Her türlü genel kullanımında kısaca kokpit, yoğun gerilim ve stresin mevcut olduğu kapalı ve dar alanları belirtmektedir.
1/ Tarihsel Gelişimi:
Kokpit sözcüğü havacılıktan çok önce ilk kez 1580’de Londra’da kullanılmaya başlamıştır. İngiltere’de çok yaygın olan bahisli horoz döğüşlerinin yapıldığı yeri tanımlıyordu.

William Hogarth’ın 1759 yapımı “The Cockpit” isimli oymacılık eseri
1635 yılında yine Londra’da bir tiyatroya “The Cockpit” adı, zaman zaman horoz döğüşleri yapıldığı için verilmişti. Daha sonra yıkılıp kral Charles I’in kabinesinin çalışmaları için yeni binalar (Whitehall Sarayı) yapılmıştı. Ancak halk arasında oraya halâ “Cockpit” denilmekteydi. Bu yüzden bir kontrol merkezi ile eş anlama evrilmişti. Dolayısıyla belki buradan da türemiş olabileceği bazı dilbilimciler tarafından öne sürülmektedir.
Havacılığa birçok isim, terim ve kuralı denizcilikten geçmiştir. Örneğin bir başka varsayım da “Cock” kelimesinin küçük tekne anlamında kullanılmasıdır. “Pit” ise yelkenli küçük teknelerin gemi kontrollarının bulunduğu alçak-çukur alanda dümencinin bulunmasının yanısıra, hizmetçi anlamındaki “Swain” kelimelerinin birleşik anlama bürünmesidir. İlk başlardaki Coxswain / Cokswain ifadelerinin yerini Cockpit almıştı. Birleşik anlamdaki “Cockpit” sözcüğü ana gemiye kaptan vb. süvariyi götürüp getiren küçük tekneyi ifade etmekteydi. Bu küçük yelkenli teknenin kıçında yer alan kontrol dümeninin bulunduğu ve hava koşullarından koruyan çukurumsu kapalı bölüm için de zamanla kullanılmaya başlanmıştı.

Henry Scott Tuke’nin 1894 yapımı “The Missionary Boat” isimli resminde soldaki küçük tekneye Cockpit (coxswain) denilmekteydi.
1700’lerden I. Dünya savaşı dahil askerler özellikle göğüs göğüse veya kent içinde, yakın mesafede, kanlı ve korkunç çatışmaların yaşandığı yerleri tanımlamak için kullanılmaya başlamışlardı. Bu anlam yüklemesi ise eski horoz döğüşlerinin çağrışımı olarak varsayılmıştı.
17. yüzyılda kokpit ismi, savaş gemilerinin genellikle arka taraflarında yaralılara doktorun cerrahi müdahale yaptığı kıç altındaki kapalı yeri de tanımlıyordu.

Amiral Nelson’un Trafalgar savaşında öldüğü HMS Victory gemisinin kokpiti (Çizim)
İngilizlerin Jamaika’da I. Maroon savaşında (1730’lar) bölgeye Cockpit Country (Kokpit Yeri) ismini vermişlerdi. Bu terim ise bir tür jeolojik oluşum olan Kireçtaşı Platosuna (Cockpit Karst) verilen isimden gelmektedir.
Havacılığın ilk adımlarından itibaren pilotun, daha sonraları uçuş ekibinin uçağı kontrol edip uçurmak için bulundukları görev yeri “Kokpit” olarak isimlendirilip günümüze ulaşmıştır. Havacılığın öncü yıllarında eski, küçük, çift kanatlı uçakların açık kokpitleri için “Cockpitted” kelimesi kullanılmıştı.

