iga-2023-2
Airkule
Unifree-2019
HAVACILIK HABERLERİ RÖPORTAJ TÜRKİYE'DEN DÜNYADAN VİDEOLAR SEYAHAT ROTASI
Pegasus-2024
   
  Faruk Sayılır [email protected]  
ZAFİYET
11 Temmuz 2016 Pazartesi

Atatürk Havaalanı’na IŞİD’li teröristler tarafından insanlık dışı bir saldırı gerçekleştirildi. Müslümanların, “bin ay’dan hayırlıdır” dedikleri kutsal ramazan ayında müslüman olduklarını iddia eden barbarlar 45 insanı katledip yüzlerce kişiyi de yaraladılar. Yayın yasakları, hamasi nutuklar, ve bıkıp usandığımız kınamalardan sonra sorulan ilk soru; “güvenlik zafiyeti mi var?”Yaklaşık yarım saat süren katliam esnasında teröriste elindeki çakaralmazla karşı koymaya çalışan kişi eğer gümrük muhafaza memuru ise, daha güvenlik zafiyetinden söz edilebilir mi?

Kendini feda eden ve saldırıda şehit olan o genç kardeşimizi asla unutmayacağız. Ama bu saldırıdaki ihmal ve hataları da asla unutmamalıyız. 1978 yılında Zürich İnternational havaalanında yolcu bekleme salonunda gördüğüm özel eğitim aldıkları belli köpekli polislerin devriye gezişlerini anımsadım. Yıllar boyu yaptığım meslek gereği Dünya’nın neredeyse tüm havaalanlarında özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra alınan güvenlik önlemlerini birebir gözlemledim.

Bizde ise, özel güvenlik şirketlerinin devreye girmesi sonucu polisin tamamen görünmez olduğuna tanık olduk. Teröristler, günlerce keşif ve hazırlık yaparken, 2015 Haziran’ından bu yana onlarca bombalı ve silahlı saldırıya muhatap olan ülkemizin Dünya’ya açılan kapısı Atatürk Havaalanında yaşanan bu felaketi ‘zafiyet’ olarak tanımlamak ahmaklılktan başka bir şey değildir. Zira teröre karşı özel olarak yetiştirilmiş güvenlik görevlilerinin ve özel ekipmanların olmadığı yerde yaşanan bu tür olaylar için kulllanılacak sözcük, ciddiyetsizliktir. Bunun içinde ya geri zekalı olmak, ya da bizlerin bilmediği bir şeylere güvenmek gerekmektedir. Emekli Amiral Türker Ertürk’ün geçenlerde kaleme aldığı yazıda dile getirdiği iddialar normal ülkelerde adam götürür.

Her zaman olduğu gibi; ülkeyi savaş alanına çeviren beceriksiz ve yetersiz siyasetçisi, bürokratı ve diğer zevat, bu felaketlerde hiç suç ve ihmalleri yokmuşçasına koltuklarına yapışırlarken, kameralar karşısında pişkin pişkin sırıtmaya devam ettiler. Koydukları yayın yasağı, duvar ve tavanlarına kanlı et parçalarının yapıştığı olay yerinin ve ölüm kokan havaalanında işini yapmaya çalışan fedakar insanların görüntülerinin tüm Dünya’da büyük bir üzüntü ile izlenmesine engel olamadı.

Saldırıdan bir hafta evvel ECAC, Atatürk Havaalanı’nda incelemelerde bulundu ve medyadan takip ettiğimiz kadarıyla çok beğenildi ve tam not aldı. Neyi beğendiler, nasıl tam not aldı bilgimiz yok. Ama bu durumda sonuç bize askerlikteki haberli teftişleri anımsattı. Zaten, güvenlik denen işlemin normal insanlara çektirilen eziyetten başka bir şey olmadığı ortada. Kaba saba insanların yolculara bağıra çağıra döver gibi muamele etmeleri, seyyar cephanelik gibi gezen canilerin istedikleri yere girmelerine engel olamadı.Tüm ülke ciddi tehdit ve tehlike altında iken, böyle bir havaalanının bu denli lakayıtça her türlü belaya açık bırakılması kabul edilebilir bir durum değil. Ve eminim ki, bir süre sıkılaştırılan önlemler bize yakışır laçkalılkla kısa sürede eski haline dönecektir.

