Yolcuların havalimanı beklentileri
2007 yılı itibariyle dünyada havayoluyla seyahat eden yolcu sayısı yılda 4,9 milyarı buldu. Sektörün dibe vurduğu 2002 yılında ise bu rakam tam 1 milyar daha aşağıda idi. Ülkemiz hava trafiği de özellikle son 5 yılda dünyanın en hızlı büyüyenlerinin başında geliyor.
Bu pazar günü yolcu gözlüğü takarak sizlerle havayolu seyahatleri esnasında havalimanlarından beklentilerimizi ve son yıllarda artan trafiğe paralel olarak bu beklentilerin nasıl değiştiğini paylaşmak istiyorum. Doksanlı yıllarda daha ekonomik uçma imkanlarının oluşmasıyla evrim geçirmeye başlayan sektör, özellikle ülkemiz yolcularının havalimanlarından beklentilerini sadeleştirmeye, farklılaştırmaya ve törpülemeye başladı.
Kim ne derse desin, öncelikli ve değişmeyen beklenti tabii ki güvenlik ve emniyet. Ancak bu konuda biz Türkler özellikle x-ray sırası beklerken son derece sabırsız, bu süreçte arkamızdaki insanlara zaman kazandıracak ön hazırlıkları yapmak konusunda maalesef çok düşüncesiziz. Ön hazırlıktan kastım, bekleme esnasında metal eşyaların sıra gelmeden çıkartılması ve sonucunda her yolcunun bir arkasındaki şahsa en az 30-45 saniye süre kazandırması. Tamam, kabul ediyorum çoğumuz için uçuş yapmak başlı başına stresli bir olay, ancak kuyrukları azaltarak bu stresin seviyesini düşürmek pekala hepimizin elinde olan bir durum.
Emniyetin ardından biz yolcuların ikinci derecede önem taşıyan beklentisi, havalimanlarının daha ekonomik olması. Diğer bir ifade ile daha uygun fiyatlara park edebilmek, yemek ve içmek, duty free alışverişi yapmak... Evrim geçiren havacılık sektöründe daha modern ve konforlu terminallere kavuşmanın bedeli beklediğimiz kadar ekonomik olmayabilir. Ancak hatırlıyorum, eskiden komünizm devrini çağrıştıran havalimanı/terminallerden seyahat ettiğimizde fiyatlar çoğunlukla şimdikinden daha pahalı idi. Bugünkü gibi özel yolcu lounge’ları yoktu. Tabii ki bizler konfora hemen alışıyor ve geçmişi hafızamızdan çok çabuk siliyoruz.
Günümüz koşullarında uçmak lüks tüketimden ziyade bir ihtiyaç haline dönüşürken, havalimanlarından beklentilerimiz de gitgide basitleşiyor aslında. Hatta günden güne uçmaya sadeleşmiş hizmet beklentileri ile bakıyoruz ki, doğrusu da bu aslında. Hava yolunu kullanabilmek için gerekli olan havalimanları da tıpkı son 10-15 yıldır ABD’de olduğu gibi gözümüzde hava garajlarını çağrıştırmaya başladı. Güvenlik, zamanında uçuş imkanı, süratli hizmet, temizlik, sadeleştirilmiş konfor ve ekonomik fiyatlar. Yolcu beklentisi bu konularda yoğunlaşırken, havalimanı işletmecilerinin de artık havalı, de-luxe yatırımlarını minimize etmeleri gerekiyor. Ultra konfor bekleyen bir niş yolcu profili de var ki onlar için zaten özel lounge’lar mevcut ve farklı servis olanakları sunulmakta.
SİGARA SORUNU ÇÖZÜLMELİ
Yolcuların havalimanlarından beklediklerinden bahsederken birkaç ay önce başlayan sigara yasağına tekrar değinmeden edemeyeceğim. Kapalı yerlerde sigara içilmemesi kuralına saygı duyuyoruz, ancak sigara içenler için havalimanı gibi özel mekanlarda belli çözümler oluşturulmalı. Zira gerek Avrupa’da gerekse Uzakdoğu ülkelerinde bunun örnekleri mevcut. Sigara yasağı başladıktan sonra alışveriş merkezlerinde (AVM) ve havalimanlarında ciro kayıpları yüzde 30’ların üstüne çıkmış durumda. Çünkü sigara içenler bu mekanlarda minimum zaman geçirmeye başladı. Konuya mimari çözümler üretmeye başlayan AVM’lerde müşteri canı isterse dışarı çıkarak sigara ihtiyacını giderebiliyor ancak havalimanlarında bunu uygulamak tamamen bir işkence. Eğer pasaport öncesi dışarı çıkarsanız, tekrar içeri girmek için güvenlik kuyruğunda bekleme zorunluluğu var. Şayet pasaport kontrolünü geçtiyseniz, o zaman geçmiş olsun; saatlerce sigara içemezsiniz. Sigara içmeyenler lütfen bu yorumlarıma kızmasınlar. Zira benim önerim içmeyenleri dumanla rahatsız etmeden çözümler üretilmesinden yana. Örneğin Münih’te olduğu gibi cam fanus’lar veya küçük mimari rötuşlar sayesinde terminaller içinde yarı açık mekanlar yaratılabilir. Mevcut hükümet ise bu konuda çok katı olmamalı, havalimanı/terminal işletmecilerine destek vermeli. Aksi halde böyle detaylar yüzünden kaybedilen yüzde 20-30’luk cirolarla bundan sonrasında milyar dolarlık havalimanı/terminal ihalesi yapamayabilirler.
TOLGA TURGUT-Akşam