iGA-2025agt
Airkule
Unifree-2019
HAVACILIK HABERLERİ RÖPORTAJ TÜRKİYE'DEN DÜNYADAN VİDEOLAR SEYAHAT ROTASI
   
  Osman Gazi Baykal [email protected]   
YOLCU KABİNLERİNDEKİ ÖNEMLİ DEĞİŞİMLER
20 Ağustos 2025 Çarşamba

Wright Kardeşlerin ilk uçuşundan günümüze değin havacılıkta çok büyük aşamalar kaydedildi. Başlangıçta zeplinler çok farklı ve geniş kapsamlı yolcu konforları sunmuştu. Bu yazıda ise sadece uçaklardaki gelişmeleri ele alırken değişimlerin yolcular için nereden nereye geldiğini kısa bir özetle hatırlatmak istiyoruz.

- Uçak koltuğuna ilk bel emniyet kemerini uygulamaya sokup kullanan havacı, Amerikalı Teğmen Benjamin Foulois idi. Wright Kardeşlerin öncü modellerinde atlattığı iki kazadan sağ çıkınca bu uygulamayı geliştirip uçakta kullanmıştı.

- Uçakla ilk ticari yolcu taşımacılığı 10.1.1914’te ABD’de Florida eyaletinde yapılmıştı: St. Petersburg’tan kalkmış ve yaklaşık 17 mil uzaklıktaki Tampa'ya inmişti. Uçağın tek yolcusu, tek yönlü uçuş için 5USD (enflasyon etkisi giderilmiş 2024 karşılığı 157USD) ödemişti. Pilot Tony Jannus'un çok az resmi eğitimi vardı ve hizmeti sadece dört ay boyunca yürütmüştü. Aynı yılın son ayında, "kuş adam" lakaplı T. Jannus, Noel Baba kılığına girmiş ve çocuklar için oyuncakları uçaktan paraşütle atmıştı.

                                        Pilot T. Jannus ve yolcusu uçuştan önce

-ABD dışında ilk uluslararası uçakla ticari yolcu taşımacılığı, İngiltere-Fransa arasında 25.8.1919’da yine tek yolcuyla yapılmıştı.

-1920'lerden başlayarak, ödeme yapan yolcular için ticari uçuşlar, özellikle zenginler arasında yaygın ve prestijli bir ulaşım şekli olmuştu. Yolcu uçuşlarının ortaya çıkışı, büyük ölçüde, özel olarak tasarlanmış çok motorlu Lawson C-2 uçağının geliştirilmesi ve piyasaya sürülmesiyle başlamıştı.

Solda Milwaukee'den New York'a bir Lawson C-2 uçuşu sırasında kabinde kullanılan bağımsız baston destekli hasır sandalyeler görülmekte, Sağda ise bir grup yolcu aynı uçağın önünde poz verirken.

-İlk yıllarda kabin koltuk düzeni tıpkı trenlerdeki karşılıklı ikişerli olup, aralarında katlanabilir masa vardı. Daha sonraları emniyet nedeniyle bu uygulamadan vaz geçilmişti.

-1930'ların başında ABD’de bir okyanus kıyısından diğerine -bir uçtan öbür uca- uçuşun bedeli 260-440 $ (enflasyon etkisi giderilmiş 2024 değeri 5.029-8.511 USD) arasında değişirken yaklaşık bir otomobilin yarı fiyatıydı. Aynı yolculuğun trenle fiyatı ise 64$ (2024 karşılığı 1.834 USD) civarındaydı. Uçaklarda erkek hostesler (steward) tıpkı trenlerde olduğu gibi güçlü kuvvetli, valiz-çanta yerleştirip, yolculara soğuk-sıcak ikramda bulunurken, onların sigara ve puro izmaritlerini topluyorlardı.

-1930'da Ellen Church adlı bir Iowa’lı hemşire, Boeing Hava Taşımacılığı'nın Başkanı Steve Stimpson'ı kadın hemşirelerin yolcu uçaklarında seyahat etmesi gerektiğine ikna etmişti. Stimpson ikna olmuş ve aynı yıl Church'ü dünyanın ilk uçuş görevlisi olarak işe almıştı. Church, gelecekteki uçuş görevlileri için bir eğitim programı geliştirmeye devam ederken dünyada ilk hostes öğretmeni de olmuştu.

