iga-2023-2
Airkule
Unifree-2019
HAVACILIK HABERLERİ RÖPORTAJ TÜRKİYE'DEN DÜNYADAN VİDEOLAR SEYAHAT ROTASI
Pegasus-2024
   
  Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç [email protected]  
UÇUŞ İÇİN ÖNEMLİ KISA TIBBİ BİLGİLER

Uçak tutması: Bazı insanlar ivmeli tırmanış, alçalma, dönme ve türbulans gibi uçuş hareketlerine duyarlıdırlar; bu tip hareketlere maruz kaldıklarında soğuk terleme, bulantı, kusma gibi uçak tutması belirtileri gösterirler. Uçakta sarsıntının görece az hissedildiği orta bölmelere ve sağ tarafa oturmak; bulantı hissedildiğinde baş hareketlerini azaltıp, başı arkaya yaslamak ve mümkünse camdan dışarıyı gözlemek belirtileri hafifletir. Bu kişilerin uçuş öncesi Dramamine benzeri bir ilaç almaları, bilek içyüzüne basınç uygulayan Acupressure bilekliği takmaları yararlı olur. Kusmamak için aç karnına uçmanın daha iyi olduğu düşüncesi yanlıştır; ancak fazla yemek ve asitli-yağlı gıdalarla mideyi doldurmak da yanlıştır. Yeterli sıvı alınması, ama tonikli içeceklerden ve yoğurt yemekten kaçınılması önerilir.

Jet Lag: Kıtalararası uzun uçuşlarda, varılan bölgenin coğrafi saatiyle, alışkın olunan içsel biyolojik saatin uyumsuzluğu sonucu ortaya çıkan jet lag tablosu, herkesi etkiler; ancak uçuş ekiplerinin, sporcuların, asker, politikacı ve bilim adamlarının fiziksel ve zihinsel performanslarını bozması yüzünden bu grup için daha da önemlidir. 3-4 saate kadar olan zaman dilimi kaymalarında sorun olmaz; ancak 5 saat ve üstü saat farkı olan uzun uçuşlarda ve özellikle batıdan doğuya doğru seyahatlerde halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk (veya uykululuk), kabızlık, iştahsızlık, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, vs. ortaya çıkar. Varılan bölgenin yeme, uyku, sosyal aktivite ve çalışma saat düzenine göre yaşamaya çalışmak jet lag’in atlatılmasını kolaylaştırır. Proteinden zengin kahvaltı ve yüksek karbonhidratlı akşam yemeği yemek; uykuya dalma güçlüğü çekenlerin hafif uyku ilacı veya melatonin, gündüz uyuklamalarına karşı da kafein gibi uyarıcılar almaları yararlı olur.

Vertigo: Özellikle dış görüş referansının olmadığı gece, bulut veya sis uçuşlarında pilotlar oryantasyonlarını kaybedebilirler. İç kulak denge organının (vestibül) yanılgıları sonucu gelişen bu pozisyon algısı kaybı durumuna havacılık jargonunda “vertigo” denir. Pilotun, dalışta, tırmanışta veya dönüşte mi olduğunu yanlış algıladığı, his karmaşası yaşanan bir durumdur. Çocukların gözü kapalı olarak kendi etrafında döndükten sonra birden durunca yaşadıklarına benzer bu hisler içindeyken pilotun yanlış kumandalar vererek kaza yapması olasıdır. Örnekler: Yalancı yatış (lean), dönüş (coriolis), tırmanış ve dalış hisleri, elevatör ve okulogravik illüzyonlar vs. Vertigo olan pilotun vestibüler yanlış algıları o kadar baskın gelebilir ki, aslında gerçek pozisyonu gösteren uçuş aletlerine bile inanmayarak hisleri doğrultusunda yanlışa düşebilir. Vestibülden ayrı olarak, görsel yanlış algılamalar yüzünden de pilotlar hatalı kararlara sürüklenebilir. Görsel illüzyon örnekleri: Parlak ışığa bakma sonrası gelişen flaş körlüğü ve art hayaller, zayıf ışıklı cisimlere sürekli bakma sonucu gelişen otokinezis; izafi hareket algıları, büyülenme, hayalî ufuk, white-out, brown-out, Flicker etkisi, vs.

