“Yemek, bulaşık, bebek bakımı kadın işidir, hemşireler ve hostesler bayandır; futbolcu, güreşçi, oto tamircisi, cerrah, pilot erkek olur…” gibi toplumsal stereotipik rol dağılımları değişeli çok oldu. Artık hemşire ve kabin memuru olarak çalışan erkekler de; TIR şoförlüğü, gemi kaptanlığı ve beyin cerrahlığı yapan bayanlar da var… 20. Yüzyılın dâhi satranççılarından Bobby Fischer ve 15 yıl dünya şampiyonluğunu sürdüren Garry Kasparov, “kadınların satranç oyuncusu olamayacakları, çocuk yetiştirmeyle ilgilenmelerinin daha iyi olacağı” biçiminde aşağılayıcı konuşmalar yapmakta idiler. 2002 yılında Garry Kasparov 24 yaşındaki bayan Macar satranççı Judit Polgar’a yenildi!
Bayanların bünyesel zayıflıklarının fizik güç gerektiren işlerde bir zorlanma yaratabileceği doğrudur; ama aynı gücü gösteremeyen erkekler de var. Ayrıca çağımızda elektromekanik sistemler kaba güç kullanımını giderek devredışı bırakıyor. Bayanların aleyhine sayılabilecek farklılıklar arasında, regl, menopoz ve hamilelik dönemlerindeki hormonal değişimlerin fiziksel ve psikolojik dalgalanmalar yaratması sayılabilir. Ayrıca istatistiklerin ve gözlemlerin gösterdiği doğrular arasında bayanlarda duygusal kırılganlıklarının oransal olarak daha çok olduğu, daha sık hastalandıkları söylenebilir... Ama erkeklerin de biyonik varlıklar olmadığını biliyoruz; kalp hastalıkları, alkol ve uyuşturucu kullanma, kavga ve suç işleme oranları bayanlardan kat kat fazladır. Fiziksel gücünü, psikolojik dengesizlikleri yüzünden kötüye kullanan ve ciddi sorunlar yaratan çok sayıda erkek vardır. Uçuş, trafik ve iş kazası oranlarının erkeklerde belirgin olarak yüksek bulunması, büyük olasılıkla şişkin egolar, gösteriş merakı, aşırı özgüven ve kuralsız davranışlarla ilgilidir.
Bu nedenlerle duruma “erkekler / bayanlar” ayrımı ile değil, kişi bazında bakmak daha bilimsel bir yaklaşımdır. Tersi de doğru olmak üzere, çok becerikli ve akıllı bayanların da, çok yeteneksiz ve aptal erkeklerin de var olduğu kabulüyle düşünmeye başlamamız gerekiyor.
Askeri havacılıkta erkek/bayan ayrımı
Bugünkü dünyada bayanlar hemen her sektörde erkeklerle aynı performansı göstermekte iseler de, 30-40 yıl öncesine kadar havacılık erkeklerin egemen olduğu bir alan, uçuş da erkeksi bir uğraştı... Geçmişte bayan pilotlar askeri uçak kokpitlerinde gerçekten de zorlanmaktaydılar; ama bu, oturma yüksekliğinin, ejection sistemlerinin, G-suit, kask, maske ölçülerinin ve rudder pedal sertliğinin erkek vücut yapısı ve kas gücü dikkate alınarak dizayn edilmesiyle ilgiliydi. Ortalama erkek ile kadın arasında belirgin kuvvet farkı vardır ve bu fark 3/2 düzeyindedir. Kas gücü zayıflığına bağlı sorunlar “fly by wire” sistemi sayesinde çoktan aşılmıştır. Askeri havacılıktaki agresif uçuşlarda bile, G toleransı erkek arkadaşlarından daha az olmayan ve görevini hakkıyla yapan çok sayıda bayan savaş pilotları bulunmaktadır. Bugün göklerde 100 binden fazla sivil bayan pilot uçmaktadır...
Çoğu iş alanındaki başarı ve etkinlik değerlendirmesine objektif bakıldığında, cinsiyet ayrımı bağlamındaki farkların önyargılarda kaldığı anlaşılabilir. Ama önyargıları kırmak kolay olmuyor... ABD’de bir komutanla yapılan söyleşide, “Aynı kabiliyet düzeyinde bir bayan ve bir erkek pilotunuz olsa, savaşa hangisini gönderirdiniz?” sorusunda komutan erkeği seçmişti. Aynı soru,“Bu iki pilottan bayan daha yetenekli olsaydı?” şeklinde sorulduğunda, komutan kısa bir tereddütten sonra “gene erkeği” cevabını vermişti. Bu anekdot, geleneksel/maço erkek kafalarındaki önyargıların ne kadar kemikleşmiş olduğunun örneğidir. Bayanların fiziksel becerilerinin yetersiz olduğuna dair ezeli güvensizlik yanında ikinci bir önyargı da, bayanların girdiği ortamlarda birlik ruhunun ve performansın bozulacağıdır. 1944 yılında 5 bin personelinin 415’i kadın olan Eisenhower uçak gemisinin denize açılması sırasında çıkarılan “aşk gemisi” söylentileri, olayın dışındakilerin kendi fantezilerini yansıtmaktaydı. Çünkü 1,5 sene süren bu seyirde hiçbir “vukuat” olmamıştı.
