Sivil Havacılık Akademisi’nin 10 Kasım 2010 tarihinde bir basın toplantısıyla kamuoyuna sunduğu “Sivil Havacılığımızdaki Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı bildirgesinde, uçuş okullarına alınacak pilot adayı öğrencilerin yetenek sınavlarından geçmeleri ve psikomotor becerilerinin ölçülmesi gereği vurgulanmıştı. SHGM’nin yayınladığı “SHT-1T, Öğrenci Pilot Seçiminde Kullanılacak Test Talimatı”nın 1 Mart 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinin açıklanması çok olumlu bir gelişmedir.
Hatırlanacağı üzere YÖK 2012 yılında, uçuş okullarında pilotaj eğitimine alınacak öğrencilere yetenek sınavı veya mülâkat adı altında bir değerlendirme yapılmadan, sadece LYS puanı ile öğrenci kabul edileceğini karara bağlamıştı ve biz bunun rasyonelini kavrayamamış, bu köşede yazdığımız bir yazı ile tepki göstermiştik. Ticari vasıta sürücülerinin bile tabi oldukları psikomotor testlerin; resim, müzik, tiyatro, aşçılık, beden eğitimi, hava-trafik, vs. bölümlere girecek öğrencilere bile uygulanmakta olan yetenek sınavlarının pilotaj öğrencilerine neden uygulanmayacağının gerekçesi de açıklanmamıştı...
Pilot seçimiyle ilgili yayınlarda öncelikle, adayların kişilik yapılarının havacılık streslerini karşılamaya uygun ve psikomotor becerilerinin de hava aracını yönetmek için yeterli olması gereği vurgulanır; patolojik zihinsel ve davranışsal bozuklukların, uçak tutması, kapalı yer ve yükseklik korkularının olmaması beklenir. Pilot adaylarında aranan becerilerden belli başlıları; 3 boyutlu algılama, görsel-işitsel bellek, dikkat toplama, bilgi işleme, çapraz kontrol, hız-mesafe tahmini, tepki süresi, göz-el-ayak koordinasyonu, heyecan ve duygu kontrolü, ekip çalışması-işbirliği, akılcı çözüm üretebilme, karar verme, liderlik, vs’dir. SHT-1T talimatında da pilotluk eğitimi alacak öğrencilere zekâ, görsel ve işitsel hafıza, algılama ve yoğunlaşma, kişilik, uzay oryantasyonu, psikomotor beceri, stres altında karar verme ve fiziksel uyum konularını kapsayacak testler yapılması şarta bağlanmış bulunmaktadır. Bu bağlamda SHGM'nin yayınladığı Talimat ile bilimsel gerçeklerin örtüştüğü görülmektedir.
Bu niteliklerin çoğu uçuş kazalarında büyük önemi ve rolü olan CRM becerileriyle aynıdır. Uygulanacak bu testler sayesinde, pilotaj eğitimine adım atmadan önce adayı bir süzgeçten geçirmek, fiziksel yetenekleri kadar bilişsel ve duygusal becerilerini de ölçmek imkânı olacaktır. Böylece, (en azından kuramsal olarak) olabildiğince "doğru adamların" sisteme dahil edilmesiyle kokpitte uçuş emniyet kalitesi yükseltilecektir…
Pilotaj başarısında ve emniyetli uçuşlar yapabilmede çok önemli olan bu unsurlardan bazılarının kabaca değerlendirildiği kâğıt-kalem testleri bugün artık yetersiz sayılmaktadır. Hava Kuvvetlerimiz pilot adaylarını 30 yıldır psikomotor test cihazları kullanarak ve bu becerilerini ölçerek seçmektedir. Dünyada askeri ve sivil havacılıkta bu amaçla kullanılan DLR, Molly Mawk, Cattell PF-16, Viyana Sistemi gibi testler vardır. Bunların bazıları ülkemizde de uygulanmaktadır. Anadolu Üniversitesi de bir “pilot seçim sistemini” yakın gelecekte uygulamaya sokma aşamasındadır.
Sonuç olarak, daha emniyetli uçuşlar için daha yetenekli pilot adaylarının seçilecek olması sevindiricidir. Böyle bir çalışmada katkısı olan başta Sayın Genel Müdür Bilal Ekşi olmak üzere tüm SHGM çalışanlarını, tebrik ediyorum. Ancak bu talimatın asıl amacına ulaşabilmesi ve etkin bir şekilde uygulanması konusunda bazı zayıf noktalar olduğunu fark etmekteyiz. Örneğin, birer ticari işletme olan uçuş okullarının öğrenci kabulü aşamasında uygulayacakları testlerde ne derece titiz davranacakları şüphelidir. Hiçbir kuruluşu şaibe altında bırakmak istememekle birlikte; işin doğası gereği okulların öğrenci kontenjanını doldurmak amacıyla testi gevşetebilmesi, hatta her başvuranı kabul edecek şekilde uygulama yapması olasılığını görmezden gelemeyiz. Her bir öğrenciden 50-60 bin Euro civarında ücret alan uçuş okulları, birer ticari işletme olarak sabit giderlerini ve kâr oranlarını göz ardı edemeyecekler; test uygulamaları kendilerine bırakıldığı takdirde objektif değerlendirme yapılıp yapılmadığı konusu ister istemez tartışmalı hale gelecektir. Testlerin tıpkı lisan sınavları gibi bağımsız kuruluşlarca veya bir üniversite tarafından yapılması, bu süreçte standart yöntemler kullanılması en makul çözüm gibi görünmektedir.
Kuraldışı yolcu, alkollü pilot ve lazer tacizcilerine gelen cezalar
SHGM'nin 1 Ocak 2014'te yürürlüğe girecek yeni yönetmeliği, uçak içinde cep telefonu kullanan, emniyet kemerini bağlamayan, kavga eden, şiddet kullanan, sözle tacizde bulunan ve sigara içen "kural tanımaz yolculara" bin lira ceza verileceğini hükme bağlamış bulunuyor. Alkol kullanan uçuş personeline 5 bin lira, uçuş emniyetini riske edecek şekilde hava araçlarına lazer tutan ve benzeri ihlallerde bulunan kişilere 10 bin lira ceza verilecek. Geç bile kalınmış olan bu oldukça caydırıcı cezaları uygulamaya soktukları için SHGM’yi bir kez daha kutluyorum. Bilindiği gibi ABD’de cezalar çok daha yüksektir ve 20 yıla kadar hapis (silah kullanıldıysa ömür boyu hapis) cezaları da verilmektedir.