Hipoksi: 3 bin metre (10 bin ft) ve üstü irtifalarda solunan havadaki oksijen azlığına bağlı olarak hipoksi gelişir. Sportif uçaklar, helikopterler, baloncular ve paraşütçüler genellikle bu irtifaların altında kalırlar. Yolcu uçakları ise yüksek irtifalara basınçlı kabinlerle çıkarlar. Kabin basınçlı uçaklarda da yer seviyesine göre biraz daha az basınçlama yapılır ve insanlar daha az oksijen solur. Bu uçuşlar 17-18 saat gibi çok uzun sürdüğünde, uçuş ekipleri ve yolcular yorgunluk ve baş ağrısı hissederler. Bu rahatsızlıklar kısmen uçuş stresi, hareketsizlik ve jet lag ile ilgili olmakla birlikte, uzun süre düşük basınçlı oksijen solumanın (gizli hipoksinin) etkisi daha fazladır. Yüksek rakımlı coğrafi bölgelerde kurulmuş şehirlere yapılan seyahatlerde, buralarda gece konaklayan uçuş ekiplerinin ve yolcuların ertesi gün kendilerini kötü hissetmeleri de bu tür hipoksinin sonuçlarından biridir. Kabin basınçlama arızası veya kabin patlaması olduğunda ise oksijen yetersizliğine bağlı semptomlar birkaç dakika içinde süratle ortaya çıkar: Görüş bozulması, baş ağrısı, yorgunluk hissi, uyuşmalar, düşünce yavaşlaması, yalancı özgüven artışı (öfori) vs. olur. Oksijensizlik devam ederse bilinç kaybı ve ölüme kadar gidebilir. Özellikle uçuş ekiplerinin derhal oksijen soluması gerekir. Astımı ve kalp yetmezliği olan yolcularla hamile bayanlar oksijen yetersizliğine daha duyarlıdırlar.

G kuvvetleri: Uçağın ivmeli dalış, tırmanış ve dönüşlerinde vücuda binen akselerasyon kuvvetleri çok zorlayıcıdır. Sivil havacılıkta pek nadir olarak karşılaşılan G kuvvetleri askeri havacılıkta rutindir, ama uzun süreli ve yüksek düzeylerde tehlikeli olabilir. Askeri jet pilotları bu tehlikelere karşı koruyuculuğu olan anti-G donanımı giyerek ve anti-G manevraları yaparak önlem alırlar.

Kulak ve sinüs ağrıları: Üst solunum yolu enfeksiyonu olan kişilerde sinüslere ve orta kulağa hava giriş-çıkışı, bu bölgelerdeki ödem nedeniyle bozulduğu için, uçağın alçalması sırasında kulak tıkanıklığı ve sinüs ağrıları görülebilir. Orta kulak ile dış ortam arasındaki basıncı dengelemek üzere uygulanan etkin bir yöntem Valsalva manevrasıdır. (Burun kanatları baş ve işaret parmaklarıyla kapatılarak ıkınma ve zorlu nefes verme hareketi yapılır; göğüs ve geniz basıncının arttırılması, tıkalı olan östaki kanalını açarak orta kulağa bir miktar hava girmesini sağlar ve kulak ağrısını bir anda rahatlatır.) Ödem çözücü ilaçlar ve burun damlaları da çok işe yarar. Daha hafif durumlarda esneme, yutkunma, sakız çiğneme gibi çene hareketleriyle de benzeri rahatlama sağlanabilir. İltihaplı diş hastalıklarında ve içinde hava kalan diş dolgularında da minimal gaz genişlemelerine bağlı şiddetli diş ağrıları olasıdır. Ancak bunlarda Valsalva benzeri yöntemlerin yararı yoktur.

