KORSAN HAİN EVLAT ÇIKTI

Oğlunun zaman zaman içki kullandığını, erotik kanalları izlediğini söyleyen Özlü, “Hiç böyle El Kaideci olur mu” diye soruyor.
Geçtiğimiz cumartesi günü Kıbrıs-İstanbul seferini yaparken Atlasjet’e ait yolcu uçağını Filistinli Mümin Abdülaziz Talikh ile birlikte kaçıran Mehmet Reşat Özlü’nün, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine bağlı Köseören köyündeyiz. Yirmi haneli, iki yüze yakın nüfuslu köy taziye sessizliğine bürünmüş.
14 nüfuslu, 12 çocuklu Özlü ailesinin iki oda bir salondan oluşan evinin kapsını çalıyoruz. Oğlunun uçak kaçırmasını gurur meselesi yapan Halil Doğan Özlü (55), evden dışarı çıkmıyor.

Suçluysa ben asayım
En son mart ayında kardeşini kaybettiğinde oğlu Mehmet’in köye geldiğini ve o zaman gördüğünü söyleyen Özlü, “Eğer benim oğlum El-Kaideciyse oğlumu gidip Ankara’da ben kendi ellerimle asayım ama benim oğlumun örgütle işi gerçekten olamaz” diyerek söze başlıyor. On iki çocuktan beşincisi olan ve Türkiye’nin yüreğini ağzına getiren Mehmet’i babası Halil Özlü’den dinlemeye başlıyoruz:
“Beş yıl önce Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne kayıt yaptırdı. Bir yıl sonra da Girne Amerikan Üniversitesi Türk Dili Öğretmenliği’ne kayıt yaptırdı. Paralı olduğu için eş-dost zenginler okutur, ama sen okutamazsın demişti. Oğlumun okuması için helal olsun, bugüne kadar 250 bin YTL’nin üzerinde para harcadım. Ama bela geldi bizi buldu. El Kaideciyse oğlum onu Ankara’da kendi ellerimle ben asarım.”

Beşiktaş taraftarıydı
Cumartesi gününden bu yana yemek yemeyen ve sadece sigara içerek ayakta kalmaya çalışan aile reisine Mehmet’in çocukluğunu sorarak konuşmamıza devam ediyoruz: “Benim oğlum gerçekten zeki bir çocuktu, gölgesinden utanacak kadar saftı. Elbette Müslüman’dı ama namazını kılmadığını ve ara ara bira içtiğini biliyorum. Büyük şehirde bir öğrenci nasıl öğrencilik yapıyorsa benim oğlum da öyle bir öğrenciydi. Bu olaylardan sonra amcalarıyla, o şifreli erotik kanalları izlediğini öğrendim. El Kaideci bir çocuk, erotik film izler mi? Bakın, benim oğlumun öyle örgütle bağlantısı falan varsa ben onun cezaevinde de ziyaretine gitmem ama o şerefsiz, Arapça bildiği için benim oğlumla arkadaşlık kurdu ve eylemine belki uyuşturucu, belki teditle ortak etti...”