iga-2023-2
Airkule
Unifree-2019
HAVACILIK HABERLERİ RÖPORTAJ TÜRKİYE'DEN DÜNYADAN VİDEOLAR SEYAHAT ROTASI
Pegasus-2024
   
  Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç [email protected]  
PİLOTLARIN ÖZELEŞTİRİ CESARETİ GÖSTERME ZAMANI

Bazen kendi kendime soruyorum; günah keçilerimiz haline gelen THY ve SHGM düzelse, her şey yoluna girecek mi? Acaba eleştirileri sadece bu kurumlara yöneltmekle, aynı hedef tahtalarına sürekli boş atışlar yapmakla, arka plândaki diğer yanlışları gözden kaçırıyor olabilir miyiz? Bu sitede daha önce de yazmıştım; uçuş kazalarına bağlı ölüm oranlarında batılı ülkelerden 10-20 kat daha kötü bir karneye sahibiz. (http://www.airkule.com/default.asp?page=yazar&id=204) Nedeni sadece üst yönetimler midir? Pilot arkadaşlarımızın bazılarının payı yok mudur?  

Sistemin içindeki pilot arkadaşlarımızı serbest çağrışım metoduyla özgür konuşma seansına alsak diyorum; mutlak bir içtenlikle ve hiçbir kişisel kayırma ve menfaat kaygısı olmadan özeleştiri yapmalarını istesek, (hattâ bunu hipnoz altında yapsak) neler dökülürdü acaba? Savunma mekanizmaları çok güçlü olanlar “Nayır, asla, biz hata yapmayız…” makamında bir şeyler söyleyeceklerdi. Ama eminim, (başka kazalar olmasın diye) dürüstçe konuşanlar da çıkardı. Hattâ siyasi kadrolaşmanın sonucu gelmiş olsa da, düşünce namusunu kaybetmemiş kişiler de pîr aşkına gerçek bazı sözler ederdi gibime geliyor. Bütün suçu yöneticilere yüklemekten sıkılanlar, sorumluluğun kendilerine ait olan bölümünü üstlenme cesareti gösterenler de olurdu... En azından ben öyle ümit ediyorum...

Bir pilottan Türk halkına

Birkaç sene önce e-postalarımıza “Bir pilottan Türk halkına” diye başlayan isimsiz mektuplar geliyordu. Sorular PEKİ diye başlıyor, BİLİYOR MUSUNUZ? diye bitiyordu:

- Peki, tüm şirketlerde uçan pilot ve kabin ekiplerinin uluslararası sivil havacılık talimatlarının belirlediği maksimum mesai saatlerinin kat kat üstünde uçmak zorunda bırakıldığını... Minimum istirahat sürelerine uyulmadığını... SHGM’nin, şirket patronları kâr edecek diye olup bitenlere göz yumduğunu…

- Kokpitteki koltuğumu, ucuz yabancı pilotlara kaptırmamak için patronun defalarca verdiği 20 saatlik görevlerde havada kaç kez uyuyakaldığımı,
- Atina'da düşen Rum Havayolları uçağı kazasının bir benzerini Türkiye'de yaşamamıza ne kadar az kaldığını,

- Benim gibi olayın farkında olan bir çok pilotun, ailesini uçakla bir yere uğurlamadan önce, uçuşu kimlerin yapacağını öğrendikten sonra biletlerini okeylettiğini… BİLİYOR MUSUNUZ?

Bu ifadeler, sistemde kendince haksızlığa uğramış birinin paranoyaları, çamur atmaları mıydı, yoksa samimi feryatlar mı idi bilemiyorum. Ama yazılanların dörtte biri bile doğru olsa yeter!