Kabin havası: Uçakta solunan hava çok iyi filtre edilmesine karşın, sıkışık oturma zorunluluğu nedeniyle hasta yolcuların nefes, aksırık ve öksürüklerinden gelen virüs ve bakterilerle enfeksiyon bulaşma olasılığı vardır. Keza egzos sızıntıları, kargo veya yolcu eşyalarından gelen toksik gazlar, kabinde uçuşan toz ve alerjenler ile de kabin havası kirlenebilir. Bu durum duyarlı insanlar için sağlık tehdidi oluşturabilir. Mikrobik hastalığı olup öksürük yoluyla etrafa bakteri saçan yolculara kabin ekibi tarafından maske verilmelidir. Ayrıca pratik bir yöntem olarak, baş üstü paneldeki hava üfürme problarının yüze yönlendirilmeleri sayesinde bir ‘hava perdesi’ yaratılarak, solunum havasındaki zararlılardan büyük ölçüde korunma sağlanabilir. 

Gürültü ve vibrasyon: Özellikle helikopter ve pervaneli uçaklarda gürültü ve vibrasyona bağlı sağlık sorunları görülebilir. 80-90 dB ve üzeri şiddetteki sesler, süreyle orantılı biçimde kulaklara fiziksel zarar verir; yıllarca süren kronik gürültü, işitme kayıplarıyla sonuçlanabilir. Gürültü zihinsel işlevleri ve psikolojiyi de bozabilir; konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, yorgunluk ve uykusuzluk yaratabilir. Bunlar sadece uçuş ekiplerini ve yolcuları değil, yer ekiplerini ve hattâ havaalanı çevresinde oturan insanları da etkiler. Uçuş ve yer ekiplerinin kulak tıkaçları ve koruyucu teçhizat kullanmaları, radyo-telefon kulaklıklarının ses volümlerini azaltmaları tavsiye edilir. Vibrasyon da 30-40 Hz düzeyinde görsel odaklanmayı imkânsızlaştırır; daha yüksek düzeylerde bulantı, baş dönmesi, kulak çınlaması, cilt yanması, salya artışı, terleme, baş-boğaz ağrısı ve göğüste basınç-tıkanma hissi yaratır. Helikopter pilotlarında yıllar içinde vibrasyona bağlı sırt ağrıları ve eklemlerde sertleşme olmaktadır. Vibrasyonu vücuda ileten zemin ve koltuk oturma parçalarının titreşim emici özelliklere sahip olması olumsuzlukları bir parça azaltır.

Alkol ve ilaçlar: Hafif dozlarda alınan alkol ve sakinleştirici ilaçlar, uçuş korku ve anksiyetesi olan kişiler için yatıştırıcı olabilir. Ancak alkol ve ilacın fazlaca alınması durumunda bazı sorunlar görülebilir: Öncelikle irtifaya çıktıkça (azalan kabin içi oksijen basıncı yüzünden) alkol ve ilaçların yerdekinden daha fazla uyuşturucu etki yapacağını bilmek gerekir. Uçak içinde hadise çıkaran yolcuların çoğu alkollü kişilerdir ve belki de aynı dozu kullandıkları uçuş dışı zamanlarda bu kadar kontrolsüz davranmamaktadırlar. Gripal durumlarda ve alerjik hastalıklarda kullanılan antistaminik ilaçların da bir parça uyuşturucu etkisi vardır ve irtifada bu etki katlanır. Yüksek doz sakinleştirici ilaç alarak uyumak veya panik ve korkularını yatıştırmak isteyen yolcular, fazla uykulu-uyuşuk olmanın bazı mahsurları olduğunu bilmelidirler. Bunlardan birisi, ağır uyku sırasında bacak damarlarındaki sıkışmaya bağlı derin ven trombozu (ekonomi sınıfı sendromu) gelişmesini fark edemeyecek olmalarıdır. Bir diğeri de kaza-kırım durumunda fazla uyuşuk bir kişinin hem Brace pozisyonunu alamayacak olması, hem de kendisini enkaz veya yangın içinden kurtaramayacak olmasıdır. (Brace Pozisyonu: Acil iniş veya uçağın düşme durumlarında kafa ve omurgayı korumak için baş kollar arasına alınarak, dizlerin üstüne eğilme pozisyonu.)