- Kabinde hostesle ilk uçuş, 15 Mayıs 1930 günü sabah 08.00'da San Francisco-Chicago arasında Boeing 80A tipi üç motorlu uçağıyla yapılmıştı. Uçağın ortalama uçuş hızı 193km/sa idi. İlk dört hostes peş peşe San Francisco-Cheyenne (Wyoming), diğer dördü de Cheyenne-Chicago hattında görev almışlardı. 13 inişli, 20 saatlik uçuşta toplam 24 yolcu taşınmıştı. Yolculara tavuk, meyve salatası sunulmuştu. Yolculara yanık sigara izmaritlerinin pencerelerden dışarı atılmaması anonsunu da yapmışlardı!

-Avrupa’da ise ilk kez 1934 yılında Swissair (bazı kaynaklarda Air France olarak geçmektedir) uygulamayı başlatmış ve diğer şirketler takip etmişti.

-Kadın kabin görevlilerine yıllar boyu verilen isimler: Hostess, Sky Girls, Stewardess (İng.), Havacı Kadın Kamarot, Ev Sahibi Kızlar (Türk.). Erkek kabin görevlilerine ise: Steward, Cabin Boys /UK ilk yıllar), Sky Boys (USA), Kamarot (Türk. /zeplin/ askeri nakliye uçakları) Kadın-Erkek ortak kullanım: Purser (İng), Cabin Attendant (İng.)

 

                                           DC -3 uçağının kabin içi düzeni

-1935'te pervaneli iki piston motorlu Douglas DC-3 uçağı hava yolculuğunda devrim yaratmıştı. En yüksek 370km/sa hızla 32 yolcu taşıyabilen DC-3, önceki uçaklardan hem daha büyük hem daha hızlıydı. Kabin içi diğer uçaklara göre biraz daha da konforluydu.

 -1935'te üstteki resimde görülen lüks kabin içini, Londra ve Paris arasındaki uçuşlarda dört motorlu bir İngiliz çift kanatlı uçağına binen yolcular kullanıyordu. İngiliz şirketi Imperial Airways için inşa edilen Handley Page H.P.42 Heracles tipi uçak, zamanının son teknolojisine sahipti ve 38 yolcu taşıyabiliyordu.

- Boeing uzun uğraşlar sonucu 1940 yılında basınçlı kabine sahip pervaneli, dört piston motorlu ilk uçağını tanıtmıştı: Boeing 307 Stratoliner. Artık uçmak soğuk ve rahatsız edici bir deneyim olmak zorunda değildi. Yolcular hoş bir sıcaklıkta ve uçaktaki düşük oksijen seviyeleri konusunda endişelenmeden “konfor” içinde seyahat ediyorlardı. Ayrıca yeni tasarlanan yolcu koltukları öncekilere göre çok rahattı.

-Üstteki resimde film yapımcısı, iş adamı ve Trans World Airlines (TWA) sahibi Howard Hughes kendi Boeing 307 Stratoliner'ını bir mutfak, uyku alanları, tuvalet ve hatta tam donanımlı bir bar ile destekleyerek günümüzün Business Aircraft (veya özel uçak) ile First ve Business Class tasarımlarının öncüsü olmuştu... Uçağına “uçan çatı katı” adı verilmişti.

-Aşağıdaki resimde dört piston motorlu pervaneli McDonnell Douglas DC-6 uçağındaki bir uçuş görevlisi, yolcuların kabinlerinde ranza tipi uyku düzenine yerleşmelerine yardımcı olmaktadır. Uçağın uyku bölmelerini gösteren görüntüler, 1945 ve 1955 yılları arasında çekilmişti. Uzun iç hat ve okyanus aşırı uçuşlarda yataklı özellik, önem kazanmıştı. Yeni başlayan jet çağındaki uçaklarda yataklı konfor henüz yoktu.