1918 model restore edilmiş Spad XIII uçağının kokpiti (Cocpitted)
Çok sonraları kokpit sözcüğü yüksek performanslı spor ve yarış arabalarında sürücü kabinini tanımlandırmak için kullanılmaya başlanmıştı. Ardından suda yarışmak için üretilen yine çok yüksek performanslı motor botların sürücüsünün kapalı bölmesine de kokpit denilmişti.
Uzay araçlarının çalışmalarında kokpit, komuta modülü veya kontrol merkezini tanımlarken astronotlar/kozmonotların bulunduğu yer için de kullanıldı.
Kısaca günümüzde genel olarak kokpit, bir araçta sürücü (ler) nün bulunduğu kapalı bölüm için kullanılmaktadır. Bunların dışında farklı ortamlar için de kokpit kelimesi kullanılmaktadır. Oxford ve Webster sözlüklerine kokpitin yeni anlamları eklenmesine rağmen, Robert Barnhart'ın 1995 baskılı “Barnhart Concise Dictionary of Etymology” adlı kitabında kokpitin kontrol merkezi ile eşanlamlı hale geldiğini ve bunun da uçakların kontrol merkezlerine uygulandığını kesinleştirmişti.
Örneğin dijital dünyanın oyun ve simülasyonlarında (benzeşimlerinde) kokpit gerçek dünyada bulunan kontrolleri, araçları taklit ederek kullanıcıya ara yüzü ve ekranı ifade etmek için kullanılmaya başladı.

Gece uçuşundaki bir helikopterin kokpiti
Tiyatroda kokpit, önce açık alanlarda ardından salonlarda (özellikle deneysel tiyatrolarda), oyuncuların performanslarını sergilediği küçük, dairesel sahneleri tanımlamak için de kullanılmaktadır
İş dünyasında 20. yüzyıldan itibaren “Kokpit” kelimesini mecazi olarak şirket (ler) in merkezi kontrol bölümünü, operasyon ve kararların yöneticiler tarafından alındığı yer (ler) için Amerika’dan dünyaya yayılarak kullanımı jargonlarında yer almıştır.
Sivil lojistik faaliyetlerinde “Kokpit” terimi, tedarik zinciri operasyonlarını ve taşımacılık lojistiğini yönetmek için gerçek zamanlı veri ve analiz sağlayan merkezi bir kontrol arayüzü veya kontrol panosunu ifade etmektedir.
Boks veya farklı dövüş sanatlarının oynandığı, seyirciler için çevresi ağ, tel örgü vb. malzemelerle kapalı ringler için de kokpit ifadesi kullanılmaktadır…
2/ Kokpit – Uçuş Güvertesi (Flight Deck):
II. Dünya savaşı ve sonrasında Boeing firması daha büyük, ferah ve kalabalık (*) kokpiti vurgulamak amacıyla ilk kez uçuş güvertesi deyimini kullanmıştır.
İki terimin arasındaki en basit temel fark, uçuş boyunca içinde bağlanılabilen bir/iki koltuğun bulunduğu yer olarak tanımlanır. Uçuş güvertesi (Flight Deck) ise uçucuların koltuklarından ayrılıp arkasında ve içinde yürüyebilecekleri bir alan bulunan çok daha büyük hacme sahip kokpit için kullanılmaktadır.