Ekonomi sınıfı sendromu: Uçakların ekonomi sınıflarında koltuk araları dar olduğu için, özellikle uzun boylu kişilerin bacaklarını bükmek zorunda kalarak oturmaları nedeniyle bacak damarlarında pıhtılar oluşabilir; bunlar da akciğer, kalp ve beyin gibi yaşamsal organ damarlarını tıkayabilir. Önlem olarak uçak yolculuğu sırasında bolca sıvı alınması, belirli aralıklarla bacakları germe-uzatma-bükme hareketleri yaptırılması, saatte bir 5 dakika gezinilmesi, uzun süre aynı pozisyonda uyunmaması ve yatma pozisyonunun değiştirilmesi tavsiye edilir. Damar hastalığı ve pıhtılaşma problemi olanların kan sulandırıcı ilaçlar alması ve varis çorapları giymesi uygundur.

Tütün: Askeri pilotlar uçuştan önce 2-3 sigara içtiklerinde, 5 bin ft kabin irtifaında iken 10 bin ft irtifaya eşdeğer fizyolojik zorlanma yaşar; fiziksel ve zihinsel performans azalır. Bu, sinsi hipoksi riski kadar, gece uçuşlarında karanlık adaptasyonunu bozması bakımından da önemlidir. Kabin basınçlaması (oksijenizasyonu) olan yolcu uçaklarındaki yolcular için de geçerli olan bu durum, kanda karboksihemoglobin artışıyla ilintilidir ve gece görüş keskinliğini %15-18 azaltır.

Beslenme: Uçakların kabin içi 2.400 metre irtifaya ayarlı olduğu için, yer seviyesine göre basınç düşüklüğü söz konusudur. Bunun sonuçlarından birisi de mide ve bağırsak gibi kapalı organlardaki gaz genişlemesidir. Karın gazlarının genişlemesi şişkinlik, ağrı ve rahatsızlık (geğirme-yellenme ihtiyacı) yaratacağı için uçuş öncesi ve uçuş sırası beslenmede gaz yapıcı gıdalardan (bakliyat, çiğ sebzeler, gazlı içecekler, vs) kaçınmak gerekir. Yakın zamanda mide veya bağırsak ameliyatı geçiren kişilerde bu tür şişkinlikler dikiş atmalarına ve iç kanamalara bile sebep olabilir.

Seyahat ishalleri:  Uzak doğu, Orta doğu ve Afrika ülkelerine yapılan seyahatlerde dışarıda yenilen bazı gıdalar, gerek alışılmadık yağ, baharat ve etler içermeleri ve gerekse hijyenik olmayan usullerle hazırlanmaları (bakteri bulaşıklıkları) yüzünden uçuş ekiplerini ve yolcuları perişan edebilir. Bu bölgelerde çeşme suyu içmekten, açıkta satılan yiyecek, salata ve baharatlı-yağlı gıdalar yemekten kaçınılmalıdır. Sık seyahat eden ve iş ilişkileri nedeniyle yerel yiyeceklerden tatmak zorunda kalan kişilerin yanlarında bağırsak enfeksiyonuna karşı ilaç bulundurmaları önerilir.

Şeker hastalığı: Diyabetik hastalar uçuş stresi, hareketsizlik ve yemeklerde ölçüyü kaçırabilecekleri ihtimaline karşı ilaçlarının dozunu biraz arttırmalıdırlar. İnsülin kullananların uçuş gecikmeleri, yabancı meydanlarda uçak kaçırma ve uzun süre bekleme olasılığını dikkate alarak yedek ilaç bulundurmaları gerekir. Kan şekeri ölçüm cihazları mutlaka çantada taşınmalı; hipoglisemi daha tehlikeli olduğu için kan şekerini çabuk yükseltecek tatlı gıdalar hazırda tutulmalıdır.

Hamilelik: Hamileliğin ilk aylarında hormonal değişimlere bağlı olarak sabah bulantı ve kusmaları (morning sickness); daha sonraki aylarda gebeliğe özgü tansiyon yükselmeleri (eklampsi) olabilir; bunlar uçuşta yerdekinden daha problemlidir. Hamilelerin çoğunun vücudunda (özellikle bacaklarda) ödem ve varis gelişir; sık idrara çıkma ihtiyacı ve bazılarında kanama görülebilir; bu durumlar da uçakta kişiyi zora sokabilir. Gene de hamileliği 7 aylığa kadar olanlar için bir kısıtlama uygulanmaz; ancak 7. ayını (28 hafta) tamamlamış hamile bayanların uçağa binerken hamilelik süresini, muhtemel doğum tarihini ve varsa gebelik komplikasyonlarını gösteren (ve tarihi 1 haftadan eski olmayan) bir doktor raporu ibraz etmeleri istenir. Erken doğum riski olmayan komplikasyonsuz olgular bu şekilde hamileliğin 9. ayına (35 hafta) kadar uçabilir. 36. haftadan itibaren uçuş müsaadesi verilmez; çünkü stres nedeniyle erken doğum olasılığı vardır. Çoğul gebeliklerde bu kısıtlama 32. aydan başlatılır.

