CIP’İN MİMARI
THY CIP Lounge’ın mimarı olarak, gözlemlerinizi ve fikirlerinizi dikkate değer bulduğum için küçük bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim: Salondaki amacım, tam da tarif ettiğiniz İstanbul tasvirini yapmaktı. Demek ki başarmışım! Orası tıpkı İstanbul gibi değil mi? Sizin utandığınız benim gururlandığım, sizin acıdığınız benim umutlandığım, sizin kızdığınız benim onurlandığım ama hepimizi büyüleyen bir İstanbul! İstanbul’un sadece modern yüzü değil, eklektik, klasik, kozmopolit hatta "kitcsh" yüzünü yansıtmak istedim. Sizi şaşırttım galiba ama tasarımın felsefi altyapısı buydu. Sanatçının amacı, biraz da bu hisleri provoke etmek değil midir? (Mimar Dárá Kırmızıtoprak.)
- Pardon ama İstanbul’un utanç verici bir şehir olduğunu düşünmüyorum tam tersine, dünyanın en güzel şehirlerinden biri. İlk beşe bile girer. Nereden çıkardınız utandığımı? Utansam utansam, bazı "yaratıcı"ların sanat adına uydurdukları şeylerden utanabilirim. Bu çirkinliğe "kitch" adının verilmesi de iyi numara yani! Yine de "eser"inizi medeni ölçülerde tartışmanız hoşuma gitti. Ama gözünü seveyim Dárá, orası bir felaket, lütfen ısrar etme!
ZEVKSİZLİK
Kurban Bayramı tatilinde yurtdışına çıkmak üzere havaalanındaydım. CIP Lounge’ına hayatımda ilk defa girdim ve "İyi ki daha önce hiç girmemişim!" dedim. Resmen çeşitten başım döndü, utanç vericiydi. Bu ne zevksizliktir diye düşündüm. (Sumru T. A.)
- Hayır zevksizlik değil, "kitcsh"in bir sanat olarak uygulanması! "Yaratıcı"sı öyle diyor.
AYNI FİKİRDEYİM
Atatürk Havalimanı CIP salonuyla ilgili kesinlikle aynı fikirdeyim. Çirkinliği beni de büyülüyor. (Basak D. H.)
- Orası bir "sanatçı"nın elinden çıkmış büyüleyici bir çirkinlik "eseri." Lütfen eleştirirken daha dikkatli olalım!