iga-2025-1
Airkule
Unifree-2019
HAVACILIK HABERLERİ RÖPORTAJ TÜRKİYE'DEN DÜNYADAN VİDEOLAR SEYAHAT ROTASI
   
  Osman Gazi Baykal [email protected]   
II. DÜNYA SAVAŞIYLA İLGİLİ BAZI DETAYLAR-2
10 Mayıs 2025 Cumartesi

Bazı tarihçilere göre II. Dünya savaşı, Japonların 18.9.1931’de Çin’e ilk kez saldırması ya da Mart 1932’de Shanghai’yı havadan bombalayıp binlerce insanın ölümüne yol açması veya Kuzey Çin’i, (Pekin de dahil) işgal ettiği Ocak 1933te başlamıştı...

1/ II. Dünya Savaşında Almanlar’ın Silah Araştırmaları:

II. Dünya Savaşı sürerken Alman bilim insanları, mühendisler ve askerler yepyeni silah araştırmaları için aşırı çaba sarf ediyorlardı. Bunlardan birkaç sıradışı örnekler:

a/ Rüzgâr Topu (Wind Cannon): Müttefik uçaklarına karşı küçük bir mermi kadar etkili, güçlü ve sıkıştırılmış hava akımının fırlatılması için tasarlanmıştı. Silah, testlerde 600’≈ 182.8m uzaklıktaki 25mm'lik bir tahtayı parçalayabiliyordu. Ancak hızlı hareket eden bir uçak üzerinde güçlü sıkıştırılmış hava paketi mermisinin etkisinin aynı olamayacağını da hesaplamışlardı. Savaşın son aşamalarında Elbe Köprüsüne bu top kurulmuş ancak hiçbir Müttefik uçağını düşürememişlerdi.

b/ Girdap Silahı (Vortex Gun): Her türlü hortum veya şiddetli türbülansın büyük uçaklara ağır hasarlar verebileceği biliniyordu. Silah, bu durumdan yola çıkılarak tasarlanmıştı. Merkezinde kömür tozu ve yavaş yanan bir patlayıcı bulunan girdap silahının mermileri, Müttefik uçaklarının kontrolünü kaybettirerek düşmesine neden olabilecek yapay kasırga yaratıyordu. Testlerde mükemmel çalışan silah uygulamaya giremeden savaş bitmişti.

c/ Ses Topu (Sound Cannon): Güçlü oksijen ve metan karışımının patlamasıyla insanları öldürebilecek gürültüye dönüşmesi şeklinde tasarlanmıştı. Yaklaşık 150’≈ 45.7m uzaklıktan 1.000 milibarı aşan basınç ve çok yüksek genlikte ses dalgaları yayacaktı. Buna 30 saniye maruz kalan bir asker için ölümcül olacaktı. Daha uzaktakiler ise büyük acılar çekerek bir süreliğine saf dışı kalacaktı. Ses silahı savaşta hiç kullanılmadı ancak laboratuvarda hayvanlar üzerinde denendiğinin kanıtları bulunmuştu. ABD, Vietnam savaşında farklı biçimde gürültüyü silah olarak kullanılmıştı. 

                             

                                        Girdap Silahı (Vortex Gun)

d/ Güneş Topu (Sun Cannon): Güneş topu, düşman uçaklarına karşı kullanılmak üzere tasarlanmıştı. Çok büyük miktardaki güneş ışınlarını odaklayarak yansıtacak reflektörü vardı. Savaşta kullanılamamıştı. Amerikalılar 1945'te topun deneysel bir modelini ele geçirmişlerdi, ancak savaştan sonra herhangi bir test yapılıp yapılmadığı bilinmemektedir.

2/ ABD’nin “Nasıl Daha İyi Yok Ederiz” Antrenman Yerleri:

a/ ABD II. Dünya savaşında Utah Eyaletinin Dugway Proving yöresinde Japonya ve Almanya’yı nasıl daha iyi, etkin bombalayacaklarını test edip öğrenmek amacıyla evler-mahalleler inşa etmişti. Buranın seçimini, o zamanlarda meskûn mahallere uzaklığı, bir tarafı dağlarla çevrili çöl alanı olmasının gereken gizlilik ve güvenliği sağlaması vb. faktörler belirlemişti.              