-İlk iki katlı uçak Boeing B-377 Stratocruiser idi. 1947-1961 yılları arasında uçmuştu. Üst katta yüz, helozonik merdivenle inilen alt salonda ondört yolcu taşıyabiliyordu. Yataklı düzende ise 28 yataklı ve beş oturmalı yolcu konfigürasyonu vardı.

-1949’da ilk kez Delta Airlines indirimli biletleri sunarak geceyarısı ekonomik uçuşları başlatmıştı. Önceleri sadece geceyarısı sunulan bu özel uçuşlarda ücretsiz yemek ve çift hostes gibi gündüz uçuşlarının hizmet ve kolaylıkları yoktu.

-1950'lerle birlikte jet çağı başlamıştı. Hava yolculuğunu daha da konforlu ve hızlı kılmıştı... O zamanlar PanAm, sektörde ilk olarak yolculara gurme yemekler, geniş salonlar ve özenli hizmet sunmuştu. Bu havada ayrı bir rekabeti de getirmişti. Alt sol resimde jet çağıyla değişen kabin içi düzeni, sağda ise bir PanAm uçuşunda havada ikram görülmektedir. Bu hizmet, günümüzün First ve Business Class servislerinin öncüsü olmuştu. Ancak sınıf ayrımı 1920’lerin sonunda ABD, Avrupa ve uzak Asya’da devreye girmişti. Sadece ikram ve hizmetler çok ayrıntılı ve çeşitli değildi.

-Tüm dünyada yapılan istatistiklere göre yolcu uçaklarının koltuklarının kaplamasında genellikle en çok mavi renk kullanılmaktadır. Mavi seçimindeki temel nedenler kir ve lekeyi olabildiğince kapatırken, kabin içinde sakin ve ferah bir atmosfer yaratmasıdır. Gerçi kabin renklerinde bazen fizyon uygulamalar olsa da mavinin açık ara üstünlüğü sürmektedir.

-Deri koltukların geleneksel kumaş koltuklardan daha pahalı olmasına rağmen genellikle dökülen sıvıların içeriye nüfuz etmesini engelleyerek dönüş hazırlık sürelerini kısalttığı için tercih edilmektedir.

-Öte yandan bazı uçak üreticileri ve şirketler uğursuzluk nedeniyle koltuk-sıra işaretlemelerinde 13 rakamını atlamaktadır.

        Soldaki resimde gökyüzü karyolası, sağda ise günümüzdeki kabin beşiği

-1953’te ilk kez British Airways tarafından bebekler için “gökyüzü karyolaları” denilen özel beşikler üretip kullanılmaya başlamışlardı. Ebeveynler tıpkı bugün yaptıkları gibi kalkış ve inişte bebeklerini kucaklarında tutuyorlardı. Daha sonra baş üstü raflarına bağlanmış özel hamaklara yatırıyorlardı. Yıllar sonra bebek beşikleri daha geliştirilip uçak duvarlarına monte edilebilir düzeneklerle oldukça güvenli hale getirilmişti.

-Baş üstündeki açık raflara yerleştirilmiş çanta vb. eşyaların olumsuz hava koşulları veya kazaen yolcuların üzerine düşmesini engellemek için kabinde baş üstü kapaklı dolaplar şeklinde tasarlanarak üretilmişti.

                                           B-737 uçağının lavabo ve tuvaleti

 -İlk yıllarda tuvalet oturağının dibi açık olup, doğrudan atmosfere (tıpkı eski trenlerdeki gibi) açılmaktaydı. Birkaç yıl sonra günümüz uçaklarına göre oldukça ilkel, kimyasal-kapalı devre tuvaletler kabinde yerini almıştı. Ancak türbülanslı havada işlerin yolunda gitmediğini, tuvaletin kapısının altından taşarak sızan sıvının kabine girmeden ve yolcular fark etmeden önce –hiç hoşlanmasalar da- acilen temizlediklerini hostesler kötü hatıralarının arasına katmışlardı.