Başka pilotlar da söylüyor

Bu sayfalarda KPT rumuzuyla yorumlar yapan bir kaptan pilot arkadaşımız, geçen hafta hızını alamayıp tam 10 bölümde sisteme ve pilotlara yönelik damardan eleştirilerini yazmıştı. (http://www.airkule.com/default.asp?page=yazar&id=259). Altını çizdiğim satırlarda şöyle diyordu: “Şu andaki durum resmen İÇLER ACISI.. Bugün sünnet yarın deniz denerek alınan 50-60.000 $ civarındaki paralarla 150 saat civarında pırpır uçaklarla eğitim veren uçuş okullarından mezun olan o derin uçuş tecrübesine (!) sahip gençlere 1 aylık tip eğitimi sonucunda yüzlerce yolcunun canının emanet edilmesi.. Bu tarz adamların çoğunda İngilizce 10 üzerinden 2, bilemedin 3, ya da 4’tür.. Eğitim konusunda Sun Express gerçekten ciddi... Oysa diğerleri.. 8 sektör simülatör ve 1 ayda biten eğitim!... Şişme pilotlar... Eğitim, alkol, makam-koltuk düşkünlüğü, illegal uçuşlar, eğitime planlandığı günde şirkette derste gözükürken aslında o gün uçuşa planlamalar, o uçuşları log book’unuza yazmayın demeler... Patronlar da işin kolayını bulmuş. Kendi isteklerini uygulayacak adamları zincire dahil etmişler... Hadi gel baş pilot ol, işletme müdürü ol derler.. İşte o andan itibaren çarkın dönen zincirine dahil olurlar. Daha 2 gün öncesine kadar isyan ettikleri, eleştirdikleri mevzuları bu sefer savunmaya başlarlar... Ek göreve gelince bir de öğretmen olurlar.. hem öğretmen parası, hem ek görev parası.. O koltuk adamın poposuna bir değmeye görsün!... Nerede TALPA? Neden GIK’ını çıkartmaz o atıl ve işe yaramaz dernek? Seçim zamanları yönetim kuruluna girme, ya da başkan olma dışında bir kaza olduğunda TV kanallarına çıkıp saçma sapan yorumlar yapmak dışında ne işe yararlar?...”

Bu öfke patlaması ve coşkulu sözler mutlaka bazı gerçekçi gözlemlere dayanıyor olmalı. Benzeri düşünceleri, yılların tecrübesiyle yazan kaptan pilot Faruk Sayılır’ın cümlelerinde de görüyoruz; mevki sahibi olan pilotların yabancılaşması konusunda ne güzel ironi yapmış: “Eskiden ne kaptanlar vardı, idari makamlarda ek görev almayı yaşamının tek gayesi yapıp bu yolda her şeyi mübah görenler… Asla sorgulanamazdı bu kişilerin mesleki bilgileri, idarecilik vasıfları, havacılık kültürleri, lisan durumları ve insan ilişkileri…”

Bir uçuş doktoru olarak...

35 yıldır uçuş doktoru brövesi taşıyan, 30 yıldır da psikiyatri bilimiyle meşgul birisi olarak, pilotlarımızın çoğunun zeki, iyi niyetli ve uçuş emniyetine inanan kişiler olduğunu gözlemekteyim. Ama sistemi sırtında taşıyan ve olası risklere herkesten fazla maruz kalan bu arkadaşlarımızın bazıları işlerini kaybetmekten, maddi sıkıntılara girmekten korkarak yüksek sesle konuşamıyorlar. Bazıları bu konuların kendilerini aştığını düşünüyor, bazıları emekliliğine az kaldığı için susuyorlar. Örtülü sağlık sorunları (kalp, tansiyon, şeker, alkol) olduğu için konuşmayanlar, eğitim eksiği olduğu için kendini gizleyenler de var. Böylesine geniş bir suskun grup olunca, eskiden aslan terbiyecisi gibi işi zor olan yönetimler, bugün bir arkadaşları harcandığında ‘bana birşey olmadı, şükür’ deyip sevinenler yüzünden daha rahat davranabiliyor. İçeriden bazı arkadaşlar da yabancılaşma, körleşme, ikbal hırsı ve maço tutumları ile havacılık kültürünü zedeliyor gibi görünüyor. (Yabancılaşma, içinden çıktığı grubun sorunlarını algılayamama hali; Körleşme, gerçekleri göremez, yanlış değerlendirir hale gelme, Maço’luk herşeyi bildiğini, herşeyi yapabileceğini sanıp, etraftakileri sindirecek şekilde davranmaktır.) Sistemde adı konmamış bir hastalık var gibi. Sağlıklı gruplar bu tür sorunları çözebilir; bazı sancıları göze alarak doğruyu bulabilir. Yapılması gereken budur.

Meslektaş dayanışması böyle mi olur?

