*/ Kazalara Karşı Uçaklara Hava Yastıkları:
2025’in başında Air India’nın B-787 uçağının kalkışı takiben geçirdiği kazasından sonra Hint asıllı iki mühendis bu tür kazalar için yepyeni bir tasarım geliştirdiler.
Yapay zekâ (AI) kontrollü sistem ve uçağın dışında çok katmanlı hava yastıklarını içeren projeye göre uçuş koşullarını sensörleriyle sürekli takip edecektir. Özellikle 3.000’≈ 914m altında yere düşmenin kaçınılmaz olduğu durumlarda dev hava yastıkları otomatik açılarak çarpışma enerjisini absorbe edip hasarı azaltmak için adeta devasa bir koza, uçağı sarmalayacaktır.
Project Rebirth (*) adı verilen tasarım henüz test aşamasında olmasına rağmen bilgisayar simülasyonlarında çarpışma kuvvetlerini %60 azalttığı açıklandı. Teorik olarak daha yumuşak çarpma, çok hızlı yapay zekâ yardımıyla sistem uçak içindekilerinin yaşamla ölüm arasındaki büyük farkı belirlemektedir.

Soldaki resimde yastıkların tam açılmış hali, sağda ise yastıkların açılma aşamaları
Ayrıca pilotun 3.000’≈ 914m altında yapay zekânın kararına iki saniye içinde müdahale etme seçeneği vardır. Çok katmanlı hava yastıkları KEVLAR (çok hafif karbon katmanlı ve sağlam liflerden oluşan malzeme), TPU (termoplastik poliüretan: PFF kaplama), ZYLON (termoset sıvı kristal) ve STF’li (HDPE hammaddesinden üretilen UV ışınlarına, ısı ve basınca dayanıklı malzeme) tabakalarından oluşmuştur. Bunlara ilaveten yastık katmanlarının iç yüzeyleri Newtonyen (değişken akışkanlıklı sıvılar) olmayan sıvılarla kaplanarak darbe emiciliği arttırılmıştır. Öte yandan motor (lar) çalışıyorsa yapay zekâ reverserleri de devreye sokacaktır.
Ancak sektörün uzmanları öncelikle projenin çok fazla testlere ihtiyaç duyduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca 600.000 pound ≈ 272.155kg ve üzerinde ağırlıktaki uçaklar için çok büyük ölçekli hava yastıklarının gerektiğini, yapay zekânın çalışmasında çok büyük eksiklikleri olduğunu eklemişlerdir. Fazladan eklenen ağırlıklar çok büyük dezavantaj olup, ticari işletmelere uygun olmadığını önemle vurgulamışlardır. Örneğin genel havacılığın bazı modellerinde kullanılan tüm uçak paraşütü bile artan ağırlığa bağlı olarak menzil ve yakıt tüketimindeki olumsuzluklar yüzünden fazla rağbet görmemektedirler.
Mühendisler 1/12 ölçekli prototip oluşturarak uçak yapımcılarına, şirket yöneticilerine, resmi kurum ve karar alıcılara projelerini ulaştırmaya çalışmaktadırlar.
(*) Project Rebirth isminde ABD’de 9Eylül saldırısından sonra kâr amacı gütmeyen bir kuruluşun çektiği belgesel filmi de vardır.
*/ Pepsi’nin Gerçekleşmeyen Savaş Uçağı Hediyesi:
23 Mart-31 Ekim 1996 arasında ABD’de, Pepsi şirketi satışlarını arttırmak için puanlı hediye kampanyası başlatmıştı. Genellikle tişört vb. aksesuarların benzeri sıradan hediyelerin yanısıra TV kampanya reklamlarında okul bahçesindeki AV-8 Harrier II tipi savaş uçağının görüntüsü de yer almıştı. Bu uçak, yedi milyon hediye puanı karşılığında verilecekti…
Üniversite öğrencisi John Leonard bu ödülü kazanmayı arzulamış ve hesaplarına göre yüzyıl boyunca günde 190 kutu/şişe Pepsi içmesi gerektiğini bulmuştu. Ayrıca bir arkadaşıyla 1.4 milyon adet 12’lik kutu Pepsi alıp ve bunları da 600.000ft³≈ 283.1m³ lük bir alanda depolaması gerektiğini hesaplamıştı.
Her iki seçeneğin olanaksızlığı karşısında amacından vazgeçmeyen Leonard bu kez Pepsi puanlarını ilanlarla ücret karşılığı toplamıştı. Bir puana 0.1USD, toplamda yaklaşık 700.000USD ödeme yapmıştı.
Leonard ayrıca askeri araç sahibi olabilmema iznini doğrulatmak için o dönemin Pentagon sözcüsüne başvurmuş, silahsız olmak koşuluyla sahiplenebileceğini onaylatmıştı.
Pepsi şirketine puanlarını veren Leonard’a reklamın bir şaka olduğu iddia edilerek uçağın teslimatı reddedilmişti. Bunun üzerine Leonard Pepsi’den 700.000USD maddi tazminat talep etmişti. Anlaşmazlık sonucu her iki taraf ta mahkemeye başvurmuşlardı.