-İlk kez 1975 yılında günümüzdeki uçak tuvaletlerinin patenti alınmıştı. Sistem basitçe basınç farkına göre çalışmaktadır. Atmosferik basınç, uçak içi basınçtan küçük oluncaya kadar bir vakum pompasıyla, irtifada -sadece uçak içi ve dış basınç farkıyla- otomatik olarak pompasız çalışabilmektedir. Yine günümüzde hijyeni korumak amacıyla son model uçakların tuvalet ve lavabolarına dokunmasız çalışma (touchless activation) özelliği de eklenmiştir.

- DC-3 vb. pervaneli uçaklarında kabin basınçlandırma sistemi olmayıp, alçak irtifadan ve düşük süratlerde uçtukları için kapıyı havada açmak-kapatmak, bazı modellerinde olanaklıydı. Balayındaki Amerikalı gelin Oren A. Pruitt, uçakta tuvaletin boşalarak müsait olmasını uzun süre beklerken sabırsızlanmış, en sonunda tuvaletin yanındaki kapıyı yedek tuvalet zannederek, kullanmak amacıyla açmıştı! Ancak o yıllarda uçak kapılarının iç tarafındaki uyarı işaretlemeleri yetersiz olduğu için yeni gelin, sabırsızlık ve dikkatsizliğinin bedelini canıyla ödemişti! Ekip kapıyı havada kapattıktan sonra, programlı varış noktasına devam ederek normal inişini tamamlamışlardı. Bu olaydan sonra kabin içinden kapıların kilitleri ile üzerlerindeki uyarı levhaları geliştirilmişti…

-Kabin basınçlı ve jet çağında da bir takım havada kapı açma kazaları devam etmişti. En sonunda uçak üreticileri Plug-in (kapanıp yuvasına oturduktan sonra genişleyen) tipi kapıları üretmişlerdi. Günümüz uçaklarında halen bu tip kabin yolcu kapıları kullanılmakta olup havada açmak neredeyse imkansızdır.

-1960 yıllardan sonra büyük jet uçaklarında normal film perdesi ve sinema makinasıyla (genellikle 8mm) film oynatılıyordu. Daha sonra teknolojinin gelişmesiyle kabin tavanına birkaç monitor yerleştirilerek merkezi sistem film (elbette sonraları reklamlar) gösterilmeye başlanmıştı.

                           Sigara içip tavan monitöründen film izleyen yolcular

-Başlangıcından itibaren onlarca yıl, yolcular uçaklarda sigara içmenin tadını çıkarabilmişlerdi. Hatta bazı havayolları yemek servisinden sonra sigara ikram ediyorlardı. 1969’da Ralph Nader gibi tüketici savunucuları, ABD’de uçuşlarda sigara yasağı talep etmeye başlamışlardı. 1994 yılında Delta Airlines’ın, tüm iç ve dış hat uçuşlarında sigara içilmesini yasaklayan ilk ABD havayolu şirketi olmasıyla talepleri kısmen karşılanmıştı. Daha sonra, her bir ABD havayolunun uçuşlarında sigara içmeyi yasaklaması altı yıl daha sürmüştü. Bu dalga peyderpey tüm dünyaya yayılırken havalandırma ve tazyikleme ile ilgili uçak arızalarında ciddi azalmalar gözlenmişti.

-Eski model uçakların tavanlarında halâ sigara içilmez işareti bulunurken yenilerinde “elektronik cihazları kapatın” işareti yer alabilmektedir.

-1970’lerin başında ilk kez yolculara özel pnömatik kulaklıklar dağıtılmaya başlanmıştı. Koltuğa bağlı olan bu kablolardan sadece müzik seçenekleri sunulabiliyordu. Daha sonraları koltuk arkası eğlence ekran ve diğer dijital eğlence uygulamaları devreye girince pnömatik kulaklıklar devreden çıkmıştı.

- Hollandalı havayolu şirketi Airvision, 1988'de koltuk arkası ekranları tanıtan ilk şirket olmuştu. Airvision'ın küçük monitörünün genişliği 3inch≈7.6cm daha azdı. O zamandan beri, koltuk arkası ekranlar uçuş yolculuğunun neredeyse her yerde bulunan bir parçası haline geldi ve isteğe bağlı kabin içi eğlence ve hatta gökyüzünden canlı TV sunulmaktadır. Şimdilik çoğu şirketlerde genellikle ücretli olmak üzere uydu internet bağlantısı da vardır.