Çünkü bu facianın sorumlusu ve hesap vereni yoktur. Bu işin fıtratında vardır. Toplumun da hafıza sorunu vardır. Kaderciliğin milli hastalığımız olduğu gerçeğine bir de maksatlı hatalar zincirini eklersek bundan sonrası için hiç umut yoktur.

Dünya’nın en komik adalet bakanı bizde olmalı. Adam; “yağmur gibi bomba yağıyor, hala IŞİD’in kökü kurumadı, çünkü bombaları yanlış yere atıyorlar” diyor. Bostan korkuluğu musun, sen de git doğru yere at, kimden çekiniyorsun? Sonra, valilere “ askerin garnizondan çıkmasına izin vermeyin” demek suretiyle PKK’nın bu denli güçlenip 700’ün üstünde asker ve polisimizi şehit etmesine sebep olan senin kandırılmış AKP hükümetin ve asrın lideri değil mi?

Gazeteci İsmail Saymaz daha yeni açıkladı. Şu perişan edilmiş emniyet istihbaratının yıllardır hükümetin dikkatine sunduğu raporlarında IŞİD hakkındaki bilgiler neden dikkate alınmadı ve halen de alınmıyor? Özellikle en sonuncusu Eylül 2015 tarihinde hazırlanıp hükümete verilen istihbarat raporu herkes tarafından bulunup okunmalı. İnsanın tüylerini ürperten tespitler ve belgeler IŞİD’in nasıl kollanıp korunarak bu ülkenin başına bela edildiğini açıkça ortaya koyuyor.

Allahtan korkup, kuldan utanan bir adet savcı aranıyor ki, benim verdiğim vergilerle maaşını alıp otururken şu iddialara bakıp bir araştırma yapsın. Yüzü kızaracak bir AKP milletvekili aranıyor ki, bunca olaydan sonra muhalefet partilerinin verdiği Meclis Araştırması önergesine evet desin, vicdan sahibi parlementerler görmek istiyoruz ki, Fransa Parlementosunda oturm öncesi ve Avrupa futbol şampiyonasındaki aynı gün iki maç öncesi kayıplarımız için saygı duruşunda bulunulurken, bizim mecliste padişahlık heveslisinin istediği yasayı çıkarmak için kendini paralamasın ve öyle erdemli devlet büyükleri hayal ediyoruz ki, tüm ülke yas tutarken etraflarında göbek atan soytarılarla açılış törenleri yapmasın.

Bir havacılık sitesinde saldırının hemen üstüne uçuşa gitmek üzere havaalanına gelen bir kabin memurunun anlattıkları yayınlandı. Okuyanlar, yürekleri yanarak olayı bir daha yaşadılar. Yine orada çalışan arkadaşlarımızın olaydan hemen sonra çektikleri resimlerle okuduklarımı yanyana getirdiğimde facianın boyutları ve neden yayın yasağı konulduğu çok daha iyi anlaşılıyordu. İnsaf be kardeşim, bu rezaletin hiç mi sorumlusu yoktur, ya da şu elim olayda ihmali olduğunu düşünüp istifa etmeyi düşünecek kadar kendisine saygısı olan bir kişi yok mudur? Madem olaydan sonra psikolojisi berbat olmuş gencecik insanların iş yerine gelip “Biz profesyoneliz, hiçbir şey olmamış gibi görevimize devam edeceğiz” diye akıl vermeyi biliyorsunuz da, o profeyonelliğin diğer gereklerini niye görmezden geliyorsunuz?