Davadan sonra düzeltilmiş hediye puanıyla TV’de yayınlanan Pepsi reklamı
Halk Leonard’ın tazminat talebini desteklemesine rağmen mahkeme Pepsi’nin lehine karar vermişti. Pepsi avukatları savunmasında “on milyon ABD vatandaşı bunu şaka olarak algıladı” suçlamasını Leonard’a yöneltmişti…
Pepsi bu kez aynı reklamı TV’de yayınlamaya devem ederken “Şaka Yapıyorum” ifadesini eklemiş, uçağın bedelini 700 milyon puana çıkartmıştı. Ayrıca Leonard’a alay edercesine iki tane bedava içecek kuponu yollamıştı!
Netflix yayın kuruluşu Kasım 2022’de davayla ilgili “Pepsi, Where’s My Jet: Pepsi, Jetim Nerede?” adında bir belgesel dizi yayınlamıştı.
Dava halen kamuoyunun ilgisini çekerken birçok hukuk fakültesinde önemli bir vaka çalışması olarak incelenmeye devam etmektedir.
*/ Gizli Yeraltı Hava Üssünden Şarap Mahzenine:
Eski Yugoslavya ordusu Varşova Paktı’nın nükleer savaş doktrinlerine uyarak yeraltında pek çok hava üsleri, topçu bataryaları vb. tesisler inşa etmişti. Bu arada ilginç bir ayrıntı, Yugoslavya NATO’dan bu yeraltı tesislerinin nasıl inşa edileceğine dair bilgi hatta talimat almıştı.
Kod adı “Zeta” olan Sipcanik yeraltı hava üssü, o dönemde 172. Yugoslav Hava Tugayına ev sahipliği yapıyordu. Pist yüzeyde açıkta olup yeraltı bölümünde uçakların park yerleri, bakım faaliyetleri, silah ve malzeme depoları muhafaza ediliyordu.

Sipcanik yeraltı üssü şarap mahzenine dönüştükten sonraki görünümü
1999 krizinde NATO uçakları pistleri bombalamış yeraltı tesislerine zarar verememişti. Oysa açıktaki 26 uçak, tüm yakıt ve mühimmat depoları imha edilmişti.
2008’de âtıl duran eski yeraltı tesisi şarap mahzenine dönüştürülürken “Plantation 13 July” adını almıştı. 30m derinlikteki mahzen, 365m uzunluğunda, 13.5m genişliğinde ve 7m yüksekliğinde kavisli bir tünel şeklindedir. İçerisinin sıcaklığı her zaman +18C°’de sabittir. Mahzen ideal koşullarla şarap fıçılarını saklamaktadır.
*/ Rus Kozmonotlar Bir Ara Silahlı Olarak Yörüngeye Çıkmışlardı:
Sovyetler’de başlangıçtan 2006 yılına kadar uzaya silah taşıma alışkanlığı vardı. Ne var ki oksijensiz, vakumlu ortamda ateş etmek fizik kurallarına göre imkansızdır. Yine de kozmonotlar 1986’dan itibaren dipçiğinde pala kullanılan, üç namlulu av tüfeğimsi TP-82 modeli tabancayı 2006’ya kadar uzaya taşımışlardı: Hayır, asla uzayda kullanmak için değildi.
TP-82 tabanca projesi, 18Mart 1965’te Voskhod-2 uzay uçuşunda yer alan kozmonot Aleksey Leonov tarafından önerilmişti. Leonov önce uzay yürüyüşünde giysisi arıza nedeniyle boşlukta aşırı şişip sertleşince kapsüle girememişti. Problemi kendi sorumluluğunda, kontrol listelerinin dışına çıkarak giysisinden biraz hava boşaltarak çözmüştü. Dünyaya dönüşlerinde yeterince sorunlarının yanına otomatik iniş sistemi arızası eklenmişti.
Manuel kontrollerle atmosfere giriş yörüngesini tutturmuşlar, takiben yine ekibin kontrolünde paraşütleri açarak yeryüzüne, ormanın içine güvenli iniş yapabilmişlerdi. Ancak planlı iniş noktası Kazakistan’da olmasına rağmen yine de Ural Dağlarındaki Perm kentinin civarındaki yedek iniş noktasının 160km uzağındaydılar.
Ormanda çok fazla boz ayı, kurt vb. vahşi hayvanlar olmasına rağmen her iki kozmonot vahşi doğaya alışkındı. Ancak bir saldırı karşısında yanlarındaki küçük çaplı tek tabancayla bir ayıyı öldürmeleri olanaksızdı. Ormanı yürüyerek geçemeyeceklerine karar veren kozmonotlara ancak havadan ulaşabilen helikopterle atılan sıcak giysiler, yiyecek vb. teçhizatla geceyi bulundukları noktada geçirmişlerdi.

