Vatan Gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat’ın “Ayjet Gözlerimi Kamaştırdı” yazısını takiben Airkule sitesinde bir haftadır bir polemik yaşanmakta. Bu habere tarafımdan yapılan yorumda; “Ayjet Uçuş Okulu böylesine yüksek havacılık motivasyonları ile faaliyet gösterdiği için bizim ondan beklentimiz de emsallerinden fazla oluyor. Gerek öğretmen pilotların ve gerekse pilotaj öğrencilerinin uçuş fizyolojisi ve insan performansı derslerini nasıl / kimden aldıklarını merak ediyorum...” ifadesi kullanmıştım. Bir şirkette kaptan pilot olduğu anlaşılan bir arkadaş bu sözlerim yüzünden, Ayjet tarafından mahkemeye verilmeyi hak ettiğimi, ayrıca kendime ekmek kapısı arıyor olabileceğimi… yazmış. Bir başka pilot arkadaş da ona nick name arkasına gizlenmeden, kimliğini açıklayarak yazmasını tavsiye ederek beni savunmuş. ( http://www.airkule.com/default.asp?page=haber&id=6333)
Aslında ben bir soru sorarak insan faktörünü azaltıcı eğitimin önemine vurgu yapmak istemiştim. Ayjet ile bağı olmadığını söyleyen pilot arkadaş soruma bir cevap getirmediği gibi, niyet okuma yöntemiyle benim rant aradığımı söylüyor. Bu çok kaba bir yaklaşım. Bu filmin benzerini 9 yıl kadar önce TALPA’ya ziyaretimizde görmüştük. Pilotaj muayenelerinin uçuş doktorları tarafından yapılmadığı günlerde bunun yanlışlığını vurguladığımızda, “yani siz bir hastane kurup pastadan pay almak peşinde misiniz?” manâsında bir cevap almış ve üzülmüştük. Biz psikiyatride buna “projeksiyon mekanizması” diyoruz; yani kişi neyse, karşısındakine de o gözle bakar…
Polemik konusuna dönecek olursak, bana bu yakışıksız ithamdan daha ağır gelen şu oldu: Mahkeme korkutmalarıyla bu kadar sıradan soruları soramayacak olmak ve bir pilot arkadaşım tarafından jurnallenmek!.. Hadım edilmiş beyinlerle yaşamaya daha ne kadar razı olacağız? Keşke pilot arkadaşlarımız da sistemde gördükleri aksaklıkları cesaretle dile getirseler; mahkemeye verilmeyi, işten atılmayı göze alarak doğruları söyleseler de bazı “müstakbel kazalar” olmasa… Neyse ki böylesine ‘cesur yürek’ örneklerimiz var; birisi de Bahadır Altan.
Sorumu Ayjet haberi bağlamında sormamın ardında hiçbir art niyet yok. Ayjet’in idealistçe kuruluş felsefesini ve temayüz etmiş bir uçuş okulu olduğunu ben de biliyorum. Bir gazetecinin naif izlenimlerini aktardığı yazıdaki olumlu birçok husus doğru olabilir. Ayjet’in çıtayı yükseltmesinden memnunum; ama onlardan ve işini iyi yapan diğer emsallerinden (bir mahzuru yoksa) daha da iyisini istiyorum.
Aşağıdaki sorular “kazalarda insan faktörünü azaltma misyonunu ciddiye alan” bütün uçuş okullarınadır:
1. Öğretmen pilotlar ve pilotaj öğrencileri, “uçuş fizyolojisi ve insan performansı” dersleri alıyor mu?
2. Zorunlu olan bu dersleri kimler veriyor?
3. Dersi veren kişilerin konuyla ilgili (havacılık tıbbı, uçuş fizyolojisi) eğitimleri var mı?
4. Bu dersler tatminkâr olmakta mı, yetkililer vicdanen müsterih mi?
Ben müfettiş filan olmadığım için hangi uçuş okulunun ne yaptığını denetleme yetkim yok; ama kör ve sağır değilim. Anadolu Üniversitesi SHYO ile Sindel Air’in bu eğitimleri uzman kişilere verdirttiğini, diğerlerinin yönerge limitleri içinde kaldıklarını biliyorum. Bir uçuş doktoru olarak beklentim, JAR’da veya SHT’de zorlayıcı hükümler olmasa bile diğerlerinin de kazalarda insan faktörünü azaltma konusunda daha yoğun eğitimler vermesidir. Bunun için isterlerse yurtdışından uzman getirsinler, yeter ki bir şeyler yapılsın; çünkü hâlihazır uygulama bana göre eksiktir. Hipoksiyi, dekompresyonu, barotravmaları, vestibüler ve görsel ilüzyonları, LSA’yı, CRM’i, self imposed stress’leri, tıbbi inkapasitasyonları, psikolojik handikapları vs. bilen pilotlarla yapılacak uçuşların çok daha emniyetli olacağına inanıyorum. Hepimiz daha iyi bir Türkiye istiyoruz; insanlarımız daha iyi eğitilmiş pilotlara, daha emniyetli uçuşlara lâyıktır.