Ülkenin sorunları giderek derinleşmekte ve çözümü olanaksız bir hale gelmekte. Çünkü mesele, bir yolsuzluk ve talan hikayesine kilitlenmiş kalmıştır. Ortalık kan gölüne dönmüş ama tek gündem; kayıtsız şartsız dokunulmazlık zırhına bürünmeyi gerçekleştirecek  monarşik bir sistem kurma hayali. Halkın  hali ne olursa olsun tek korku, hala devlet içinde var olduğu düşünülen paralel yapının ikinci bir 17-25 skandalı patlatması olasılığı. Sözü edilen bu olasılık iktidarın başının uykularını kaçırıp akıl dışı işler yapmalarına neden oluyor. Bu da devletin çarklarının gerektiği gibi çalışmasını engellemekte ve başta polis olmak üzere tüm güvenlik güçlerinin  zafiyete düşmelerine neden olmaktadır.

Bugün iktidarı elinde tutanlarla onların beslediği yandaşların aklını başına alacağı yok. Bu bakımdan, günlük dertlerle uğraşmaktan bitap düşmüş yorgun ve bıkkın halkımızın silkinip ayağa kalkmasından başka bir çare yok. Umudunu hiçbir gayret ve cesaret göstermeden başka güçlere bağlayanlar çözüm olarak gördükleri şeyin başlarına daha ciddi belalar getireceğini bilmelidirler. Yani tek çözüm; Türk halkının demokratik yollarla bu gidişe dur demeyi becermesidir.


E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR    Toplam 8 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
 
   
 