Lens kullanımı: Sağlıklı bir ortamda nem oranı %40-60 olması gerekirken, uçak içi kabin havasındaki nem oranı %20 civarındadır. Bu yüzden göz kurumaları olasıdır; lens kullanan kişilerin daha fazla sıvı almaları, suni gözyaşı damlatmaları ve sık göz kırpıştırmaları tavsiye edilir (Drink more, Blink more)

Radyasyon: Kıtalararası uçuşlarda hem yüksek irtifalarda uzun saatler kalmak, hem de kutuplar üzerinde uçmak nedeniyle güneş ve yıldızlardan gelen kozmik radyasyona maruziyet artar. Çünkü atmosferin üst katmanlarında ve kutup bölgelerinde atmosferin radyasyonu süzücü kalkan etkisi azdır. Bu tür uçuşlar yapan kokpit ekipleri, bazı tip kanserler için (düşük oranda da olsa) risk altındadırlar. Kokpit radyasyon ölçümü veya kişisel dozimetre uygulaması yapılmalı, riskli kişiler kontrole alınmalıdır.


E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR     Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
 
   
 
Bu haber henüz yorumlanmamış...

 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Osman Gazi Baykal
PARAZİT* HAVA ARAÇLARI
Osman Gazi Baykal
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
FASTING PILOTS NOT 100% FIT
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
Engin Aksüt
SABİHA GÖKÇEN’İN YENİ PİSTİNDEKİ KOT FARKI
Engin Aksüt
İbrahim Köktener
MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ
İbrahim Köktener
Tuğba İncel
GERMANWINGS KAZASI DAVASI SÜRÜYOR
Tuğba İncel
Faruk Sayılır
UCUZ HAYATLAR
Faruk Sayılır
digitaldalga
ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
SİNGAPUR AIRSHOW-2020

SİNGAPUR AIRSHOW-2020

  VİDEO GALERİ
ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

  GÜNÜN MANŞETLERİ
 
TAV YOLCU SAYISINI ARTIRDI
AYJET'TE MEZUNİYET TÖRENLERİ
EUROFIGHTER BAŞLANGIÇ OLUR MU
PET LOUNGE AÇILIYOR
ESKİ KALİTE MÜDÜRÜ KONUŞTU
PESKOV'DAN 'THY' AÇIKLAMASI
TİMSAH KORKUTTU
ALMAN CUMHURBAŞKANI ZİYARETİ
ÖZEL UÇAK PİSTTEN ÇIKTI
ALASKA'DA UÇAK DÜŞTÜ
 
  UÇUŞ BİLGİLERİ
İç Hatlar Dış Hatlar
Geliş Gidiş Geliş Gidiş
  İstanbul Havalimanı
  Sabiha Gökçen
  Ankara
  Antalya
  HAVA DURUMU
  İstanbul
Cuma Cumartesi Pazar
14 / 19 °C 13 / 19 °C 12 / 17 °C
  ARŞİV
 
   
 
 
UNUTMAYACAĞIZ...
 
Onur Güntürkün
 
 
UNUTMAYACAĞIZ…
 
Ünal Başusta

  •Künye
  •İletişim
  •Havacılık Haberleri
  •Röportaj
  •Türkiye'den
  •Dünyadan
  •Seyahat Rotası
  •Havacılık
  •Uçuş Eğitim
  •Havalimanları
  •Göklere Veda
  •Havacılık Emekçileri
  •Havacılık
  •Reklam Videoları
  •Röportaj
  •Video Haber
  •koronavirüs
  •Katar Havayolları
  •Temel Kotil
  •Antalya
  •Eurocontrol