tanımlansa da aynı zamanda çok güçlü bir sestir. Etrafımızda hiç ses olmadığı için sessiz olduğumuzu düşündüğümüz anlar vardır. Ancak zihnimizi sakinleştirmedikçe kafamızın içinde konuşmalar-gürültüler devam ediyordur.

S. Freud’un 1919 tarihli “Tekinsiz” isimli denemesinde yalnızlık, sessizlik ve karanlıkla ilgili söylenebilecek tek şeyin, çoğumuzun bunların bütünüyle üstesinden asla gelemediği ve çocukluk kaygılarıyla ilgili olduğunu açıklamıştı.

Michael Foucault, “Hapishanenin Doğuşu” isimli eserinde mahkûmun ıslahı için tecrit edilip, yalnızlaştırılırken, sessizlikle de boyun eğdirme eğitiminin Philadelphia modelinde temel koşul olduğunu vurgulamıştı. Sessizliği en güzel işleyen yazarlardan biri de Albert Camus’dur. “Yabancı” isimli romanında hapishanede dayatılan sessizliği ve bunun insanı yıkıma uğratmasından söz eder.

Düşünür Arthur Schopenhaur’a göre yaratıcı üretimde bulunan kişilerin sessizliğe ihtiyacı vardır ve ekler: “Sadece aptallar gürültüyü tolere edebilir!”

Genellikle en derin duygulara erişildiği anları çevreleyen sessizliği düşünür ve yazarlar hep yüceltmişlerdir. Sessizliğin önem kazandığı uzamların başında çöller gelmektedir. Saf, atopik, şekil ve kuralı olmayan çöl, sessizliğiyle düşleri canlandırıp sonsuzluk duygusu verir: Ancak aynı anda kendi ölümcüllüğünü de dayatır. Bir yazara göre çöldeki sessizlik “Bir tür hissizlik olarak gökten yere inmiş gibidir.” Bu konuda A. Saint Exupéry, çöl ve sessizliği en iyi aktaran yazarların başında gelir: Çöldeki sessizliğin binlerce sessizliğin bileşimi olduğunu söyler. Ayrıca pilotun deneyimlediği en güçlü ve olumsuz sessizlik, daima telsizdeki suskunluktur. Çünkü bir uçağın ve pilotunun motor durması, olası zorunlu iniş veya düşme belki de kaybolduğu anlamına gelen kötücül sessizliği olabilir.

Fransız bir yazar kütüphanenin sessizliğine sığınmanın, gürültücü bir topluluk ortasında tek başına kalmaktan çok daha huzurlu ve yaratıcı olduğunu anlatır.

Konuşmanın susmaktan daha riskli olduğu görüşü, antik çağlardan modern zamanlarda da aynı şekilde kabul görmüştür. Sosyologlara göre bu yaklaşımın temeli, saray insanı prototipine dayanmaktadır. Gerçeği dile getirmek tehlike arz ettiğinde kişi susmayı bilmelidir. Kuşkusuz cehaletin de sessizliğe sığındığı birçok durum vardır. Sessizlik, kendine güven duymayanların en çok başvurduğu unsurdur. Sessizlik konusunda düşünür L. Wittgenstein’in ünlü önermesi “Üzerinde konuşamayacağımız şey konusunda susmalıyız.” ve günümüzde maalesef Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir olmak” deyişlerindeki gibi herkes her şey hakkında bilir bilmez konuşarak kuru gürültü çıkarmaktadır.

Belki duyulmuş veya duyulmamış sessiz çığlık, kulak tıkanamaz bir çağrı, susturulamaz bir sessizliktir.

Gezgin ve mağara bilimcisi R. Macfarlane, yok denilecek kadar az, zayıf kâinatın doğuş seslerini duyabilmek için yer altına inilmesi gerektiğini önermektedir.

Büyük Patlama’dan sonra genişleyerek küçülmekte olan evrende yer alan gezegenimizin kaçınılmaz sonu ve enkazının trajik sessizliği, şimdilik uzağımızda olsa bile bir gün yaşanılacağından kuşku duyulmamalıdır.

“Bizim hayatımız nasıl olacak bu gürültü bittiğinde? Nasıl insanlar olacağız?”

                                                                                                     Ece Temelkuran

NOTLAR:

*Şu ana kadar ölçülebilen en şiddetli insan sesi İrlandalı bir öğretmene aitti: “Quiet: Sessizlik” diye öğrencilere bağırırken, ölçülen sesinin şiddeti 121 dB ve bunun bir jet motorunun çalışmasına eşit olduğu belirtilmişti.

*Kulak içi dinleme araçları özellikle gençler arasında hızla yaygınlaşıp, üstüne yüksek şiddetli müzik dinlemeleri sonucu işitme kaybı yaygınlaşmaktadır. Bu yüzden Finlandiya Deniz Kuvvetleri, denizaltı ve su üstü gemilerine sonar operatörü genç adaylar bulamadıklarından yakınmışlardı.