Koskoca TALPA, Amsterdam kazasını takiben, Schiphol Kule görevlilerinin hatalı olduğunu, kazanın “wake turbulance” nedeniyle gerçekleştiğini açıkladı. Bu teşhisle hepimiz rahatladık; çünkü hata bizde değil onlardaydı!.. Ama 1 hafta sonra Hollanda’lı otorite çıkıp bu teşhisi yalanlayınca, şahsen sivil havacılığımız adına utandım, üzüldüm. Kazanın altimetre arızası ve pilotların müdahalede gecikmeleri yüzünden olduğunu; kaptan pilotun ‘kahraman olmadığını’ söylediğinde bir itiraz sesi bekledim; koskoca TALPA kolayca çürütülecek bir teknik yorum yapmış olamazdı!.. Ama yüksek tondan bir itiraz gelmedi. Pilotlar Derneği’nde öncelik arkadaş dayanışması değil, (sonraki kazaları önlemek adına) gerçekçi davranmak olmalıydı. Derneğin teknik komiteleri daha sağlam yorumlar yapabilmeliydi...

THY’de de meslektaş dayanışmasının negatif bir örneğini gördük: Geçen sene Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. H. Coşkunol, THY’de esrar kullanan bir pilotun halen görevde olduğunu söylemişti. THY Basın Müşavirliği hemen inkâr etti; biz de safız ya, hemen inanıverdik!.. Halbuki insan olan her yerde bu tip sorunlar olasıdır. Niçin THY’de böyle bir kişi olmasın? Özgüveni olan kuruluşlar böyle konuları açıklamakta sakınca görmüyor. 2 bin pilotu olan bir kurumda yanlış davranan 1 kişi tüm kurumun imajını zedeleyemez; yeter ki o kurumda yanlışlıklar silsilesi olmasın; yeter ki orada izlem-gözlem ve kontroller yeterli ve düzenli olsun; hatalar örtülmek yerine düzeltilsin…

Öte yandan, tam da meslektaş dayanışması yapılması gereken bir yerde, doğru söyleyen bir pilot 9 köyden kovuldu: TALPA kurucu üyesi Fevzi Altınbulak, K.Maraş helikopter kazasından sonra zehir zemberek açıklamalar yapmış, kazaların nedenini Türk sivil havacılığını yönetenlerin ehil kişiler olmamasına bağlamıştı. “Kaza kırım heyetinin kaç tanesi kurs görmüş? Soruşturma Kurulu Başkanı, kimya mühendisi... Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı kurtarma ekibi mevcut değil, AKUT'tan yardım bekliyorlar…” demişti. Bu tespitler yanlış mı? Birisi risk alarak “Kral çıplak” diyor, yel değirmenlerine saldırıyor, senin yapamadığını yapıyor... Bu pilot arkadaşımızın evvelce benim bilemediğim bazı yanlışları olduysa bile, “1 doğru 3 yanlışı götürdü” diyerek arka çıkılması gerekirdi... Ama ne oldu? Sayın Altınbulak Best Havayolları’ndan atıldı; bunda SHGM’nin parmağı olduğu söylendi, vs... TALPA’dan, bu cesaretli çıkışı yapan (Isparta kazası sonrası da önemli iddialarda bulunmuş ve tehdit almış) pilot arkadaşlarına bir destek gelmedi. (Homi homini lupus: İnsan insanın kurdudur.)

Bir bilgeden tespitler

Sayın Ünal Başusta bu sitede Mart ayında “Tğm. Bülent Temizer Anısınabaşlıklı bir yazı yazmıştı. (http://www.airkule.com/default.asp?page=yazar&id=173). Bu yazıda SHGM, THY ve TALPA’ya da, kıdemli pilotlara da bilgece eleştiriler vardı: Airport TV’de Sefa İnan’ın programında iki pilotun, “uçak kazalarının çoğunda pilot hatası olmadığını, uçakları pilotların değil onların dışında oluşan şartların ve olumsuzlukların düşürmeye zorladığını” söylemelerini ti’ye alıyordu: “İşte ben 40 senedir düşündüğüm ‘acaba bizde niye bu kadar çok kaza oluyor’ sorusunun cevabını nihayet almış oldum… Bu kadar arkadaşınızı şehit verdiniz. Bunlardan çoğu hatalarını, eğitim eksikliklerini yalnız kendi canlarıyla öderken, diğer bir kısmı ise hatalarıyla beraber birçok masum insanı ve Türkiye’nin geleceğini de yanlarında götürdü… Sizler yanlış yapabileceğinize inanmazsanız, o zaman yanlışlıkları kim düzeltebilir? Şimdiye kadar bileğinizi büken yanlışlıklar ve bu yanlışlıkları size yaptıranlar hakkında hedef gösterdiğinizi hiç görmedik ve tenkit ettiğinizi hiç duymadık. Türk uçaklarını acaba CİNLER mi düşürüyor, yoksa bize devamlı NAZAR mı değiyor?.. Ne TALPA’dan, ne de hiçbir havacıdan Isparta kazası raporu hazırlandıktan ve her şey ayan beyan ortaya çıktıktan sonra bu konuda herhangi bir teklif veya yapıcı bir tenkit görmedim. Bütün görünenler ise internet sitelerinde rumuz siperlerinin arkasına saklanarak kör atış yapan ucuz kahramanlar…”