Acısı Olanlara
16 Temmuz 2016 Cumartesi 11:16
Yazar zamanında epey kuyruğunuza basmış belli. Acaba onun yüzünden ne avantalar kaybettiniz.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Kıvırma faruk
16 Temmuz 2016 Cumartesi 07:40
Kıvırma
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Faruk Sayılır
15 Temmuz 2016 Cuma 18:54
Evet doğru, "içinde bin aydan hayırlı Kadir gecesinin olduğu mübarek Ramazan ayı" şeklinde olacak cümle sehven eksik yazılmıştır. Bundan dolayı af diler düzeltirim. Ve eminim ki, yüce allah affeder. Peki sizi kim affedecek. İnsan, hele çocuk hayatına kasteden ve buna vesile olan hatta kişisel hesaplarla bu tezgahların içine girenleri kim affedecek? Her yazıdan sonra asıl kimlerin görevli olduklarını biz iyi biliriz. Bu şahıslar mertlikten bahsederlerken; ortadoğu'yu kana bulayan emperyalistlere benim kadar açık kafa tutabilirler mi acaba? Yıllardır müslümanlar üzerine oyunlar tezgahlayıp o coğrafyada tarifi imkansız acılar bırakan emperyalistlerle, onların bölgesel işbirlikçi uşaklarına laf etmeyelim mi? Bugün Irak'ta bir günde 300 kişi ölürken sesini çıkarmayıp (ki kesinlikle onaylamam) başka bir yerde olan terör saldırısını tek sorunmuş gibi gösterenlere "hala teröristlere silah satmaya devam ediyorsunuz" diye tepki göstermeyelim mi? Emperyalist ve kapitalist odakların emrine girmiş hükümetler, halka değil patronlarına hizmet ederken kendi masum halkının katline neden oluyorlar diye tamamını ve eşbaşkanlarını lanetlemeyelim mi? Her seferinde başkalarına "bu saldırı ders olsun" diye akıl verirken, kendilerinin kamyon kamyon silah göndererek müslümanların birbirini katletmelerine neden olmalarını görmezden mi gelelim? Zafiyet tüm dünya'da; işte Amerika'daki yeni saldırı ve diğerleri. Demek ki bu politikalarla önlenemiyormuş. Asıl garip olan, bu politikaların yanlış ve sonuçsuz olduğunu bile bile kendi insanının ölmelerine kayıtsız kalmaları. İnsanların acılarını içlerinde hissetmemeleri. Çünkü büyük patron öyle istiyor ve çaresiz bırakıyor. Nedir? Şudur; "hepiniz benim etrafımda toplanacaksınız, ben ne dersem onu yapacaksınız ve ben sizin bu hizmetinizden memnun kalırsam ve keyfim isterse size biraz huzur ve yaşam hakkı veririm." Hepsi bu aslan kardeşlerim anladınız mı? Haa! Bunun adına da "barıştık, normalleştik, sıfır sorun vs. Ne derseniz deyin. O 'one minute' meselesini adama fena yedirirler. Ben İsrail'den Amerika'ya, Almanya'dan Fransa'ya ve bunların uşaklığını yapan Suudi'lerle tüm işbirlikçi ülke hükümetlerine posta koyup, onların masum halklarıyla birlikte olduğumu haykırıyorum. Hadi sıra sizde mert kardeşlerim. Devlete kin kusma meselesine gelince; geçmişte bazı hırsızlık ve yolsuzlukları kapatan bürokratları bugün vali ve yargı mensubu olarak görevlendirip muhtarları kaçak sarayda benim vergilerimle besliyorsunuz diye, devlet olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? O iş öyle kolay değil. Bu yolla iktidarı ele geçirenlerin kısa ömürleri için siz de biraz tarih okuyun. Benim devletim Türk halkının yardımıyla M. Kemal Atatürk'ün arkadaşlarıyla birlikte kurduğu devlettir. Ve ona canım fedadır. Bu günkü durum geçicidir. Çünkü bu devletin temelinde, kendi çocuğuna gemicik verirken, eline silah verip ölüme gönderdiği Türk gençlerinin kanı vardır ki, kimsenin böyle bir devlete kin kusması haddi değildir. Anladın mı görevli kardeşim...
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
bahadır
15 Temmuz 2016 Cuma 18:20
Kin ve nefret kokan bu yazıyı kınıyorum, üstelik yazılanlar yalan dolan ve iftira. bu site havacılık sitesi mi değil mi? Siyaset kulesi olarak adınızı değiştirin lütfen.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
97.sure 3.ayet
15 Temmuz 2016 Cuma 12:18
Biri bu yazı yazan kişiye yol göstersin. Yazının ilk paragrafındaki 1000 aydan daha hayırlı cümlesi Ramazan ayı için değil Kadir gecesi için söylenmiştir. Kuran-ı Kerim 97. Kadir suresi 3 ncü ayeti kerimesini okursanız görürsünüz. Etrafa kin kusmak için yazılan yazılarda, yazanların kini, bilgisinin önüne geçer ve ayağına dolanır rezil olurlar. Sallamayacaksın, kin kusmayacaksın, okuyacaksın, havacılık sitesinde havacılık haberi yazacaksın. Ya da emekl olarak denize nazır oturup yazmayacaksın önce okuyup öğreneceksin.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Nice de zafiyet
15 Temmuz 2016 Cuma 12:00
Kıymetli yazar! Takip ediyorum da yazıların hemen arkasından ya kendi kendinize yada anlaşmalı kişileriniz çok güzel olmuş yorumları yazıyorlar. Airkule kelimelerinin anlamıyla da kuruluş amacıyla da bir havacılık haber medyası. Kininizi kusmak için, devletin kurumlarını ve kişilerini karalamak için aletiniz değil. Siyasi bir dergi hiç değil. Dün gece Nice de bir terör saldırısı oldu istanbuldaki kadar ve hatta daha vahşi ve ölü yaralı sayısı da daha fazla. Şimdi kalem elinizde gözünüz yiyorsa fransız bakanları, hükümeti, polisini istihbaratını güvenlik görevlilerini suçlayarak ahkam kesin, kesin ki biz de sizin tarafsızlığınızı görelim. mertliğinizi kanıtlayacağınız zaman bu zaman.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Yorumcu
13 Temmuz 2016 Çarşamba 14:22
"Zafiyet her yerde" yorum sahibi, sizin de kaleminize sağlık. Ne güzel bir özet olmuş.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
zafiyet heryerde
13 Temmuz 2016 Çarşamba 11:54
Faruk hocam süper yazı olmuş tebrikler ancak daha geçen sene başbakan olan zat işid'e 'bir avuç öfkeli genç' deyip onları hoşgörmemizi istemedi mi? Bunları söylerken iktidar vekilleri onu alkışlamadılar mı? Bu lafı söyleyen adamın partisine bu millet oy vermedi mi? Yıllardır bu zihniyet ülkemizi yönetiyor hal ortada ama asıl sorumlu, açılım ayağıyla oy için, terörist destekçileriyle meydanlarda elele bildiri okuyanlara, ayaklarına hakim gönderenlere, yollara mayın döşenirken, şehirler cephanelik yapılırken askere, polise görmezden gelin diyenlere, T.C'yi kaldıranlara, Atatürk'e ayyaş diyenlere, askerliği para ile satanlara, devletteki güçlerini kullanarak çoluk, çocuklarını zengin edenlere, yeşili, doğayı, şehirleri rant için katledenlere, simdi terörist ilan ettikleri cemaatle düne kadar bütün makamları, mevkileri, ihaleleri, paraları paylaşanlara, ne idüğü belirsiz milyonlarca suriyeliyi ülkemize sokup kaosu, issizliği, şiddeti daha da arttırıp onlara iş, vatandaşlık, ev vermeye kadar işi ileri götürenlere, insanları kutuplaştıranlara, şuralı buralı diye ayıranlara, torpili ve hemşehriciliği rezilce yapıp 'ne var bunda siz de iktidara gelin siz de yapın' diyen muktedire ve son 1 senede olan akıllara ziyan bombalamalara vs karşın hala biata, şüküre, yağcılığa, yalakalığa, sorgulamamaya devam eden çıkarı için susan, umursamayan bu milletdir!
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Engin Aksüt
TOKYO HANEDA’NIN RİSKLİ YAKLAŞMALARI VE İNSAN FAKTÖRÜ
Engin Aksüt
Osman Gazi Baykal
PARAZİT* HAVA ARAÇLARI
Osman Gazi Baykal
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
FASTING PILOTS NOT 100% FIT
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
İbrahim Köktener
MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ
İbrahim Köktener
Tuğba İncel
GERMANWINGS KAZASI DAVASI SÜRÜYOR
Tuğba İncel
Faruk Sayılır
UCUZ HAYATLAR
Faruk Sayılır
digitaldalga
ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
SİNGAPUR AIRSHOW-2020