TP-82 tabancası, kabzasına bitişik pala ve kılıfı
Orman nedeniyle havadan hiçbir araç yakınlarına inemeyince ertesi günü kayaklı kurtarma ekibi onlara ulaşmış heva karardığı için ikinci geceyi de ormanda geçirmişlerdi. Ancak üçüncü gün yedek iniş noktasına, oradan da Baykonur uzay üssüne gelebilmişlerdi. Bu süre içinde ekip şanslı olup herhangi yabani hayvanla karşılaşmamışlardı.
Bu deneyimden ders çıkaran Leonov, doğada mahsur kalan kozmonotlar için özel bir silah takımı yapılmasını önermişti. Tıpkı savaş jetlerinin hayatta kalma kiti (survival kit) gibi eldivenler, sudan etkilenmeyen kibritler, pusula, piller vb. edevatın yanısıra bir de TP-82 modeli tabanca ve mermileri vardı. TP-82 tabancası, 70mm lik iki tane düz, bir tane 39mm lik yivli, toplamda üç namluluydu. Farklı namlular ayı ve kurtlar içindi. Çıkartılabilen kabzasına bitişik, kalın kılıfında bir palası vardı. Sert kış koşullarında pala, buz kalıplarıyla iglo yapmak, odun kesmek, yol açmak vb. amaçlar için kullanılıyordu. Yukarıdaki malzemelerin tümü Taşınabilir Acil Durum Hayatta Kalma Kitinin (NAZ) parçasıydılar.
TP-82 tabancası 1986’dan 2006’ya kadar uzay uçuşlarında kullanılmıştı. GPS teknolojisinin gelişerek yaygınlaşması, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının sonucunda üretimi durdurulmuş ve yürürlükten kalkmıştı.
Ancak Rusya Federasyonu’nun belirlediği “tedbirli olmakta fayda var” şiarıyla halen uzay uçuşlarına bir adet farklı tabancayla (kozmonotlar psikolojik nedenlerle itiraz etmelerine karşın) devam edilmektedir.
*/ B-2 Bombardıman Uçağının Satılık Ön Camları:
ABD’nin en gizli hayalet uçaklarının başında gelen B-2 Spirit uçağının bir tanesi 737 milyon USD üretim fiyatıyla envanterdekilerin en pahalısıdır.
Yirmi yılı aşkın hizmet süresi ve yüzbinlerce saatlik uçuş deneyimiyle hiçbir zaman ön camının değiştirilmesine ihtiyaç duyulmamıştı. Bu yüzden bakım ve lojistik bölüm elemanları ön camlara hiçbir şey olmayacağına inanıyorlardı.
B-2’nin yedek ön camları depolarda çok uzun süre kalınca yetkililer artık bunların üretimi durdurulmuş, hatta envanterden kaldırılmış bir uçak modeline ait olduğunu düşünmüşlerdi. Depolardaki yedek ön camlar, devre dışı kalmış, fazlalık ürünleri halka satan Hava Kuvvetleri Savunma Yeniden Pazarlama Ofisine (DRMO) göndermişlerdi. Bir süre sonra kimliği belirsiz (?) sivil bir kişi tarafından tüm B-2 ön cam stokları satın alınmıştı.

B-2 Spirit uçağı ve ön camları
Ne var ki satışın ardından, uçuşun birinde B-2 havada kaz sürüsüne çarpınca ön camı çatlamıştı. Bakım, lojistik birime hemen sipariş vermiş ancak stoklarda olmadığı öğrenilmişti. Bunun üzerine üretici firmayla temasa geçilmiş ancak artık üretilmediğini, kalıpların da atıldığı cevabını almışlardı. Yine de Hava Kuvvetleri çok isterse aşırı fahiş bir fiyatla yeniden üretilebileceği cevabını almışlardı…
En sonunda DRMO ofisine başvuran bakım-lojistik ekibi sivil alıcıya ulaşabilmişlerdi. Kişinin elinde halâ bir miktar ön camlar vardı ve açıklanmayan bedel karşılığında Hava Kuvvetlerine geri satmayı kabul etmişti.
Hangi amaçla ön camları satın aldığı sorusuna ise sivil kişi “küçük kızının ağaç evini yapmak amacıyla” cevabını vermişti.
*/ Vietnam’dan Bebek-Çocuk Kurtarma (Babylift) Uçuşları:
On yıldan fazla süren Vietnam savaşında sona yaklaşılırken ABD güneyden askerlerini geri çekmeye başlamış, Güney Vietnamlıları da kendi başının çaresine bakmaya bırakmıştı.
Bu politika anavatandaki ABD vatandaşları tarafından şiddetle eleştirilince dönemin başkanı Gerald Ford, Güney Vietnam’daki bebek ve çocukların güvenli yerlere tahliye edileceğini duyurmuştu. Ardından ABD, Kanada, Avustralya, Fransa, İngiltere vb. ülkeler Vietnamlı çocukları kabul edeceklerini belirtmişlerdi.