-1966'da İngiliz girişimci Freddie Laker, gösterişsiz uçuşlar sunan ilk düşük bütçeli (Low-cost) havayolunu kurmuştu. Laker Airways, ücretsiz yemekleri kesmiş, galley’leri azaltıp koltuk eklemiş ve diğer uçak içi hizmetleri kaldırıp, her hizmeti ücretlendirerek maliyetleri düşürüp bilet fiyatlarını ucuzlatmıştı. Laker Airways 1980'lerin durgunluğunda iflas etmiş olsa da düşük bütçeli havayolu modeli bugün dijital platformların yetkinleşmesiyle çok yaygın olarak dünyanın her yerinde gelişmeye devam etmektedir. Günümüzde neredeyse tüm tarifeli sefer yapan havayollarının düşük bütçeli (Low-cost) bir yan kuruluşu mevcuttur.

                                                Freddie Laker kabinde

-ABD’de ilk kez 1981’de düşük bütçeli (low-cost) havayolu People Express adıyla uçuşlara başlamıştı. Müşteriler tıpkı tren veya otobüs yolculuğunda olduğu gibi biletlerini uçak içinde satın alabiliyorlardı. Şirket 1987’de kapanmıştı.

- Concorde, ses üstü hızıyla sivil havacılığı çok farklı boyuta taşımıştı. Uçağın yüksek hızları esnasında sürtünmeden kaynaklanan kabin içinde aşırı ısınma probleminin çözümü için pencerelerin boyutları küçültülürken ilaveten özel soğutucu bir klima sistemi de eklenmişti. Concorde’un yüksek irtifadaki uçuşları, uçak içindekiler için diğer uzun menzilli uçaklara oranla iki kat kozmik radyasyona maruz bırakacağı hesaplanmıştı. Bu yüzden aşırı radyasyona maruz kalmayı önlemek amacıyla uçakta bir radyometre ve radyasyonun artma-azalma hızını ölçen bazı aletler kullanılmıştı. Radyasyon düzeyi çok yükselirse uçuş seviyesi 47.000’≈14.325m altına azaltılıyordu.

-27 yıl boyunca sadece British Airways ve Air France havayolları, Concorde uçaklarında uluslararası uçuşlar sunmuştu. Yüksek maliyetler, piyasada yeterince talep bulamaması, çevreye verdiği aşırı gürültünün rahatsızlığı, ABD’nin uçuş engellemeleri, kaza vb. faktörler yüzünden faaliyetlerine son verilmişti.

-Uçakta yiyecek, içecek ile diğer ikram ve konfor malzemeleri (travel kit) tarifeli havayollarında uçuşun uzunluğuna, sınıf ayrımına göre değişmektedir. Günümüzde bazı havayolları first class uygulamasında özel ahçı ile yemeği havada hazırlamaktadırlar. Oysa düşük bütçeli havayollarında ikram malzemeleri ücret karşılığında yolculara sunulmaktadır.

                                  Bir Concorde uçuşunda yolcuya istakoz servisi

- En ilginç ikram malzemesi yazar Güneş Karabuda’nın “Göz Tanığı Kulak Misafiri” isimli kitabında yer almaktadır: Henüz havaalanlarında sıkı kontrolların yapılmadığı zamanlarda, Seylan’dan (bugünkü Sri Lanka) Yemen’e uçarken; Hint Okyanusunun üzerinde hostes elinde tepsi ile çeşitli kama – bıçaklar sunar! G. Karabuda bunun şaka olup olmadığını öğrenmek istediğinde Hostes gayet ciddi bir şekilde- “Burası Hint Okyanusunun köpek balığı en bol bölgesidir. Eğer uçak denize düşerse (yazara göre uçak, dış görünümüyle çok döküntüdür!) kama/ bıçaklar kendinizi korumanız içindir.” der. Aden’e sağ salim inişten sonra, onları toplayacağını da ekler…

-Boeing B-747 Jumbo uçaklarının üst katı başlangıçta first/business class uygulamalarına ayrılmıştı. Çok sonraları bu sınıflar farklı uygulama ve isimlerle değişikliğe uğramıştı. Hatta bazı şirketler üst katı tamamen ekonomi sınıfına dönüştürmüşlerdi.

