Airbus'ın uzun mesafeli geniş gövdeli XWB (Ekstra Geniş Gövde) Programı içinde geliştirilen A350, Boeing'in 777 ve 787 tiplerine rakip olacak şekilde tasarlandı. İlk olarak Haziran 2013'te uçtu ve Ocak 2015'te hizmete girdi.
SimpleFlying.com, Airbus A350'nin pilotlardan neden bu kadar çok övgü aldığını araştırdı. Yapılan analiz ve röportajlar sonucunda A350'nin en popüler özellikleri beş farklı kategoride toplandı.

1- Pilot Merkezli Kokpit Tasarımı
Pilotların övgüyle bahsettiği temel unsurlardan biri, A350'nin kokpiti. Deneyimli Airbus ve havayolu pilotlarına göre dikkat dağıtıcı unsurların en aza indirildiği A350 kokpiti, ergonomi, kontrol yerleşimi ve arayüz kullanılabilirliği gibi özelliklerle öne çıkıyor.
A350 kokpiti, görünürlük ve verimli bilgi paylaşımı için yapılandırılmış altı adet aynı 15,1 inç LCD ekrana sahip. Airbus'a göre, durum bilgileri dinamik olarak önceliklendirilerek dağınıklığı azaltıyor ve mürettebat koordinasyonunu artırıyor.
Kokpitte ayrıca bel destekli ayarlanabilir koltuklar, yatar paneller, geri çekilebilir tepsi masaları ve yüksek tavan boşluğu konforu sunuluyor.

2- İleri Teknoloji ve Elektronik
A350, pist ve taksi operasyonlarında pilotlara önemli ölçüde yardımcı olan birkaç son teknoloji araç içeriyor. Fren (BTV), otomatik fren ayarlarını 'optimum çıkış' seçimiyle birleştirerek ekiplerin pistleri verimli bir şekilde boşaltmasına yardımcı oluyor ve böylelikle pist doluluk süresi en aza indiriliyor
Aviyonik paketi, uçuş kontrolü, iletişim ve bakım takibi gibi uçak işlevlerini merkezileştiren bir sistem mimarisi olan Thales'in Entegre Modüler Aviyonik (IMA) özelliğine dayanıyor. Bu, kokpit yönetimini kolaylaştırmanın yanısıra daha kolay güncellemelere olanak tanıyor, arıza süresini azaltıyor ve sevkiyat güvenilirliğini artırıyor. Yine Thales tarafından yapılan isteğe bağlı çift Heads-Up Displays (HUD'ler), önemli uçuş verilerini pilotun görüş alanına yansıtarak olumsuz hava koşullarında kalkış, yaklaşma ve iniş sırasında güvenliği artırıyor.
Bu geliştirmeler toplu olarak pilot iş yükünü azaltıyor, durumsal farkındalığı artırıyor ve özellikle karmaşık havaalanlarında veya yoğun operasyonlar sırasında programa bağlılığın korunmasına yardımcı oluyor.
Ekipler, bu sistemler etkinleştirildiğinde netlik, sistem yanıt verme hızı ve azaltılmış kokpit yorgunluğu açısından somut faydalar bildiriyor.

3- Kabin Konforu ve Mürettebat Sağlığı
Airbus, A350'nin kompozit gövdesini, daha düşük bir irtifada (tipik 8.000 feet yerine 6.000 feet) ve gelişmiş nem kontrolünü destekleyecek şekilde tasarladı. Bu özellikler, özellikle uzun mesafeli uçuşlarda geçerli olan dehidrasyonu ve yorgunluğu azaltıyor. Pilotlar, görev sürelerinin sonunda daha uyanık hissettiklerini ve Cathay Pacific Airlines tarafından tanımlandığı gibi daha yüksek operasyonel güvenlik anlamına geldiğini bildiriyorlar.

4- Menzil, Verimlilik ve Operasyonel Çok Yönlülük
Singapur Havayolları tarafından bildirildiği üzere, A350-900'ün (ULR varyantı) sunabileceği maksimum menzil yaklaşık 9.700 deniz mili veya 17.900 km'dir ve yakıt ikmali yapmadan Singapur-New York veya Perth-Londra gibi 20 saate kadar ultra uzun mesafeli rotaları destekler. Pilotlar, öngörülebilir performans ölçümleriyle doğrudan rotalarda uçarak bu yetenekten yararlanır. Uçağın yüksek verimli Rolls-Royce Trent XWB motorları, yakıt tasarrufuna önemli ölçüde katkıda bulunuyor.
5- Olumlu Pilot Deneyimi
SimpleFlying.com'a uçakla ilgili deneyimlerini anlatan A350'de 1.700 saatin üzerinde uçuş deneyimine sahip Kaptan Pilot Michele Scarton, "Boeing 747-200 kokpitinde beş koltuk bulunmasına rağmen, dört koltuklu Airbus, kokpiti daha büyük olduğu için daha geniş hissettiriyor. Jumbo Jet'in kokpiti ise tam tersine oldukça dar, bu yüzden göründüğü kadar geniş değil. Airbus, uçtuğum diğer tüm uçaklardan tamamen farklı. A350'nin devasa LED ekranları ve sezgisel kontrolleri uçuş deneyimini geliştiriyor. A350'nin, uçağı yerdeki kontrol etmeyi kolaylaştıran fren (BTV) veya Havaalanı Navigasyon İşlevi (ANF) gibi başka harika özellikleri de bulunuyor" diye konuştu.
Kaynak: SimpleFlying.com