Bayan uçuş ekiplerinin performansını etkileyen farklar
Uçuş streslerine dayanıklılık: Bayanlar genelde irtifa hastalığına, kronik hipoksiye ve düşük ısılara daha dirençlidirler. Buna karşın kabin basıncı olmayan uçaklarla 18 bin ft üzerindeki uçuşlarda dekompresyon hastalığı bayanlarda erkeklere göre birkaç kat daha fazladır (muhtemelen vücut yağ oranı fazlalığıyla ilgili). Bayanların uçak tutmasına karşı daha duyarlı oldukları, G toleranslarında ise erkeklerle aralarında anlamlı bir fark olmadığı anlaşılmıştır.
Yıpranma: Bayan uçuş ekiplerinin geçen yıllar içinde fiziksel olarak daha çok ve çabuk yıprandıkları; bedensel yakınmalarının, viziteye çıkma ve diş hekimine gitme oranlarının erkeklerden yüksek; sürekli ayakta görev yapanlarda kas ağrılarının daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Regl sorunları: Bayan uçuş ekiplerini âdet döneminde uçuştan alıkoyma fikri geçmişte kalmıştır; bugün böyle bir kısıtlama yoktur. Âdetin ilk 3 günleri içinde kendini gösteren ‘dismenore’ sırasında irtifada karın gazlarının genişlemesine bağlı ağrılı kramplar olasıdır. Bunun inkapasitasyon yaratma oranı %10’dur. Binlerce kadın pilotun görev yaptığı günümüz dünya havacılığında dismenore tedavisinde kullanılan ve uçuş için engel teşkil etmeyen etkin ilaçlar vardır (nonsteroid antienflamatuar ve oral kontraseptif ilaçlar).
Hamilelik: Pilot ve kabin görevlisi bayanlar hamilelik sürecinde bazı zorluklar yaşarlar. Sabah bulantı ve kusmaları, uçak tutması, tansiyon yükselmeleri, bacaklarda ödem ve varis, sık idrara çıkma ihtiyacı, ağır kaldırmada zorlanmalar olabilir; düşük yapma ve kanama riski artabilir. Bu nedenle bayan ekiplerin hamilelik sürecinde yer görevlerine alınmaları önerilmekle birlikte, 13-27. haftaya kadar uçmalarında sakınca görmeyen şirketler de vardır.
Uyum sorunları: Bilinçdışı nedenlerle bayan otoritesini reddedici, aşağılayıcı veya alaycı yaklaşım gösteren maço yapıdaki erkek görevlilerden kaynaklanan uyum sorunları olabilir; ancak bu örtülü veya açık çatışmalar, erkek-egemen anlayışlardan kurtulmaya endeksli biçimde azalmaktadır.
Erkek/bayan farkı mı, insani bir durum mu?
Çalışanlarının tümü erkek veya tümü bayan olan iş ortamlarında da birçok sorun olduğu gibi; erkek ve bayanların birlikte görev yaptığı ortamlarda da (hastane, okul, banka, fabrika, mağaza) “insani nitelikte” bazı sorunlar, aşklar, sempati ve antipatiler, rekabet ve çatışmalar olabilir. Ama homojen ve heterojen gruplardan birinin diğerine üstünlüğünü gösteren bulgular yoktur. Bu yapılar içindeki dinamikleri gözetmek ve uygun tedbirleri almak koşuluyla iyi insan ilişkileri tesis edilebilir.
Sonsöz: Geçmişte bayan doktor ve memurlara karşı gösterilen negatif anlayış bugün nasıl değiştiyse, bayan pilot ve kabin ekiplerine olan güvensizlik de zaman içinde kaybolmaktadır. Şüphesiz bu olumsuz önyargı değişimini hızlandıracak olanlar; entelektüel kapasitelerini arttıran erkekler ve bilgili-kararlı-becerikli tutum gösteren bayan ekipler olacaktır.
Sivil Havacılık Akademisi'nin, Pilot, ATC, Kabin ve Teknik ekiplere yönelik olarak hazırladığı Yorgunluk Anketi'ne ulaşmak için TIKLAYINIZ...