5)POP-ROCK:
Bülent Ortaçgil’in “Mavi Kuş” isimli şarkısında metafor olarak kullanılan kuş özgürlüğü simgelerken beraberinde sevgi ve sadakati de akla getirir. Ayrıca kuş sevgiliyi anlatırken özgürleşmesi için uçmaya çağrılır. Elbette gönlünce uçtuktan sonra yine geri gelmesi beklenirken ikilemler, zaafları hatta inadı yansıtır. Şarkının sözleri ise:
Mavi Kuş her daim sarhoş
Biraz da bize kızmış, onun için hiç yüz vermiyor
Oysa güzel şarkıları vardı yıldızlara denizlere
Ama söylemiyor ki bizlere susuyor
Suç işlemiş eller gibi, perondaki boş trenler gibi
Ucu görülmeyen tüneller gibi
Gel hiç üzülme salına salına uç
Ben gelemem ama sen git biraz dolaş
Saksağanın şakası sandılar, muhabbet kuşları papağanlar
Belki de arkadaşındırlar, kargalar gibi karaladılar.
Kırlangıçlar ve serçeler bize biraz yalan söylediler
Çok saftık, zararsız küçük yalanlar gibi
Yağmurdan kaçanlar gibi…
Bütün vapurları kaçıranlar gibi
Gel hiç üzülme salına salına uç
Ben gelemem ama sen git biraz dolaş
Mavi Kuş sanki bir düş kaşla göz arasında
Geceyle gündüz ortasında
Sokaklar bile sokaklarla kesişir
Gölgeler ki güneşe bağlı
Biz ikimiz öyleyiz, ama bilmeliyiz
Ağıramamış aydınlıklar gibi
Kireç tutmuş çaydanlıklar gibi
Hiç sevişmemiş insancıklar gibi
Gel hiç üzülme salına salına uç
Ben gelemem ama sen git biraz dolaş
Mavi Kuş her daim sarhoş
Biraz da bize kızmış
Yaşar Kurt'un söz ve müziği kendisine ait olan “Fırt Emin” şarkısının, günümüzde profesyonel havacılar için çok anlamlı geleceğine inanlardanım:
Ne zaman geldin ruhum
Görmedim seni
Uçaktan atlarken
Unuttum galiba, özledim.
Sarıl bana ruhum ne olur
Sar beni
Çığlıklar geçti üstünden
Bulutlar geçti
Ve o gençlik günlerimizde
Sen ve biz
Seni öldü sandım ruhum
Biliyor musun?
Sensiz yaşamaya alıştırdılar
Galiba özledim...
Yaşar Kurt'un diğer çalışması Richard Bach'ın eseri Martı'dan etkilenerek yaptığı -söz ve müzik kendisine ait olan- “Martı Jonathan Livingstone” şarkısı, mevcut düzene karşı radikal özgürlük arayışını oldukça güzel anlatır:
Küçük bir martı bu Jonathan
Küçük bir martı o kadar
Uçmak istiyordu Jonathan
Uçmak istiyordu ama farklı
Jonathan
Bir gün çok yükseğe çıktı Jonathan
Bulutlara değdi kanadı
Ve kendini denize bıraktı
Ve kendini bıraktı...
Ünlü sanatçı Teoman'ın “Uçurtmalar” şarkısı aşk üzerine yapılmış olmasına rağmen, uçurtma metaforunu kullanarak sevgi ve yaşamı çok güzel anlatan başarılı bir çalışmadır. Çok uzun olan şarkının sözleri:
En sevdiği renk mor olan kadın
En sevdiği kelime asi
En sevdiği oyun incitmek beni
Hıncı çocukluktan kalma yara izi
Zamanı yaralarla ölçen kadın
Geçmişiyle sendeyim.com kavgalı
Tanrıya sığınan kız çocuğu geceleri
İsyankâr gündüzleri
İpleri dolaşmış uçurtmalar misali
Ne beraber uçabildik, boş verip şu dünyayı
Ne gidebildik kendi yolumuza
Rüzgârda savruk, başına buyruk
Senle sendeyim ben
Kırdığı kalpleri dizmiş ipe
Gene de en büyük zararı kendine
Ayak izlerini kuşlar yesin diye
Ekmek kırıntıları bırakıp geride
En sevdiği ses çocuk sesi
Oysa anne olmayı istememiş
Yıllar var ki sendeyim ki kendi
Hiç bir zaman kök salmamış ki
Sırf bir gün çekip gidebilmek için ipleri dolaşmış uçurtmalar misali
Ne beraber uçabildik, boş verip dünyayı
Ne gidebildik kendi yolumuza
Rüzgârda savruk, başına buyruk
Senle ben
Gene de bulup birbirimizi
Aldatma pahasına sevdiklerimizi
Ağlayarak seviştiğim kadın
İpleri dolaşmış uçurtmalar misali
İpleri dolaşmış uçurtmalar misali
Ne beraber uçabildik, boş verip dünyayı
Ne gidebildik kendi yolumuza
Rüzgârda savruk, başına buyruk
Senle ben
Kaç gece göğsümde uyuduğum kadın
Hep tek başına uyandığım...
Yine Teoman'ın “Martılar” şarkısında martıların yaşama ironik müdahalesi, bulut-gökyüzü metaforu, sıradan aşk şarkısı olmaktan çıkarıp bir havacılık yaşamına ulaması dikkate değer. Şarkının sözleri ise:
Gözlerim boş bakıyor ufukta bir şeye
Mutluluk veda ediyor ılık nefesiyle...