Sol resimde bebekler, sağda çocuklar uçak içlerinde
Babylift Operasyonu adıyla otuz uçuş planlanmıştı. Herhangi sivil uçuşun yapılamadığı Güney Vietnam’dan sadece C-5 ve C-141 tipi askeri kargo uçaklarıyla operasyon sürdürülecekti. Bu arada sadece ABD’li bir iş adamı kendi parasıyla B-747 uçağını kiralayarak bir seferde 300 çocuğun taşınmasını sağlamıştı.
4 Nisan 1975’te C-5 Galaxy tipi kargo uçağı kalkıştan on iki dakika sonra havada patlamış, ekip zorunlu iniş yapmaya çalışmasına rağmen parçalanarak alevler içinde kalmıştı. ABD’nin bildirdiğine göre 78 bebek ve 35 yetişkin hayatını kaybetmişti.
Kazadan sonra ABD’deki gazetelerin manşetlerinde tahliyenin kötü planlanıp yürütüldüğünü iddia eden haberler yer almıştı. Ayrıca bu operasyon çaresizlik ve zulüm olarak nitelendirilirken, ABD hükümetinin sadece kamuoyunda sempati kazanma amaçlı politik bir eylem olduğunu da eklemişlerdi. Yine getirilen çocukların büyük bölümünün yetim olması, yeni ailelere verilmesinin toplumlarından ve kültürlerinden koparılması suçlamaları da basında yer almıştı…
Son Babylift uçuşu 26Nisan 1975’te yapılmıştı. Üç haftalık tahliye boyunca 3.300’den fazla bebek ve çocuk, havayoluyla Vietnam’dan getirilmişti. Bunların 2.000’i ABD, 1.300’ü ise Kanada, Avrupa ve Avustralyalı ailelere evlatlık olarak verilmişti.
Yıllar sonra bu çocuklar geride kalan aile bireyleriyle bağ kurabilmek için büyük çabalar sarfetmişlerdi. Aralarından çok azı ailelerine yeniden kavuşabilmişti.
*/ Yanan Savaş Uçağını Yerde Terk Etmek:
İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetlerine (RAF) ait Harrier tipi savaş uçağı Afganistan’ın Kandahar meydanına 14Mayıs 2009’da yakıtsızlıktan acil iniş için koordinesiz ve hızlı yaklaşma yapmıştı. Son anda hatalarını düzeltmek için pilot, uçağın havada durabilme (hover stop) yeteneğini kullanmayı denemişti. Pilot bunda da başarılı olamayınca uçak piste çarpmıştı. İniş takımları kırıldıktan sonra uçak alev almıştı.
Pilot uçağı yerde, son anda fırlatılabilir koltukla (ejection seat) güvenli bir şekilde terk etmişti. Uçak tamamen hurdaya çıkmış ancak hiç kimse yaralanmamıştı.

Yanan Harrier’den pilot fırlatma sandalyesiyle kurtuluyor.
Kazanın yukarıdaki resmi çok popüler olmuş, videosu da You Tube kanalında en çok izlenenler listesine girmişti. Ancak İngiltere’de hiç kimse İngiliz uçaklarının Afganistan’da niçin bulunduğunu sorgulamamıştı.
Başvurulan Kaynaklar:
*Operation Babylift (Ian W. Shaw – eBook)
*Operation Babylift Mission Accomplished (Regina Aune& Aryn Lockhard – eBook)
*Stealth: The Secret Contest to Invent Invisible Aircraft (Peter Westwick – Oxford University Press, 2019)
*The Insane Engineering of the B-2 Spirit Bomber (Jackson G. Reidy- Independent published, 2025)
*New York Times Gazetesi
*The Guardian Gazetesi
*www.warhistoryonline.com
*www.aviation-safety.net
*www.wikipedia.org
*www.nytimes.com
*www.snopes.com
*www.spectrum.ieee.org
*www.naa.gov.au
*www.stripes.com
*www.aviationhistory.org
*web.archive.org