-Önemli olan kapitalizmin dayattığı “yolcunun ne kadar harcayabileciği” hesabıdır.  Örneğin New York'tan Dubai'ye gidiş-dönüş bileti için yaklaşık 12.000 USD ödemeye hazırsanız, Emirates birinci sınıf yolcular için tamamıyla yatabilen koltuklar, bir dinlenme salonu, duşlar ve son teknoloji kabin içi eğlence, ücretsiz uydu internet bağlantısı, sınırsız ikram, kişiye özel hizmet, hatta gidiş meydanında eve ulaşım vb. olanaklar sunulmaktadır. Yelpazenin diğer ucunda, Ryan Air gibi ekonomik havayolları bugün her yerdedir ve bir sandviç fiyatından daha ucuza uluslararası biletler alınabilinir.

                                 Boeing 80A-1 tipi uçağın kabin içi (1928-1934)

- Uçakların içi sıkış tıkış (şirketlerin kâr kaygısı başat özellik), gürültülü olup (özellikle pervaneli uçaklar ve helikopterler), üstelik koltuk sıra aralıkları son derece dardır. (Business ve first sınıflar hariç.) Sık koltuk aralıkları düşük bütçeli (Low-cost) şirketlerin olmazsa olmazıdır! Örneğin Low-cost şirketlerde koltuk aralıkları 63-68cm iken tarifeli havayollarında 78-82cm arasında değişmektedir. Ayrıca koltuk genişlikleri de son yirmi yılda 46cm'den 43cm’e azalmıştır.

-ABD’de artan obezitenin “de facto” olarak resmi havacılık kurumları, uçak üreticileri ve havayolu şirketleri tarafından kabulü üzerine uçak koltuk boyutları ve aralıklarının yeniden gözden geçirilip, standartların değiştirilmesi gündeme gelmiştir. Şimdilik geniş alanlar için havayolu şirketleri şişman yolculara first/business sınıf önerileri (kapitalizmin gözü kör olsun!) yapılmaktadır.

-Günümüzde pek çok ucuzcu (Low-cost) şirketi binişte koltuk numarası vermeyip isteyen istediği (ya da kaptığı) yere oturtma düzenini uygulamaktadır. Ne var ki bu uygulama çok önceleri S.S.C.B. zamanında iç hatlarda küçük meydanlar arasındaki uçuşlarda uygulanmaktaydı.

-Ayrıca gazeteci Zeynep Oral’ın “Katmandu’dan Meksika’ya” isimli kitabında gezisini bitirip Delhi’ye dönmek istediğinde, havaalanında küçük bir sürprizle karşılaştığını anlatır. “Meğer Nepal’de uçaklar dolmuş usulü kalkarmış! Biletinizin okeyli (yerinizin ayrılmış) olmasının hiçbir önemi yokmuş.” sözleriyle ilk gelenin uçağa binip gittiği için havaalanındaki kargaşayı inanılmaz bulur.  Bir başka turistle konuştuğunda bir haftadır uçağa binemediğini öğrenir. Sonuçta ezilme tehlikesine rağmen uçağını kaçırır. Ardından bir sürü uçağı da... Yaklaşık beş saat sonra, bir görevli (!) arka kapılardan geçirerek yazarı uçağa bindirir.

-Halâ öyle midir bilemiyorum, geçmiş yıllarda THY’nin bazı Hac’dan dönüş uçuşlarında koltuk-sıra numara uygulamasının olmadığı seferlerinde, yer kapmak için uçağa binerken yolcular arasında kadın-erkek, omuz omuza çok ilginç, cansiperane yer kapma mücadeleleri sergilenmekteydi…

- Büyük uçakların (wide-body) bazı yolculara son derece güvensiz gelmesi ilginç bir durumdur. Sanki hiç kalkamayacakmış, uçamayacakmış gibi düşüncelere kapıldıkları olabilmektedir. Ayrıca kalkış esnasında arka/kuyruk bölgesinde oturan yolcuların, uçağın yerden kesilmek için bir süre burnu havada gitmelerini “pilot bizi yerde unuttu” duygusuna kapılmaları, yolcuların bilinmezliğe dair düşüncelerinin en uç noktalarından olabilmektedir. Oysa geniş gövdeli uçakların kabin hacminin ve tavan yüksekliğinin, kısa-orta menzilli uçaklara göre daha büyük olmasının bazı yolculara ferahlık verdiği de ayrı bir gerçektir.