Uzay mekiği Atlantis’in yörüngedeyken uçuş güvertesinin 360° panoramik görünümü Nisan 1999
Yine temel olarak kanopiden girişi olan tek veya çift koltuklu, uçucuların pek ayağa kalkamadığı, bağlı oturdukları yerler kokpit olarak adlandırılmaktadır. Yandan kapılı veya alttan kapaklı girişi olan, yan yana en az iki koltuklu yerler, uçuş güvertesi veya alışkanlıkla kokpit olarak adlandırılmaktadır. Her iki terim de günlük işleyişte birbirinin yerine kullanıldığı olabilmektedir.
Genellikle sivil yolcu, kargo uçakları, askeri nakliye ve büyük bombardıman uçakları için uçuş güvertesi ifadesi kullanılmaktadır.
3/ Kokpit Sözcüğü Cinsiyetçi Bir Terim midir (?):
Gün geçtikçe sivil ve askeri havacılıkta kadın uçucuların artması bazı ülkelerde veya yörelerde sırf erkeklerden oluşan ekibi vurgulamak, bazen de erkek meslektaşları dışlamak amacıyla kullanıldığı bilinmektedir.
Her ne kadar askeri havacılıkta benzeri cinsiyetçi ayrım daha az gözlense de bu türden maço davranışlar sivil-asker uçucular arasında kullanılmaktadır.
Bu yüzden ABD’nin sivil havacılık otoritesi FAA, sivil havacılık endüstrisine daha geniş kapsayıcı olan flight deck teriminin kullanılmasını şimdilik önermektedir. Ayrıca cinsiyetçiliği gözetmeyen yepyeni bir terim bulunup uygulanmasını eklemiştir.
4/ Kokpite İzinsiz Giriş (Breach Kokpit):
11 Eylül’deki İkiz kule saldırılarına kadar genellikle kokpitin kapısı kilitlenmez, uçuş ekibinin dışında yolcuların uygun zamanda ziyaretlerine izin verilirdi.
11 Eylül’den sonra havayollarında kurallar değişmiş, genellikle uçağa ilk yolcunun binişinden, uçuş sonunda en son yolcunun inişine kadar kokpit kapısının kapalı ve kilitli kalması kuralı uygulanmaktadır. Bazı havayollarında uçak park ettikten sonra kokpite yolcu ziyaretine izin verilmektedir.
Aynı süreçte kokpit kapıları, kurşun geçirmez ve güçlendirilmiş modelleriyle değiştirilmişti. Bu özellik mutlak uçak donanımına eklenmişti. Ayrıca pek çok havayolunda kim (ler) in kokpite girmek istediğini kontrol etmek için kameralarla donatılmıştır. Tüm bu önlemler artan güvenlik ihtiyacını karşılamak için alınmıştı.
(*) 1920’lerden sonra kokpitlerde iki pilotun dışında telsizci, seyrüsefer operatörü, uçuş mühendisi, teknik eleman, bomba uzmanı (askeri uçaklar) vb. görevliler bulunurdu. Uçaklar geliştikçe kokpit tasarımında, yaklaşık her 15 yılda bir kokpitten bir kişi çıkartılmıştı. En son günümüzün iki kişilik ekibine kadar azalmıştı. Geride kalanlar, çıkan personelin görevlerini de üstlenmişti.
NOTLAR:
*Neredeyse tüm dillere havacılıktaki kokpit sözcüğü, İngilizce’den geçmesine rağmen Azeri Türkçesinde “Pilotun Köşkü” veya “Kaptanın Köşkü” ifadesi kullanılmaktaydı.
* 17. yüzyılda “cockpit”, İngiltere’de argo olarak vajina için de kullanılan bir kelimeydi.
Başvurulan Kaynaklar:
*Open Cockpit (Arthur Gould Lee – Grub Street, 2012)
* Barnhart Concise Dictionary of Etymology (Robert Barnhart – Harper Collins, 1995)
*The Pilot’s Guide to The Airline Cockpit (Stephen M. Casner – Aviation Supplies & Academics Inc. 2014)
*Cockpit Confessions of An Airline Pilot (Stephen G. Keshner – Booksonnet, 2001)
*The New General Maneger’s Performance Cockpit (Chiristos Kartalis – AylaVita, 2012)
*Values Cocpits: Measuring and Steering Corporate Cutters (Friedrich Glauner – Springer International Publishing, 2017)
*www.dergipark.org.tr
*www.merriam-webster.com
*www.oed.com
*www.aerocorner.com
*www.britannica.com
*www.symbolgenie.com
*www.warhistoryonline.com
*www.smithsonianmag.com
*www.wikipedia.org
*www.airlinegeeks.com