Tarihi dokusu, zarif mimarisi ve kanallarıyla St. Petersburg, gezginlere sonbaharda da bambaşka bir Avrupa deneyimi sunuyor. 90’dan fazla nehri ve 800’e yakın köprüsüyle “Kuzey’in Venedik’i” olarak anılan bu etkileyici şehirde, kanal turlarına olan ilgi her geçen yıl daha da artıyor.
Her mevsimi bir tabloya dönüştüren St. Petersburg, sonbaharda da altın renkli yapraklarla adeta bir masal diyarına dönüşüyor. 90’dan fazla nehri ve 800’e yakın köprüsüyle adeta su üzerinde kurulmuş bu şehirde, kanal turları sadece bir gezinti değil; mevsimin ruhuna dokunan bir deneyim sunuyor.

Sonbaharın Sessiz Romantizmi
Neva Nehri ve kanallar boyunca ilerleyen tekneler, sonbaharda şehre bambaşka bir atmosfer kazandırıyor. Yaprakların suya düşüşü, köprülerin gölgeleri ve tarihi binaların yansımaları arasında süzülen bir tur, ziyaretçilere sakin ama derin bir huzur vaat ediyor.
Vizesiz Bir Avrupa Deneyimi
Avrupa’nın romantik su şehirlerine benzer bir ruh arayanlar için St. Petersburg, hem kolay ulaşımı hem de vizesiz seyahat imkânıyla sonbahar aylarında da cazibesini koruyor. Şehri karadan değil sudan görmek, özellikle mevsimin bu pastel tonlarında çok daha anlamlı.
Mimari, Tarih ve Doğanın Uyumu
Kanal turları boyunca görülen Barok ve neoklasik yapılar, sonbaharın yumuşak ışığı altında daha da etkileyici hale geliyor. Özellikle Hermitage, Yusupov Sarayı ve Mikhailovsky Sarayı gibi simgesel yapılar, su üzerinden izlenince sanki birer sahne dekoru gibi büyüleyici bir görüntü sunuyor.
Bu Sonbahar Rota Değiştirin
St. Petersburg, romantizmi, zarafeti ve tarihi bir arada sunan özel bir şehir. Sonbaharın bir başka yaşandığı bu şehre ulaşmak çok kolay. E-vizeyle yapılan başvurunun ardından 4 gün içinde vizenize ulaşırken, günde yaklaşık 20 uçak seferiyle 4 saatte bir masal diyarına yolculuk yapabilirsiniz.