Başvurulan Kaynaklar:

*Aircraft Interior Comfort and Design (Peter Vink – Taylor& Francis, 2011)

*Airlines Revenues Magazine (Sayı :122 February/March 2019)

*Flight: The Complete History of Aviation (R. G. Grant – DK Smithsonian, 2022)

*Airline (Kevin Donovan – İUniverse, 2005)

*50 Airlines that Changed Flying (Matt Falcus – The History Press Ltd. 2018)

*Airline Revenue Manegement (Andreas Thams – Springer-Verlag Berlin and Heidelberg GmbH & Co. KG)

*Civil Airlines (Peter R. March – Littlehampton Book Services Ltd.)

*The Century of Flight (Ray Bonds – Salamander Books, 2004)

*The History of Aviation (Robert Jackson – Amber Books, 2007)

*www.thegrizzled.com

*www.za.investing.com

*www.elpoderdelasgalaxias.wordpress.com

*www.tisdayinaviation.com

*www.popsi.com

*www.simpleflying.com

*www.pilotteacher.com

*www.aircraft-commerce.com

*www.fontwide.com

*www.wikipedia.org

 


E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR     Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
 
   
 
Bu haber henüz yorumlanmamış...

 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Osman Gazi Baykal
YOLCU KABİNLERİNDEKİ ÖNEMLİ DEĞİŞİMLER
Osman Gazi Baykal
Engin Aksüt
WASHINGTON KAZASI “GELİYORUM” DEDİ
Engin Aksüt
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
PSİKOLOJİK OKURYAZARLIK
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
İbrahim Köktener
PEGASUS’UN FARKI
İbrahim Köktener
Tuğba İncel
GERMANWINGS KAZASI DAVASI SÜRÜYOR
Tuğba İncel
Faruk Sayılır
UCUZ HAYATLAR
Faruk Sayılır
digitaldalga
ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
SİNGAPUR AIRSHOW-2020

SİNGAPUR AIRSHOW-2020

  VİDEO GALERİ
ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

  GÜNÜN MANŞETLERİ
 
AJET'TEN SÜPER KAMPANYA
'ONE TEAM' ANTALYA'DA YAPILDI
YENİ UÇAKLARDA YERLİ KOLTUKLAR
'GÜVENİLİRLİK' TESCİLLENDİ
TİRAN'DA KONUŞLANACAK
PİLOT GÖREVDEN ALINDI
THY'DEN 'PACE PROJESİ'
BOEING'E ‘YEŞİL IŞIK'
TAV BODRUM'DA GÜNEŞ ENERJİSİ
EMIRATES'TEN 'SU PARKI' HEDİYE
 
  UÇUŞ BİLGİLERİ
İç Hatlar Dış Hatlar
Geliş Gidiş Geliş Gidiş
  İstanbul Havalimanı
  Sabiha Gökçen
  Ankara
  Antalya
  HAVA DURUMU
  İstanbul
Çarşamba Perşembe Cuma
23 / 28 °C 22 / 32 °C 24 / 32 °C
  ARŞİV
 
   
 
 
UNUTMAYACAĞIZ...
 
Onur Güntürkün
 
 
UNUTMAYACAĞIZ…
 
Ünal Başusta

  •Künye
  •İletişim
  •Havacılık Haberleri
  •Röportaj
  •Türkiye'den
  •Dünyadan
  •Seyahat Rotası
  •Havacılık
  •Uçuş Eğitim
  •Havalimanları
  •Göklere Veda
  •Havacılık Emekçileri
  •Havacılık
  •Reklam Videoları
  •Röportaj
  •Video Haber
  •uçak
  •uydu
  •vize
  •Temel Kotil
  •Çin