Dugway Proving’teki Alman (soldaki yüksek binalar) ve Japon (sağdaki tek katlılar) evleri

485 dönümden büyük alana Japon ve Alman evlerinin birebir kopyalarından oluşan mahalleler inşa edilmiş, yapımında işçi olarak mahkumlar kullanılmıştı. Binaların, gerçeklerinin kusursuz kopyası olabilmesi için Alman, Japon asıllı uzmanlarla birlikte Hollywood’un set tasarımcıları projeye katılmışlardı. Sadece binaların dışı değil, evlerin içleri de en küçük ayrıntılarına kadar planlanıp döşenmişti. Yurt dışından döşeme için özel malzemeler ithal edilmişti.

Tüm bu faaliyetler, en etkili bombaları ve saldırı yöntemlerini tespit edip geliştirmek amacını güdüyordu. Test saldırılarında evler yanıp yıkılıyor ama yeniden birebir, defalarca kopyaları hızla yapılıyordu. Nitekim en başta yangın bombaları (napalm) olmak üzere çok çeşitli mühimmatlar geliştirilip burada test edilmişti. ABD, başta Japonya olmak üzere savaş içinde 14bin ton napalm bombası atmıştı. (Kore savaşında 32bin ton, Vietnam’da 373bin ton ve her seferinde daha çok yakıcı etkinlikteki napalm bombaları atılmıştı)

Savaş içinde Winston Churchill, ABD Başkanı Roosevelt’ten İngiltere için en az altı Alman şehrinin yarısını yok edecek biyolojik silah olarak şarbon bombalarının geliştirilmesini istemişti. Ne var ki ABD Başkanı kimyasal ve biyolojik silah yerine napalm bombalarının geliştirilmiş tipini önermişti...

Savaştan sonra her türlü -özellikle kimyasal ve biyolojik- silah denemeleri Dugway Proving bölgesinde devam etmişti. Ancak 1960’ların sonlarında bölgeye çok uzak çiftliklerde 6.000’den fazla koyun gizemli şekilde ölünce hükümet bunun sinir gazının bir şekilde çevreye yayılmasından kaynaklandığını kabul etmişti. Daha sonraki yıllarda istenmeden bazı şarbon partiküllerinin atmosfere yanlışlıkla salındığı da hükümetin açıklamalarına eklenmişti. Günümüzdeki durumu biraz meçhuldür!

b/ABD havacılarının eğitimi için Kaliforniya’daki Edwards Hava üssünün yanındaki Rogers Dry Lake’in kuru yatağına, Japon Takao sınıfı (bazı kaynaklarda Akago sınıfı geçmektedir) kruvazörün birebir kopyası farklı malzemelerden yapılmıştı.

198m boyundaki replika, kereste, kümes telleri ve katranlı kâğıttan oluşmuştu. Adını Muroc Maru koymuşlardı. Gemi kopyasının maliyeti 35.1819 USD (enflasyon etkisi giderilmiş 2024 karşılığı 653.448 USD) idi.

       

           Replika Muroc Maru kruvazör hedefi ve üzerinde eğitim uçuşu yapan uçak

Bu maket üzerinde uçuş ekipleri gemi tanıma, alçak irtifadan saldırı ve atış taktiklerini denemişlerdi. 1950’den sonra bölgede başka faaliyetler başlamış ancak civarındaki patlamamış mühimmatın tehlike yaratması nedeniyle maket sökülmüştü.

3/ Amfetamin ve Metamfetamin (Kısaca MET):

Kişide uyarıcı, geçici verim ve performans arttırıcı, yorgunluğu azaltıcı, uyanık tutma özellikleri nedeniyle II.Dünya savaşında yoğun olarak Almanya, Japonya, ABD, Finlandiya, kısıtlı olarak İngiliz ordularında kullanılmıştı. Ne var ki ertesi gün veya etkisi geçtikten sonra yaşanan çöküş, zayıflık, saldırganlık vb. ayrı bir handikap olup kullanımda bazı kısıtlamaları beraberinde getirmişti.