Ünal Bey 9 Haziran günü de düşen Air France uçağındaki pitot tüpü arızası bağlamında Fransız pilotların teknik tartışmalarını aktardı. Yazısının son paragrafında ise “Bizden ses yok” başlığı altında şunları yazdı: Bizim havacılık dünyamızda ise kazanın nedenleri ve bizlerdeki etkileri hakkında konuşan, harekete geçen, kararlar veren hiç kimse yok. Zaten bütün bu olayların bizim pilotlarımız ve uçaklarımızla da hiç bir alâkası yok. Onun için pilotlarımız ve Dernek başkanları karanlıklarda ıslık çalmaya, televizyon programlarında havadan sudan konuşmaya devam ediyor. Kimse kendi hayatlarını bu kadar yakından ilgilendiren bu önemli olaylar hakkında bir kelime lâf etmiyor, rumuz arkasında bile bir fikir beyan etmekten korkuyor. Saygıdeğer SHGM’miz de her zamanki gibi Avrupa ve Amerika’daki abilerinin 20 adım gerisinde giderken, bu konuların kendilerini hiç bir şekilde ilgilendirmediği intibasını vermeye devam ediyor. Zaten bu onların işi bile değil… Sayın hükümet büyüklerimizin ise kadrolaşma gibi daha önemli dertleri var ve sistemi yeni kurbanlarını beklemek üzere kendi haline bırakmayı tercih ediyorlar.”

Ünal Bey gerçek bir BAŞUSTA! Ama etrafta o kadar çok usta var ki, O silik kalıyor... Milli takım antrenörümüzün yaptığı gibi, “biz ders almayız, ders veririz” tutumu gözleri kör ediyor. Bir kaptan pilot arkadaşımın teşhisi de aynı paralelde: “Bizde herkes duayen; okumayız, okuturuz tavrı içinde...” Böyle şişkin egolarla gerçekçi yorumlar yapılabileceğine de, çözüm üretilebileceğine de inanamıyorum.

Ulaştırma Bakanının sözleri

Pilotlar sistemdeki kendi hatalarını görüp düzeltmezse, eleştiriler ve düzeltici manevralar dışarıdan gelecektir. Nitekim Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “bazı Türk pilotlarında ‘aşırı güven’ sorunu yaşandığını, bunun uçuşta ciddi sorunlara yol açtığını; bu nedenle pilotlarımızın Lufthansa’ya gönderileceğini; THY pilotlarının burada psikolojilerinin yanında diğer mesleki özelliklerinin de test edileceğini; ayrıca İngilizce yeterliliğini belirli bir seviyeye getirmek amacı ile TOEFL sınavını geçme zorunluluğu getirildiğini...açıkladı. Bu ifadelerin tercümesi şudur:

  1. Aşırı güven sözü, pilotaj hatalarındaki artışın ve bazı mesleki zafiyetlerin nazikçe vurgulanmasıdır.
  2. Pilotlarımızın mesleki eğitimlerinin ve İngilizcelerinin yetersiz olduğu, en üst/resmi ağızdan itiraf edilmekte; Almanya’dan medet umulmaktadır.
  3. Pilotlarımızın psikolojik desteğe de ihtiyaçları olduğu teşhis edilmektedir...

Ulaştırma Bakanının sözleri bazı pilotlarımız için rencide edicidir; ama bir açıdan da oldukça doğru bir tespite dayanıyor ve gerçekçi bir projeyi ifade ediyor. Yani, AB karşısındaki Türkiye’nin durumu gibi; “Siz kendinizi düzeltmiyorsanız ben müdahale ederim, zorlarım, düzeltirim...” Biz eksik ve yanlışlarımızı kendi inisiyatifimizle düzeltme adımını şimdi atmayacaksak, ne zaman atacağız?