*Fransa’da tüm ülke genelinde “gürültü kamerası” uygulaması başlatıldı. Karayolu trafiğinde oluşan gürültü kirliliğini azaltmak için geliştirilen gürültü kamerası, belli bir desibeli geçen (egzoz sesi, korna vb.) sürücülerin plakalarını tespit ederek para cezası uygulamaktadır.

*MS. 72 yılında Vezüv yanardağı infilak ettiğinde uzaktaki kişiler bunu tanrılar arasındaki savaşların gürültüsü olarak yorumlamışlardı.

*I.Dünya savaşının bitim tarihi kabul edilen 11 Kasımlarda, savaşı anma törenlerinde sessizlik önemli bir figür olarak ta ki II.Dünya savaşına kadar kullanılmıştı.

*Çin’de anlatılan bir anekdotta, yatak odasına şelale resmi yaptıran ev sahibi, bir süre sonra şelalenin çıkarttığı gürültü (!) yüzünden odasından taşınmak zorunda kalmıştı.

*Sicilya’dan tüm dünyaya yayılan Mafya oluşumunun meşhur sessizlik yasası “Omerta”, polise (devlete) ihbarda bulunan veya karşı tarafa bilgileri sızdıranların ölümle susturulması geleneğidir…

*Ünlü yazar Harold Pinter “Silence: Sessizlik” isimli oyununda, sessizliğin peşinde koşan insanların yüz yüze geldiği çelişkiyi anlatmaktadır…

*Sahibinin Sesi (His Master’s Voice) adlı ünlü müzik markasının resminde, sahibi ölünce fonografa kaydedilmiş sesini dinleyen köpek, şaşkın şaşkın gizemli koniye bakmaktadır. 1899’da gerçekleşen bu olayı resmeden merhumun kardeşi olup, köpeğin Akuzmatik sese –kaynağını görmese de- inanıp beklemesi ilginçtir.

*L. V. Beethoven sağır olduktan sonra 7 senfoni, 3 piyano konçertosu, birçok piyano sonatı ve bir opera bestelemişti.

*”Art of Noise” isimli İngiliz avangart müzik topluluğunun yanı sıra ABD’li “Simon&Garfunkel” ikilisinin “Sound of Silence” isimli ünlü şarkısı dünyada en çok yorumlanıp dinlenenler arasında ön sıradadır.

*Fransız İhtilalinden sonra 1790 yılında “Ah! Ça ira: Her Şey İyi Olacak” şarkısı Paris’in her tarafında çok büyük kalabalıklarla avaz avaz okunarak, meydanlar, caddeler, sokak araları ve parklar inletilmişti.

*1930 lu yıllarda Pekin’de bir tapınakta gerçekleşen sessiz konseri izleyen Batılı bir müzisyen gösteri sonunda hayretlere düşer. Çünkü müzisyenler sahnede yerlerini aldıktan sonra çalgılarını yerleştirmişler, tapınağın yaşlı ustası ellerini açıp kapadıktan sonra avuç içleri birbirine değmeden durmuştur. Bu, ilginç konserin başlama işaretidir. Keman, viyola ve çelistler yaylarını kaldırır, flütçüler dudakları çalgılarında, parmakları delikler ve tuşlar üzerinde ama değmeden hızlıca hareket ettirmişlerdir. Tapınakta derin bir sessizlikte hiçbir şey işitilmez. Konser bu sessizlikle sona erdikten sonra Batılı müzisyen yanındaki Çinli’ye ne olduğunu sorar? Adam gülerek cevaplar: “Eğitimli kulaklar sese gerek duymaz.” Benzeri konserler Japonya’da da yapılmaktadır.

*2018 yapımı “Quite Palace” isimli filimde uzaydan dünyaya gelen, gözleri görmeyen ama ses dalgalarıyla avlanan yaratıkların insanları tehdit etmesi anlatılır. Filmin en önemli özelliği göz yerine kulaklarla dünyadaki canlıların takip edilmesiydi…

BAŞVURULAN KAYNAKLAR:

*Sessizlik (John Biguenet – İthaki Yayınları, 2021)

*Sessizliğin Tarihi (Alain Corbain – Kolektif Kitap, 2018)

*Gürültü Çağında Sessizlik (Erling Kagge – Alfa Basın Yayın Dağıtım San. 2018)

*Sessizlik Üzerine (David Le Breton – Sel Yayıncılık, 2020)

*Gürültü: Sesin Beşeri Tarihi (David Hendy – Kolektif Kitap, 2013)

*Görüntünün Retoriği: Sanat ve Müzik (Roland Barthes – Yapı Kredi Yayınları, 2017)

*Güçlü Titreşimler: Müziğin Fiziği (Barry Parker – Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 2012)

*Sessizlik (Thich Nhat Hanh – Koton Kitap, 2017)

*Yeraltı Diyarı (Robert Macfarlane – Tellekt, 2021)

*Sahibinin Sesi: Psikanaliz ve Ses (Mladen Dolar – Metis Yayınları, 2013)

*Budalalıktan Deliliğe (Umberto Eco – Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016)