En başta Hitler’in 1942’den itibaren MET bağımlısı olduğunu bizzat yardımcılarından savaş bakanı Albert Speer açıklamıştı. Bu da Hitler’in birçok hatalı kararlarla askeri zararlara neden olmasını destekleyen önemli bir faktördü.

Savaş başlamadan Alman Temmler ilaç şirketi, çok ucuza ve kolay bir şekilde metamfetamini elde ederek “Pervitin” markasıyla bir tür doping haplarını reçetesiz olarak satışa koymuştu. Sadece 1940’ın Nisan-Temmuz ayları arasında 35 milyon dozu Almanlar kullanmıştı. Askerler arasında “Panzer Çikolatası” lakabını almıştı. Ünlü Alman yazar Heinrich Böll ailesine cepheden yazdığı bir mektubunda kendisine Pervitin hapı yollamalarını istemişti.

                                           

                                                   Pervitin ilaç kutusu

Japon ordusu ve savaş endüstrisinde çalışan işçiler, 1939-1945 arasında Dainippon Sumitomo ilaç şirketinin benzer özellikteki “Philopon” marka MET haplarından bir milyardan fazla kullanmışlardı.

ABD’nin özellikle bombardıman filo uçucuları da savaş içinde benzer nitelikteki MET haplarını uzun uçuş (özellikle Pasifik’te) görevlerinde dikkat ve dayanıklılığı arttırması amacıyla kullanmışlardı. Daha sonraları ABD bombardıman filoları İngiltere’de konuşlanınca RAF’ın (Kraliyet Hava Kuvvetleri) bombardıman uçuş ekipleri de bu haplardan sınırlı kullanmışlardı.

Körfez savaşında ABD’nin bombardıman uçucuları tarafından kontrollü olarak(!) amfetamin hapları kullanılmıştı. Çok uzun süren uçuş görevlerinin (17-35 saat) başarılı olması için uçuş ekiplerine amfetamin, kontrollu (?) olarak verilmişti. Askeri yetkililer uygulanan dozajın çok düşük olduğunu açıklamalarına rağmen Afganistan işgalinde (2000-2001) bir ABD’li F-16 pilotunun yerde birkaç Kanadalı askeri öldürdüğü Tarnak Çiftliği olayında amfetamin kullandığı kesinleşirken, Kanada-ABD arasında ayrı bir gerginliğe neden olmuştu.

4/ Adada Kaos:

Japon Donanmasının uçaklarıyla (Japanese Navy) Pearl Harbor’a saldırı planlanırken pek çoğunun hasar görüp uçak gemilerine ulaşamayacakları da hesaplanmıştı. Bu yüzden zorunlu iniş yapabilecekleri, Pearl Harbor’a yakın nispeten ıssız ve güvenli ada olan Ni’hau’ya olumsuz durumda inebileceklerini uçuculara bildirmişlerdi. Oradan daha sonra bir denizaltıyla uçuş ekiplerinin kurtarılması planlanmıştı...

Japon pilot Shigenori Nishikaichi’nin A6MZ Zero tipi uçağı, Pearl Harbor saldırısında hasarlanınca Ni’hau adasına zorunlu iniş yapmıştı. İnişte iyice hasarlanan uçak adanın az sayıdaki sakinlerinden biri Hawila Kaleohano’nun çok yakınında durmuştu. Hawila yarı bilinçli Japon pilotunu enkazdan sürükleyerek çıkardıktan sonra silah ve belgelerini alıp güvenli bir yere saklamıştı.

Hawila diğer ada sakinleri gibi Pearl Harbor saldırısından habersizdi. Pilot kendisine gelince Japonca bilmeyen Hawila ile anlaşamamıştı. Bunun üzerine Hawila, Japonca bilen komşusu Ishimatsu’yu çağırmıştı. Ishimatsu, pilotla biraz konuştuktan sonra onunla bir daha iletişim kurmayı kesinlikle reddetmişti.

                                     

                                      Ni’hau Adasının havadan görünümü

Bu kez Hawila Japon kökenli karıkoca Yoshio ve Irene Harado ailesini çağırmıştı. Harado’lar pilottan Pearl Harbor saldırısını öğrenmelerine rağmen sır olarak saklamışlardı. Ayrıca pilotun silah ve belgelerinin iadesini Hawila’dan istemişler ama reddedilmişlerdi.