Özeleştiri ve çözüm üretme zamanı

Dünyada uçuş kazalarında pilot hatasının oranı, bazı araştırmalara göre yüzde 41, bazılarına göre yüzde 53 gibi ciddi rakamlardadır. Batı ülkelerinde zafiyet unsurları (pilot hataları, uçuş disiplinsizliği, eğitim eksikliği, alkol vs. davranış bozuklukları) açıkça konuşulmakta iken, bizde bir alınganlık zemini nedeniyle gelen eleştirileri düşmanca saldırılar gibi algılayarak dinlemeden reddeden arkadaşlarımızla bir yere varmak mümkün görünmüyor. Sivil havacılığımızda çok sayıda problem olduğunu da, pilotların payının ilk sırada olmadığını da biliyoruz. Ama herkesin kendi evinin önünü süpürmesi ilkesiyle, sistemde pilot grubuna ait yanlışlıkların bizzat kendileri tarafından dile getirilmesinin, özeleştiri sürecinin TALPA veya PİLVAK’daki kıdemliler (âkil adamlar) tarafından başlatılmasın yerinde olacağını düşünüyorum. Yani iğneyi kendimize bir batıralım; sonrası gelir. Benim şahsen düze çıkma sürecinde 5 ümidim (beklentim) var:

  1. Âkil Adamlar’ın öncülüğü,
  2. “Ben yanmazsam, sen yanmazsan, nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa” deme cesareti gösterecek (kredi borcu, ikbal hırsı ve yönetime gebeliği olmayan) pilotlar,
  3. TALPA’nın yeniden yapılanarak, teknik, insan faktörü, etik vb. konularda uzman komisyonlar oluşturması,
  4. Kenarda duran hava trafik, teknik ve kabin ekiplerinin konuşmaya başlaması,
  5. Bilim adamlarının ve mesleğin duayenlerinin oluşturduğu HAVACILIK AKADEMİSİ kurulması.  (Bu konuda ayrı bir yazı hazırlamaktayım.)


E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR     Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
 
   
 
Bu haber henüz yorumlanmamış...

 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Osman Gazi Baykal
PARAZİT* HAVA ARAÇLARI
Osman Gazi Baykal
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
FASTING PILOTS NOT 100% FIT
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
Engin Aksüt
SABİHA GÖKÇEN’İN YENİ PİSTİNDEKİ KOT FARKI
Engin Aksüt
İbrahim Köktener
MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ
İbrahim Köktener
Tuğba İncel
GERMANWINGS KAZASI DAVASI SÜRÜYOR
Tuğba İncel
Faruk Sayılır
UCUZ HAYATLAR
Faruk Sayılır
digitaldalga
ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
SİNGAPUR AIRSHOW-2020

SİNGAPUR AIRSHOW-2020

  VİDEO GALERİ
ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

  GÜNÜN MANŞETLERİ
 
TAV YOLCU SAYISINI ARTIRDI
AYJET'TE MEZUNİYET TÖRENLERİ
EUROFIGHTER BAŞLANGIÇ OLUR MU
PET LOUNGE AÇILIYOR
ESKİ KALİTE MÜDÜRÜ KONUŞTU
PESKOV'DAN 'THY' AÇIKLAMASI
TİMSAH KORKUTTU
ALMAN CUMHURBAŞKANI ZİYARETİ
ÖZEL UÇAK PİSTTEN ÇIKTI
ALASKA'DA UÇAK DÜŞTÜ
 
  UÇUŞ BİLGİLERİ
İç Hatlar Dış Hatlar
Geliş Gidiş Geliş Gidiş
  İstanbul Havalimanı
  Sabiha Gökçen
  Ankara
  Antalya
  HAVA DURUMU
  İstanbul
Cuma Cumartesi Pazar
14 / 19 °C 13 / 19 °C 12 / 16 °C
  ARŞİV
 
   
 
 
UNUTMAYACAĞIZ...
 
Onur Güntürkün
 
 
UNUTMAYACAĞIZ…
 
Ünal Başusta

  •Künye
  •İletişim
  •Havacılık Haberleri
  •Röportaj
  •Türkiye'den
  •Dünyadan
  •Seyahat Rotası
  •Havacılık
  •Uçuş Eğitim
  •Havalimanları
  •Göklere Veda
  •Havacılık Emekçileri
  •Havacılık
  •Reklam Videoları
  •Röportaj
  •Video Haber
  •thy
  •uçak
  •Dubai
  •Singapur Havayolları
  •DHMİ