*The Unwanted Sound of Everything We Want: A Book about Noise (Garret Keizer – Public Affairs, 2010)

*In Pursuit of Silence: Listening for Meaning in a World of Noise (George Prochnik – Anchor, 2011)

*Mıknatıs-Ses (Nermin Saybaşılı -Metis Yayınları, 2020)

*Felsefe Ansiklopedisi Cilt-6 (Orhan Hançerlioğlu – Remzi Kitabevi, 1979)

*Ölüm Terbiyesi (Zeynep Sayın – Metis Yayınları, 2017)

*Açıkçası Canım, Umurumda Değil: Değişimin Kitabı (Aslı Kotaman – Kara Karga Yayınları, 2020)

*Var mısın ki Yok Olmaktan Korkuyorsun (Farabi – Destek Yayınları, 2020)

*Opera Kitabı (Pınar Aydın O’dwyer – Akıl Çelen Kitaplar, 2015)

*Yeni Dünya, Yeni Ağ (Cem Say – Destek Yayınları, 2020)

*Sanatçı: Örnek Bir Çilekeş (Susan Sontag – Metis Yayınları, 2018)

*Ütopyanın Sesleri (Halil Turhanlı – Chivi Yazıları, 2001)

*Bilim ve Teknik Dergisi (Tübitak Sayı:611, Ekim 2018)

*Birgün gazetesi

*Cumhuriyet Gazetesi


E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR    Toplam 6 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
 
   
 
Selay Samsat
12 Nisan 2022 Salı 16:50
Bir romandan dikkat çekici yorum: Ne zaman patlayacağı bilinmeyen dolu bir silah gibidir sessizlik; Gandhi'nin sessiz direnişi ve şiddet dışılığı...
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Bihter
13 Mart 2022 Pazar 12:18
Sessizliğe çok ihtiyacımız var. Korumasını nasıl sağlayacağız, çok yol kat etmemiz lazım.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Elf
10 Mart 2022 Perşembe 16:54
Ses, gürültü, sessizlik üçlemesini çok beğendim. Dezenformasyon ortamında nitelikli yazıları özlüyoruz.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Latif Kuder
9 Mart 2022 Çarşamba 15:50
Sessizliğin sesine hasret kaldık. Hatırlatanlara selamlar.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Ky774
8 Mart 2022 Salı 12:36
Onur air ruslara satılabilirmiş. Hadi hayırlısı Çarşamba doğrumu ki
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Nezihi B.
8 Mart 2022 Salı 09:45
Sessizliğin çeşitli yönlerini anlatan çalışmanızı çok anlamlı buldum, tebrikler.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Osman Gazi Baykal
UÇUŞAN GÜZELLİKLERDEN KELEBEKLER
Osman Gazi Baykal
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
2023 YILININ ŞÖVALYE PİLOTLARI
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
Engin Aksüt
SABİHA GÖKÇEN’İN YENİ PİSTİNDEKİ KOT FARKI
Engin Aksüt
İbrahim Köktener
MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ
İbrahim Köktener
Tuğba İncel
GERMANWINGS KAZASI DAVASI SÜRÜYOR
Tuğba İncel
Faruk Sayılır
UCUZ HAYATLAR
Faruk Sayılır
digitaldalga
ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
SİNGAPUR AIRSHOW-2020

SİNGAPUR AIRSHOW-2020

  VİDEO GALERİ
ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

  GÜNÜN MANŞETLERİ
 
THY TRABLUS'TA
KAPADOKYA'DA İNCELEME
QANTAS UÇAĞI KORKUTTU
ASELSAN KAAN'A GÜÇ VERECEK
ANTALYA'YA EK FİNANSMAN
TAV İŞLETME'DE YENİ ATAMA
SUNEXPRESS DO-CO İLE ANLAŞTI
THY TEKNİK'TE ROBOT TEKNOLOJİSİ
BEBEK YOLCU UÇAKTA FENALAŞTI
UZAY İSTASYONUNA KENETLENDİ
 
  UÇUŞ BİLGİLERİ
İç Hatlar Dış Hatlar
Geliş Gidiş Geliş Gidiş
  İstanbul Havalimanı
  Sabiha Gökçen
  Ankara
  Antalya
  HAVA DURUMU
  İstanbul
Cuma Cumartesi Pazar
11 / 18 °C 15 / 20 °C 14 / 20 °C
  ARŞİV
 
   
 
 
UNUTMAYACAĞIZ...
 
Onur Güntürkün
 
 
UNUTMAYACAĞIZ…
 
Ünal Başusta

  •Künye
  •İletişim
  •Havacılık Haberleri
  •Röportaj
  •Türkiye'den
  •Dünyadan
  •Seyahat Rotası
  •Havacılık
  •Uçuş Eğitim
  •Havalimanları
  •Göklere Veda
  •Havacılık Emekçileri
  •Havacılık
  •Reklam Videoları
  •Röportaj
  •Video Haber
  •pilot
  •Rusya
  •Delta Airlines
  •almanya
  •vize