SİNGAPUR AIRSHOW-2020

  VİDEO GALERİ
ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

  GÜNÜN MANŞETLERİ
 
MUCİZE KURTULUŞ
YAĞIŞLAR TRAFİĞİ DURDURDU
BOEING İHBARCISININ ÖLÜMÜ
ANTALYA'DA FOTOĞRAF SERGİSİ
'GE AEROSPACE VAKFI' KURULUYOR
YILANLARLA UÇAĞA BİNECEKTİ
HİNDİSTAN'DA KAZA
GAZİPAŞA'DA KARŞILAMA
THY KABİN MEMURU ALACAK
PEGASUS'TAN KAMPANYA
 
  UÇUŞ BİLGİLERİ
İç Hatlar Dış Hatlar
Geliş Gidiş Geliş Gidiş
  İstanbul Havalimanı
  Sabiha Gökçen
  Ankara
  Antalya
  HAVA DURUMU
  İstanbul
Pazar Pazartesi Salı
12 / 18 °C 10 / 18 °C 11 / 20 °C
  ARŞİV
 
   
 
 
UNUTMAYACAĞIZ...
 
Onur Güntürkün
 
 
UNUTMAYACAĞIZ…
 
Ünal Başusta

  •Künye
  •İletişim
  •Havacılık Haberleri
  •Röportaj
  •Türkiye'den
  •Dünyadan
  •Seyahat Rotası
  •Havacılık
  •Uçuş Eğitim
  •Havalimanları
  •Göklere Veda
  •Havacılık Emekçileri
  •Havacılık
  •Reklam Videoları
  •Röportaj
  •Video Haber
  •Airbus
  •İstanbul Havalimanı
  •Qatar Airways
  •Emirates
  •helikopter