Olan bitenden habersiz ada sakinleri başlangıçta pilota gayet iyi bakmışlardı. ABD devriye gemileri yüzünden Japon denizaltısı adaya bir türlü gelememişti.

Adada elektrik yoktu. Ancak adalılar pille çalışan bir radyodan saldırıyı öğrenince pilotun, Harado ailesinde ve bir tane de adalı nöbetçi nezaretinde barınmasına karar vermişlerdi. Bu arada Japon pilottan hiç haz etmeyen Ishimatsu, birkaç kişiyle beraber diğer adadaki ABD birliklerine haber vermek için tekneyle açılmışlardı.

                    

              A6MZ Zero uçağının enkazı ve Japon pilot Shigenori Nishikaichi

Harado’lar pilotla iş birliği yaparak adalı nöbetçiyi etkisiz hale getirip komşularından bir tabanca ve av tüfeği çalmışlardı. Daha sonra kasabayı basarak ada sakinlerini esir almışlar ancak bir tanesi direnip pilota saldırmıştı. Pilot, tabancayla adama üç el ateş etmesine rağmen saldırıdan kurtulamamıştı. Bunun üzerine işbirlikçi Yoshio Harado tüfekle intihar etmişti. Tutuklanan pilot ve Irene Harado ertesi günü adaya ulaşan takviye ABD kuvvetlerine teslim edilmişti.

Daha sonra Ni’hau sakinleri, iki kişinin ölümüyle sonuçlanan bu olayı “Rezillik Günü” olarak adlandırırken, üzerinden çok az bahsedip unutmaya çalışmışlardı.

5/ İsviçre’de Patlayıcı madde Temizliği:

İsviçre’de Alp dağlarının içinde, bazı göllerin dibinde uykuda olan ve çoğunluğu II. Dünya savaşından kalma çeşitli bomba, mermi, el bombaları vb. mühimmat, yetkililerin ve yöre sakinlerinin kâbusu olarak devam etmektedir.

Bern şehrinin güneyindeki Milholz köyünde, bir dağın yamacındaki mağarada, çökmekte olan eski mühimmat deposunun temizlenebilmesi için köy halkının göç etmesini gerektiren bir tehlike yaratmıştı. Tonlarca patlayıcının temizlenmesi, güvenli bir şekilde imha edilebilmesinin on yıl sürebileceğini yetkililer açıklamıştı.

                 

                           1947 patlaması sonrası Milholz Köyü ve depo enkazı

Nitekim 1947’de aynı yerin yakınındaki başka mağarada 7.000 ton patlayıcı infilak etmiş, 9 kişi ölürken Milholz köyü büyük hasar görmüştü. Patlamadan sonra deponun bazı bölümleri yeniden inşa edilmişti. Ordu yetkilileri orada artık ilaç depoladıkları ve çok güvenli olduğunu açıklamışlardı. Ne var ki yıllar sonra yapılan risk değerlendirmesinde depoda hâlâ 3.500 ton mühimmat olduğu belirtilirken, temizleme esnasında köyün mutlaka boşaltılmasını da eklemişlerdi.

Mağara ve göllerdeki riskler, aslında İsviçre’nin sürdürdüğü silahlı tarafsızlık stratejisinin, sınırlı arazi-yoğun nüfus, mühimmat çöplüğünü yaratan etmenlerin başında gelmektedir. Patlayıcılarla ilgili temizliklerin 2031’de biteceği planlanmıştır.

                             Luzern Gölüne mühimmat boşaltılırken

Şu anda bilinen benzer mühimmat çöplüğünü İngiliz Ordusu, savaştan sonra İskoçya’nın Cairnryan Köyünün açıklarında, kullanım dışı kalan mühimmatı II.Dünya savaşından sonra aralıklarla denize dökerek yapmıştı...

6/ Savaş İçinde Uçucuların Ölüm Oranı Çok Yüksekti:

Uçaklar I. Dünya Savaşı sırasında savaşta henüz kullanılıyorken, rolleri yirmi yıl sonra çok daha etkin hale gelmişti. Bu süre zarfında pilot olmak inanılmaz derecede tehlikeliydi. Havacılar için korkularıyla yüz yüze gelmek, düşman kuvvetleriyle çatışmak zorunda kalırken güvenli bir şekilde geri döneceklerinin garantisi pek yoktu.