Bu sabah sanki bütün cevaplar kanat açmış göğe...
Bir bulut saklıyor sanki akacak yaşları uykusuz gözlerimden
Bir vapur kalkışı, bir başka zoraki firar verdiğim sözlerimden...
Martılar çığlık çığlığa diyor ki, dön sarıl ona
Çok geç olmadan dön bu yollardan
Kır artık zincirini, bu kalp aşksız pas tutar
Çok geç olmadan dön bu yollardan
Bir yanım anlamsız ve tutarsız bir telaşta
Bir yanım küllenmiş zoraki sevdada
Bir bulut saklıyor sanki akacak yaşlar uykusuz gözlerimden
Bir vapur kalkışı, bir başka zoraki firar, verdiğim sözlerden...
Yakın zamanlarda Hande Yener’in “Havaalanı” şarkısı da ilginç bir çalışma olarak kamuoyunun ilgisini çekti. Şarkının sözleri şöyle:
Uçak, gemi, tren, bir araba fark etmez
Bu yolu hiç dert etmez, kalbim kalbim
Küçük ya da büyük bir bavul hiç fark etmez
Anıları dert etmez, sildim sildi
Tam şu anda çıkmalıyım
Sonra belki geç kalırım, geç kalırım
Çok geç kalırım, tabi şimdi
Gideceğim tek yer havaalanı
Bana lazım yeni yaşam alanı
Gözünün önünden uçup giderek
Nasıl söndürdüm bütün havanı
Gideceğim tek yer havaalanı
Bana lazım yeni yaşam alanı
Sözümde durup da çekip giderek
Nasıl söndürdüm havanı
6)KABERE MÜZİKLERİ:
Bu kategoride en ilginç örnek Sayan Plak'tan çıkan, Devekuşu Kabare Tiyatrosunun “Astronot Niyazi” oyunun plağıdır. Haldun Taner'in özel olarak Devekuşu Tiyatrosu için yazdığı ve ikinci kabare oyunu olan Astronot Niyazi'nin skeçlerini, plakta Metin Akpınar seslendirmişti. Plağın son bölümünde Altan İrdel'in bestesi olan şarkının sözleri oldukça ilginçti:
Aya gitse Niyazi
Yıldızlara tırmansa
Gökte zamanı olurdu
Turist gibi dolaşsa
Övünür mü övünür
Övünür mü övünür
***
Sonra yurduna dönüp
Dostlarına kavuşsa
Yeni bir taksi alıp
Sabah akşam çalışsa
Niyazi çocuk gibi
Sevinir mi sevinir
Sevinir mi sevinir
***
Bir keşmekeş trafik
Hadi vak vak düdükçük
İşte senin yolun açık
Adam bekle
Bütün gün gider Niyazi
Dövünür mü dövünür
Dövünür mü dövünür
***
Bir kuş gibi rahatça
Uçup giderken aya
İki saatte giderse
Taksimden Aksaray'a
Zavallı Niyazicik
Delirir mi delirir
Delirir mi delirir
Zum terelelli, zum terelelli...
Şu anda var olmayan Grup Vitamin ‘in, Gökte Uçan Tayyare türküsünden aranje ettikleri “Üfürükten Tayyare” şarkısı da bir tür kabare müziği idi:
Üfürükten tayyare
Selam sööle o yâre
Yârin dişi ağrımış
Var bildiğim bir çare...
Başvurulan Kaynaklar:
*Müzik Piyasamızın Yüz Yılı: Cumhuriyetin Sesleri (Gönül Paçacı - Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1996)
*Hep O Şarkılar (İsmet Özoğuz – İnkılap Kitapevi, 2012)
*Söz ve Müzik Teoman (Teoman – Alfa Basın Yayım Dağıtım, 2008)
*Türkülerden Seçmeler (Şenay Akpınar – Bilge Kültür Sanat, 2006)
*Güfteler: Dildeki Gönüldeki Teldeki (Refik Özcan - İnkılap Kitapevi, 2003)
*Toplumsal Tarih Dergisi (Sayı:117 - Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, 2003)
*Bir Tayyarecinin Anıları (Vecihi Hürkuş - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. 2000)
*Turizm, Yıl Sıfır (Gökhan Akçura – Om Yayınevi, 2002)
*Ay’a Seyahat (Gökhan Akçura – Everest Yayınları, 2005)
*Tezek (Bedri Rahmi Eyüboğlu – Bilgi Yayınevi, 1987)
*İstikbal Göklerin Gökler Bizimdir I. Cilt (Oktay Verel – Türk Hava Kurumu Yayınları, 1985)
*P Dünya Sanatı Dergisi (Sayı:42, 2006)
*Aya Seyahat (Gökhan Akçura – Everest Yayınları,2005)
*Hep O Türküler (İsmet Özoğuz – İnci Yayıncılık,1999)
*Git Zaman Gel Zaman (Cemal Ünlü – Pan Yayıncılık, 2004)
*Sözden Müziğe Şairler ve Bestecileri (Derleyen: Hasan Ersel - Yapı Kredi Yayınları, 2010)
*Bülent Ortaçgil (Orhan Kahyaoğlu – Chiviyazilari Yayınevi, 2002)
*Anadolu Halk Türküleri ve Ezgileri (Salih Turhan – Kültür Bakanlığı Yayınevi, 1992)
*Güzel Ayvalık Tayyaresi (Serap Taşdemir – CTAD Yıl:6, Sayı:11, 2010)
*Cumhuriyet Gazetesi