Rakamlar (sadece ABD ve İngiliz uçucularının) II. Dünya Savaşı'nda havacılığın ne kadar ölümcül olduğunu gösteriyor:

-Britanya Savaşı'ndaki yeni Supermarine Spitfire pilotlarının filodaki ortalama ömrü, göreve katıldıktan sonra sadece dört haftaydı.

-Kraliyet Hava Kuvvetlerinin (RAF) savaş boyunca toplam uçucu kaybı 56.000 idi.

-Bombardıman uçaklarındaki uçuş ekiplerinin (İngiliz ve ABD) yaklaşık yüzde 71'i ya öldürülmüş ya da savaşta kaybolmuştu.

-13.000'den fazla Amerikalı uçucu, ABD'deki eğitimleri sırasında düşmanlarla karşılaşma şansı bile bulamadan çeşitli uçuş kazalarında ölmüştü.

7/ Pearl Harbor Saldırısında Havadaki Tek Sivil ABD Uçağı:

7.12.1941 günü Japon uçakları Pearl Harbor’a saldırı için yaklaşırken havada sadece bir tek sivil ABD uçağı vardı. 22 yaşındaki uçuş öğretmeni Cornelia Clark Fort ve öğrencisi, Interstate Cadet tipi uçakla eğitim uçuşu yapıyorlardı. 

Cornelia hızla yaklaşan bir uçağı görünce hemen kumandaları kendisine alarak kaçınma manevrasına başlamıştı. Bu esnada yaklaşan uçağın kanadında Japon ordusunun yükselen güneş amblemini görmüştü. Birkaç dakika sonra da Pearl Harbor’dan çıkan siyah dumanlarla birlikte Japon bombardıman uçaklarını da seçince derhal John Rodgers sivil havaalanına iniş yapmıştı.

                           Cornelia saldırıdan daha sonra, anakarada WASP’ta görev yaparken

Cornelia ve öğrencisi siper almak için kaçarken peşlerine takılan Zero uçağı onlara ateş açmış ardından eğitim uçağını bombalamıştı. Saldırıyı savuşturduktan sonra meydanın operasyon ofisine giren Cornelia “Japon saldırısı altındayız” demişti. Ne var ki meydan müdürü Japon uçağı tarafından öldürülünceye kadar kimse Cornelia’yı ciddiye almamıştı...

Saldırıdan sonra ABD’ye dönen Cornelia, WASP’a (Women Airforce Service Pilots) grubuna katılarak askeri uçakları uçurmuştu. 21.3.1942’de Kaliforniya’da havada başka uçakla çarpışarak yaşamını yitirmişti.

8/ Almanların Kömürle Çalışan, Mach 2.6 Hızlı Ramjet* Uçağı:

II.Dünya savaşının ikinci yarısından itibaren Nazi Almanya’sının petrol stokları tükenmeye başlayınca sıradışı yakıtlarla çalışabilen uçak arayışlarına girmişlerdi.

Dr. Alexander Lippisch, yakıt olarak kömürle çalışan ramjet* motorlu, delta kanatlı, ses üstü hızda uçabilen av-önleme uçağı Lippisch P-13a modelini tasarlamıştı. Rüzgâr tüneli test modeli üretilmiş, prototip tamamlanamadan savaş sona ermişti. Rüzgâr tünelinde Mach 3 hızına ulaştığı ABD tarafından öğrenilmişti.

      

Sol üstte rüzgâr tüneli prototip modeli, sağ üstte müze için üretilen model, altta Pb-13a kesiti

Motoru çalıştıracak kömür, küçük granüller halinde, dikey eksende dönebilen bir ağ tambura yerleştirilmişti. Kömürler, burundan gelen temiz hava içinde brülör aracılığıyla yakılıp egzoz çıkışına yönlendirilirken gerekli itki sağlanacaktı.

Uçağın tek dezavantajı ramjet motorun özelliği nedeniyle kendi başına havalanıp irtifaya tırmanma özelliğinin olmamasıydı. Bunun için bir roket veya benzeri fırlatma donanımına gerek vardı.  Brülör ve tambur savaş bitmeden Viyana’da üretilmişti. Ayrıca tasarımında iki adet makinalı top silah yükü vardı.

Savaştan sonra ABD ordusu A. Lippisch ve ekibini hemen ele geçirip tasarımını tamamlama emrini vermişti. Prototip tamamlanınca ABD’ne götürülüp çok gizli testler yapılmış, sonuçları tatmin edici bulunmuştu. 1950’de NASA tarafından yine çok gizli olarak üzerinde çalışılmış, bilgiler hiç paylaşılmamıştı.

Daha sonra A. Lippisch bir tasarım bürosu kurup, ABD uçak şirketi Convair ile çalışmaya başlamıştı. Kuyruksuz, delta kanatlı ve ses hızının üstünde uçabilen avcı uçak modellerinde çalışmıştı. Şirketin F-102 Delta Dagger ve F-106 Delta Dart av-önleme modellerini tasarlamıştı. F-102 modeli bir zamanlar Türk Hava Kuvvetlerinde de kullanılmıştı.

9/ Berlin Üzerinde Mosquito (Sivrisinek) Vızıltıları:

II. Dünya savaşı sürerken Nazi Almanya’sında Hitler’in iktidara gelişinin onuncu yıldönümü olan 30 Ocak 1943 günü kutlamaları için özel program hazırlanmıştı. Berlin’de çeşitli resmigeçit törenleri, toplantılar düzenlenirken Hava Bakanlığı binasından mareşal Hermann Goering konuşma yapacaktı. Bu konuşmalar radyodan tüm Almanya’ya yayınlanacaktı.

RAF’ın (Royal Air Force) 105. Filosundan üç adet de Havilland Mosquito tipi bombardıman uçağı, konuşmanın başladığı saat 11.00’de Berlin’e bomba taarruzu yapmıştı. Şaşıran teknisyenler konuşmayı keserken radyodan yanlışlıkla İngiliz uçaklarının saldırı ve bombaların patlama sesleri yayınlanmıştı. Goering öfkeden kudurmuş, çaresizlikten pek bir şey yapamamıştı.

Saatler sonra bu kez Berlin’in en büyük kapalı salonunda propaganda bakanı Joseph Goebbels dinleyicileri selamlayıp konuşmaya başlamıştı ki RAF’ın 139. Filosundan yine üç de Havilland Mosquito tipi uçak, bombardıman saldırısı yapmıştı. Hemen konuşma kesilip yerine marşlar konulmasına rağmen arka plandaki kargaşa, uçak ve bombardıman sesleri tam bir kakofoniye dönüşerek tüm Almanya geneline radyo ile yayınlanmıştı.

                              

                            de Havilland Mosquito tipi bombardıman uçağı

İkinci taarruzda bir uçağın düşürülmesine rağmen bu çok küçük ama anlamlı saldırılar, Nazi Almanya’sında ilk başarısızlık soru işaretlerinin doğmasına neden olmuştu: Özellikle anavatanın ve başkentin hava saldırısına uğraması Nazi propagandasında gedikler açmıştı.

10/ Fillerin Enkaz Temizliği:

1945’te II.Dünya savaşının sonlarına doğru, Müttefiklerin Hamburg’u havadan bombardıman saldırıları sonrasında enkaz temizliğinde sirk eğitimi almak için savaştan önce Almanya’ya getirilen iki çok güçlü fil kullanılmıştı.

Burma’dan (günümüzde Myanmar) gelen 25 yaşındaki Mary, Seylan’dan 35 yaşındaki Kieri isimli dişi filler, Hamburg’un enkaz temizliği ve yeniden yapılandırma faaliyetlerinde çok çalışmışlardı.

                                     Dişi filler Mary ve Kieri iş başında

Savaştan sonra tutuklanan bakıcıların ifadelerine göre, çok güçlü olan filler büyük yararlılıklar göstermişler, karşılığında bu yaşlı hanımlara normal tayınlarından çok daha fazla yiyecek verilmişti. Ancak akıbetleriyle ilgili bilgiler meçhul kalmıştı.

Benzer şekilde I.Dünya savaşında İngiltere’de çiftçilerin atlarına ordu tarafından el konulunca sınırlı olarak sirk ve hayvanat bahçelerindeki filler tarla sürmek gibi tarımsal faaliyetlerde kullanılmıştı...

(*) Ramjet: İleri hareket için emdiği havayı sadece sıkıştırıp yakarak itkiyi sağlayan ve içinde türbin gibi hareketli hiçbir parçası olmayan, ses üstü hızlarda etkili bir tür jet motorudur.

Başvurulan Kaynaklar:

*Hitler’s Suppressed and Still-Secret Weapons, Science and Technology (Henry Stevens - Adventures Unlimited Press, 2007)

*Hitler’s Secret Weapon 1933-1945 (David Porter – Casemate Publishers, 2010)

*The Attack on Pearl Harbor: Strategy, Combat, Myths, Deceptions (Alan Zimm – Casemate Publishers, 2011)

*Bin Bir Öykü ile Havacılık ve Uzay Psikolojisi (Muzaffer Çetingüç – Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti. 2021)

*Bombalamanın Tarihi (Sven Lindqvist – Yeni İnsan Yayınevi, 2009)

*Kokular Kitabı – IV: Lezzetler (Vedat Ozan – Everest Yayınları, 2019)

*www.simplefly.com

*www.aviationexplorer.com

*www.popsi.com

*www.vbs.admin.ch

*www.swissinfo.ch

*www.warhistoryonline.com

*www.thisdayinaviation.com

*www.wikipedia.org

*www.worldwarwings.com

*www.thevintagenews.com

*www.smithsonianmag.com

*www.iwm.org.uk

*www.plane-encylopedia.com


E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR     Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
 
   
 
Bu haber henüz yorumlanmamış...

 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Osman Gazi Baykal
II. DÜNYA SAVAŞIYLA İLGİLİ BAZI DETAYLAR-2
Osman Gazi Baykal
Engin Aksüt
WASHINGTON KAZASI “GELİYORUM” DEDİ
Engin Aksüt
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
PSİKOLOJİK OKURYAZARLIK
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
İbrahim Köktener
PEGASUS’UN FARKI
İbrahim Köktener
Tuğba İncel
GERMANWINGS KAZASI DAVASI SÜRÜYOR
Tuğba İncel
Faruk Sayılır
UCUZ HAYATLAR
Faruk Sayılır
digitaldalga
ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
SİNGAPUR AIRSHOW-2020

SİNGAPUR AIRSHOW-2020

  VİDEO GALERİ
ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

  GÜNÜN MANŞETLERİ
 
TAHTALI RUN TO SKY'DA REKORLAR
II. DÜNYA SAVAŞINDAN DETAYLAR
'İLK UÇUŞ' KARŞILAMASI
PERSONEL SERVİS ARACI YANDI
AJET'TEN ANNELER GÜNÜ HEDİYESİ
CORENDON'DA ÜST DÜZEY ATAMA
SKY RUNNING HEYECANI
SIA'DAN 'SAF' ANLAŞMALARI
İNGİLİZ EMEKLİ ÇİFTİN ŞANSI
ANTALYA'DA İLK 'RELAY'
 
  UÇUŞ BİLGİLERİ
İç Hatlar Dış Hatlar
Geliş Gidiş Geliş Gidiş
  İstanbul Havalimanı
  Sabiha Gökçen
  Ankara
  Antalya
  HAVA DURUMU
  İstanbul
Cumartesi Pazar Pazartesi
12 / 16 °C 12 / 17 °C 12 / 21 °C
  ARŞİV
 
   
 
 
UNUTMAYACAĞIZ...
 
Onur Güntürkün
 
 
UNUTMAYACAĞIZ…
 
Ünal Başusta

  •Künye
  •İletişim
  •Havacılık Haberleri
  •Röportaj
  •Türkiye'den
  •Dünyadan
  •Seyahat Rotası
  •Havacılık
  •Uçuş Eğitim
  •Havalimanları
  •Göklere Veda
  •Havacılık Emekçileri
  •Havacılık
  •Reklam Videoları
  •Röportaj
  •Video Haber
  •Airbus
  •pilot
  •yolcu
  •salgın
  •filo